Bu makale 18.10.2018 tarihinde İngilizce olarak yayınlanmıştır
Petrol piyasası fiyat dalgalanmalarında görülen son artışlarda suçlamak için artan jeopolitik gerilimler, İran yaptırımları için yaklaşan bir son tarih ve genel üretim endişeleri ile birlikte potansiyel bir katalizör eksikliği yaşamadı.
Ancak, daha önce de söylendiği gibi, son aktivitenin çoğu korku ve spekülasyonun doğrudan sonucu. Anlaşılıyor ki aslında gerçek, mevcut piyasa hikayesinden farklı. Aşağıda, herhangi bir arz eksikliğine dair vahşi spekülasyonların en azından bir kısmını yatıştırabilecek ve korkuları bastırabilecek dört unsur bulunuyor.
1. ABD petrol üretimi yeni rekor seviyeleri görüyor
ABD petrol sanayisi, beklenenden daha büyük artış sergiliyor. Enerji Bilgilendirme Dairesi (EIA) şimdi, kayaç petrol üretiminin Kasım ayında günlük 98.000 varil artacağını öngörüyor. Ayrıca, 2019 yılı için ABD petrol üretimi tahminini 300.000 varil artışla 11,8 milyon varile yükseltti. Bu değişimler, Teksas ve Kuzey Dakota’da Temmuz ayında yaşanan beklenenden daha büyük artışların bir sonucu.
Haziran ayındaki altyapı eksikliğinin kayaç petrol üretimini kısıtlayacağı haberlerine rağmen, bu üreticiler beklentilere karşı koymaya devam ediyor. Beklenenden daha yüksek petrol fiyatları, üreticilerin daha çok boru hattı kapasitesi ile kuyuları bölgelere taşımaya gücünün yetebileceği ve alternatif üretimler üzerine para harcayabileceği anlamına geliyor.
2. ABD petrol ihracatı hızlı bir şekilde iyileşti
Bir süredir yatırımcılar ve petrol sanayi, Amerika’nın Çin ile süren ticari çekişmesinin, Asya ülkelerinin ABD’den yaptığı ham petrol ithalatı üzerine etki edeceği zamanı merak ediyordu. Ağustos ayında bu korkular gerçeğe dönüştü ve Çin Haziran ayında ABD’den ithal ettiği petrol miktarını 384.000’den sıfıra çekti.
Bununla birlikte, Amerikan şirketleri ham petrolleri için çabucak yeni müşteriler buldu ve ihracat Eylül ayında neredeyse tamamen toparlandı. ABD petrolü daha çekici hale geldi, çünkü WTI Brent karşısında daha büyük indirimler ile işlem gördü. Bu ayrıca ABD’li üreticilerin Çin dışında başka küresel müşteriler bulmasına da yardım etti.
3. İran petrol ihracatı güçlü kalmayı sürdürüyor
Ağustos ayındaki hikaye, İran’ın müşterilerinin 4 Kasım’da yürürlüğe girecek olan ABD yaptırımları için bir hazırlık olarak İran petrol alımını kesmeleriyle, İran petrol ihracatının gerileyecek olmasıydı. Anlaşıldığı üzere, bu uzun süre geçerli değil. Ekimi yarıladık ve İran petrol ihracatı gücünü koruyor. TankerTrackers.com raporuna göre, İran Ekim ayının ilk iki haftasında günlük 2,2 milyon varil ihracat yaptı. Bu rakam Eylül ayından neredeyse 200.000 varil fazla.
Bu durum, yaptırımların yürürlüğe girmesine 2,5 hafta kala ABD’li politikacıların istediği bir şey değil. İran’ın müşterilerinin İran petrol alımını düşürmeleri bekleniyor, artırmaları değil. Resmi olarak, ABD hala piyasada “sıfır” İran petrolü istiyor ancak ABD’nin bu isteğine ulaşması mümkün görünmüyor.
4. Jeopolitik gerilimler petrol fiyatlarını etkilemiyor
ABD ve Suudi Arabistan arasındaki gerilimler, Suudi gazeteci ve aktivist Jamal Khashoggi’nin ortadan kaybolması üzerine gittikçe büyüyor. ABD milletvekilleri, bir ihtimal olarak Suudi Arabistan üzerine yaptırımları tartıştı ve Suudi Arabistan, ABD’ye petrol ihracatını durdurmak veya üretimi kesmek ve petrol fiyatlarını artırmak ile tehdit etti.
Tipik olarak, bu tarz jeopolitik gerilimler, petrol piyasasında artış anlamına gelecektir. Pazar gecesi petrol vadeli işlemlerinde açık bir artış haricinde, piyasalar özünde Suudi – ABD meselesini umursamadı. Piyasa izleyicileri, Suudi Arabistan’ın boş tehdidine kanmadı ve petrol fiyatları aslında bu hafta şimdiye kadar, artan stoklar üzerine, düşüş yaşadı.