Dün Çin’in ilk çeyrek büyüme verisi açıklandı. Çin ilk çeyrekte %4,8 ile beklentilerin (beklenti %4,4’tü) üzerinde büyümüş olmasına rağmen makroekonomiye ilişkin açıklanan diğer veriler olumlu karşılanmadı. Örneğin perakende satışların bir önceki yılın aynı ayına göre %3,5 azalması (beklenti %1,6 azalması yönündeydi) ve yine işsizlik rakamının Mayıs 2020’den bu yana en yüksek seviye olan %5,8’e (beklenti %5,5’ti) yükselmesi ve özellikle de Mart ayında karantinaların da etkisiyle önümüzdeki dönemde ekonomik görünümünde çok daha fazla bozulma olabileceği olarak yorumlandı.
Öte yandan geçtiğimiz Cuma günü Çin Merkez Bankası faiz indirim beklentilerine rağmen faizleri sabit tuttu ve bankaların rezerv olarak tutmaları gereken nakit miktarını azaltacağını, 25 Nisan’dan itibaren tüm bankalar için zorunlu rezerv oranını 25 bp düşüreceğini ve aynı zamanda piyasaya 83 milyar dolarlık uzun vadeli nakit sağlanacağını duyurmuştu. Fakat Çin Merkez Bankası’nın bu adımlarına rağmen Çin’deki karantinaların devam ediyor olması ve artan karantinalarla tedarik zincirlerinin giderek bozulması, emlak piyasası ile ilgili devam eden sorunlar ve Rusya-Ukrayna savaşı kaynaklı riskler nedeniyle Çin Ulusal İstatistik ofisinin de dile getirdiği üzere Çin’i zor günlerin beklediği aşikâr.
Çin’in Şanghay kentinde tam kapanma sonrası açık denizde sıra bekleyen gemiler
Şanghay limanında yükleme ya da boşaltma için bekleyen gemi sayısı
Dün Fed’in en şahin üyesi Bullard yeniden sahnedeydi. Bullard Fed’in faiz oranlarını %3,5’lik nötr bir orana yükseltmesi gerekebileceğini ve bu süreçte 75 bp’lik faiz oranına ihtiyaç olduğunu söyledi. Bullard’ın bu oldukça şahin söylemlerinin tam olarak FOMC yansıtmaması ve iyi gelen bilançolara rağmen ABD borsalarında satış baskısını artırmasının yanı sıra ABD tahvil getirileri ve dolar endeksini güçlendirmeye devam ettiği görülüyor. ABD 10 yıllık tahvilleri bugün %2’lik yükselişle 2,91 seviyesine ulaşırken dolar endeksi de bugün 101 kritik direncini test etti.
Öte yandan gündemin en sıcak haberi olan Rusya’nın Ukrayna’nın doğusuna başlattığı yeni operasyon ile jeopolitik risk fiyatlaması yeniden gündeme geldi. Bu fiyatlamayla petrol fiyatlarında yeniden yükselişler görmeye başladık. Ayrıca dün Libya’da protestolar ve silahlı grupların işgalinin ham petrol üretimini engellemesi üzerine Libya’nın mücbir sebepler nedeniyle petrol üretimini durdurması da fiyatları yukarı çeken bir diğer etken oldu. Bu gelişmelerle brent petrol dün 114.8 doları test ederken ham petrol de 109.8’e kadar yükseldi.
Öte yandan AB’de geçen hafta Rus ham petrolünü yasaklamak için öneriler hazırlandığı fakat Almanya’nın ABD tarzı acil bir ambargoyu aktif olarak desteklemediği haberi ulaştı. Bu konuyla ilgili olarak bugün JPMorgan (NYSE:JPM) Avrupa Birliği'nin Rus petrolüne hemen geçerli olacak bir ambargo uygulaması halinde petrol fiyatının 185 dolara yükseleceğini öngördüğünü açıkladı. Bu açıklama üzerinde petrol fiyatlarında bu kez de %3’e varan düşüş başladı.
İki günlük fiyat hareketinden de anlaşılacağı üzere petrol piyasası son günlerde düşüşler ve inişler şeklinde bir hayli volatil. Sadece arz-talep dengesizliği değil özellikle de savaş ve onunla bağlantılı olan yaptırım haberlerine bir hayli duyarlı olduğu çok açık. Bu nedenle petrolde şimdilik teknik analize dair destek ve direnç seviyeleri çok sağlıklı çalışmayabilir. Fakat kısa vade için tüm kamuoyu baskılarına rağmen AB’den gelecek herhangi bir petrol ambargosu olmaz ise Brent petrolün 100-120 dolar arasında ham petrolün ise 95-115 dolar arasında dengelenebileceği öngörülebilir.