Bu makale 27.09.2018 tarihinde İngilizce olarak yayınlanmıştır
Brent ham petrol bu haftanın başında sembolik sınır olan 80 doları geçti ve o zamandan sonra 82 dolara yükseldi.
Başkan Trump, OPEC’e karşı artan petrol fiyatları için oldukça sert konuştu ve kısmen de haklı. OPEC fiyatları düşürecek yeterlikte üretimini artırmıyor – ya da artırıyor görünümü veriyor.
Geçtiğimiz Pazar günü OPEC ve OPEC üyesi olmayan partnerleri, düzenli olarak yaptıkları Ortak Bakanlıklar İzleme Komite Toplantısı’nı (JMMC) yaptı ve bu kez, OPEC’e ya da OPEC dışı gruba üretim artışına dair resmi herhangi bir öneride bulunmadı. Her ne kadar grubun üretimi artıracağı anlamına gelse de, yatırımcıların duyduğu mesaj buydu. Grup, hala %100 uyum seviyesini hedeflediklerini pekiştirdi ancak uyum aslında %129, bu nedenle atıl kapasiteye sahip üyeler muhtemelen üretimini artıracak. Rusya, Suudi Arabistan ve BAE, Ekim ayındaki petrol artışının kaynağı olabilir. Gelecek ay bu üreticilerden daha fazla petrolün piyasaya geleceğine dair göstergeler olmasına rağmen, yatırımcılar fiyatları 80 dolar üzerine yükseltmeye devam etti.
Brent fiyatlarındaki artış açıkça, ABD’nin İran’a karşı yaptırımlarının petrol piyasasından oldukça önemli miktarlarda (günlük belki de 1 – 1,5 milyon varil arasında) üretimin çekileceğine dair spekülasyonlardan kaynaklanıyor. Büyük miktarlarda İran petrolünün piyasadan çekilmesinin ardından, herhangi küçük bir krizin küresel petrol kıtlığına yol açacak olması en büyük kaygıyı oluşturuyor.
Bu korkular, piyasa analistleri tarafından bu haftanın başında Singapur enerji konferansındaki majör ticarethanelerin konuşmaları ile canlandırıldı. Pek çoğu, petrol fiyatlarının 2018 sonu ile birlikte üç katı rakamlara ulaşabileceği ihtimalinden bahsetti. Ancak, onların tahminleri oldukça cömert rakamlara, örneğin, - günde 2 milyon varil İran petrolünün çekilmesi gibi - ve çoklu risk senaryolarının birleşimine dayanıyor. Diğer bir deyişle, İran petrol ihracatı sıfıra düşerse petrol 100 doları görebilir ve olaylardan en az ikisi art arda gerçekleşir: İran Hürmüz Boğazı’nı petrol sevkiyatına kapatır (herhangi bir sürede yapabileceği muhtemel olmayan bir şey), Venezuela’nın petrol ihracatı günde 1 milyon varilin altına düşer, bir kasırga Meksika Körfezi’ndeki ABD üretimini vurur veya terörizm Libya ve/veya Nijerya üretimini ayrıca ortadan kaldırır.
2019 öncesinde petrolün 100 dolar olma ihtimali, Trafigura Group ve Mercuria Energy Group Ltd. tarafından yayınlanan boğa öngörülerine karşı çıkmak adına Goldman Sachs için yeterince gülünç oldu ve piyasa izleyicilerine, fiyatlarda böylesine büyük bir artışın mümkünatı olmadığını hatırlatıyor.
Aslında, petrol fiyatlarını tartmaya devam eden önemli faktörler var – özellikle ABD’de. Brent petrol 80 doları geçebilir ancak Amerikan değerlendirmesi WTI, en az 10 dolar daha ucuzdur. Yalnızca bu değil, ayrıca Kanada değerlendirmesi WCS de, çok daha fazla indirimlerle işlem görüyor – WTI fiyatlarından 40 dolar kadar daha düşük. Bu fiyat farklılıklarının büyük bir kısmı, ham petrol fiyatlarını oldukça pahalılaştıran Kuzey Amerika’daki taşıma altyapısının olmamasından dolayı, Amerika ve Kanada üreticilerinin alıcılara indirim yapmaları gerektiğinden dolayı gerçekleşiyor.
Bu taşıma meselesi, Kuzey Amerika ham petrol fiyatlarını en azından 2019’a kadar etkilemeye devam edecek. Bu nedenle, yatırımcılar yılın sonuna doğru Brent’e karşı spekülatif primlerde birkaç dolar daha almaya devam edebilirken, Brent’i üç katı rakamlara çıkarmak için potansiyel piyasa koşulları son derece imkansız. Diğer yanda, Kuzey Amerikan ham petrolü, büyük indirimler yapmaya devam ederek, küresel piyasada daha çekici hale gelecek.