Bu hafta petrol piyasasının en çok konuşulan olayı, petrol fiyatlarının kendisine pek de bir etki etmeyebilir.
Suudi petrol şirketi Aramco'nun dört yıllık bekleyişin ardından gerçekleştireceği hisse satışı, Pazar günü yeşil ışık verilişinden bu yana enerji piyasası gündeminden düşmüyor.
Ancak buna rağmen petrol tacirleri fiyatın izleyeceği yön için çöl krallığındaki devasa halka arz yerine Uzak Doğu'ya bakabilir.
Gözler Aramco'nun Değil, Çin'in Üzerinde
Cuma günü West Texas Intermediate ve Brent'in yaşadığı %3 üzerindeki yükselişin ardından bu hafta da ham petrol piyasalarının nasıl bir yol izleyeceğini Çin belirleyebilir.
Cuma günü petrol fiyatlarında yaşanan yükselişi Pekin'in ticaret savaşındaki kilit endişeleri konusunda Beyaz Saray'la bir mutabakata anlaştıklarına yönelik açıklaması tetiklemişti.
Ancak bu hafta Çin-ABD müzakerelerinde olumlu bir gelişme olmazsa bu kazanımlar elde tutulamayabilir.
Çin Başkan Yardımcısı Liu He, ABD Ticaret Temsilcisi Robert Lighthizer ve ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin'in geçen haftaki telefon görüşmesinde elde ettikleri uzlaşma, gerçek bir ticaret anlaşmasının çok uzağındaydı.
Görüşmeler Konusunda Şüpheci Kalmak İçin Bir Çok Sebep Var
Çin Ticaret Bakanı da, yaptığı açıklamada daha çok görüşmeye gerek duyulduğunu belirtti.
İki taraf arasındaki görüşmelerin istikrarsız geçmişi de yatırımcıları müzakereler konusunda şüpheci kalmaya itiyor.
Çin'in devlet tarafından yönetilen Economic Daily gazetesine bağlı bir blog olan Taoran Notes'a göre "Çin için ek gümrük vergilerinin tamamının kaldırılması henüz değişmemiş ve değişmeyecek en önemli konulardan biridir ve ilk aşama bir anlaşmaya ulaşılsa bile bu kilit konu yansıtılmalıdır."
ABD'nin İstihdam Raporunun Güçlülüğü 'Olağanüstü Bir Gelişme' Olabilir
Petrolde geçen hafta yaşanan yükselişi destekleyen bir başka faktör de, ABD'nin Ekim ayı istihdam raporuydu.
ABD Çalışma Bakanlığı'nın yayınladığı rapora göre geçen ay tarım dışı istihdamda 128.000'lik artış kaydedildi. Investing.com'a görüşlerini bildiren analistlerin ortalama beklentisi ise sadece 89.000'lik bir yükselişti. Konsensüs beklentisinin %45 üzerine çıkmak hangi açıdan bakılırsa bakılsın devasa bir gelişmeydi ve genel piyasalar da buna uygun bir tepki vererek S&P 500'ü rekor zirvelere taşıdı.
Ancak bu coşkun istihdam raporunu sakinleştiren bir olay da, Eylül ayında istihdamın ilk olarak 136.000 arttığını gösteren raporun 180.000'e revize edilmesi oldu.
Ayrıca, istihdam rakamlarının her ay değişiklik gösterdiğini ve Kasım ayındaki verilerin Ekim'deki kadar iyi olmayabileceğini de unutmamak gerek. Bu sebeple, geçen ayki istihdam performansı en iyi haliyle sadece 'olağanüstü bir gelişme' de olabilir.
Küresel Tehditler Petrol Talebini Arafta Tutabilir
Yatırımcıların ticaret savaşının yarattığı tehdit tamamen ya da yeterli oranda ortadan kaldırılmadığı, Brexit ve diğer sorunlar için kalıcı ya da kabul edilebilir çözümler bulunmadığı sürece küresel petrol talebinin arafta kalabileceğini unutmaması gerekiyor.
Buna ek olarak, ABD GSYİH'si de üçüncü çeyrekte yıllık %1,9 oranına geriledi. Bu Wall Street'in beklentilerinin üzerinde olsa da, vergi indirimlerinin sağladığı teşviğin ortadan kaybolmasıyla birlikte yatırım ve büyümeye yönelik endişelerin ortaya çıkmasına neden oldu.
Uluslararası Enerji Ajansı da tüm bu faktörleri değerlendirerek, petroldeki talep öngörüsünü bu ve önümüzdeki yıl için düşürdü. Talebin Temmuz ayında günlük 800.000 varil, Ağustos ayında ise günlük 1,4 milyon varil arttığını belirten kurum, 2019'daki talep büyümesine yönelik tahmininde 100.000 varillik düşüşe giderek günlük 1,0 milyon varile çekti. Kurum 2020'ye yönelik talep büyümesi tahminini de aynı miktarda düşürerek günlük 1,2 milyon varile indirdi.
ABD Enerji Bilgi İdaresi'nin Verileri Yeniden Yön Verebilir
Çin'de bir gelişme yaşanmaması durumunda, bu hafta petrol fiyatlarına yön verebilecek tek gelişme, ABD Enerji Bilgi İdaresi'nin düzenli olarak her Çarşamba yayınladığı arz-talep güncellemesi olacak.
Kurum geçen hafta, 25 Ekim'le biten hafta için piyasanın beklediği 494.000 varillik stok artışına kıyasla tam 5,7 milyon varillik bir artış yaşandığını göstererek piyasayı şoka uğrattı.
Talep tarafında ise, benzin stokları yaklaşık 2,19 milyon varillik azalma öngörüsüne kıyasla yaklaşık 3 milyon varil azaldı.
Ancak destile yakıt stokları, 2,35 milyon varillik düşüş beklentisine kıyasla sadece 1 milyon varillik bir düşüş yaşadı. Bu da dizel, Ekim ayının önemli bir kısmı boyunca jet yakıtı ve diğer ulaşım yakıtlarına yönelik büyük zımni talebin zayıflıyor olabileceğinin bir işareti.
Destile yakıt stoklarındaki azalmanın küçük kalması için bir sebep de, bakımlarını yeni tamamlayan rafinerilerin orta varil ürün üretimlerini hızlandırarak arzı artımış olmaları olabilir. Aynı haftada rafineri faaliyetlerinde de %2'lik bir artış görüldü, ancak %87,7'lik operasyon kapasitesinde olan rafineriler hala yılın bu zamanı için norm olan en az %90'lık kapasitenin çok altında.
Dahası, ABD Enerji Bilgi İdaresi'ne göre ABD içinde aktif olarak petrol arayan sondaj kulesi sayısının son 30 ayın en düşük seviyesine inmesine rağmen üretim üst üste dördüncü haftada da günlük 12,6 milyon varil gibi rekor bir zirvede kalmayı sürdürdü.
Bu sebeple, kurumun bu hafta yayınlayacağı verilerin petrol üretimi ve talebi için neler getireceğini bekleyip göreceğiz.
Altın 1.500 Dolar Seviyesinde Tutunabilir Mi?
Altının 1.500 Dolar üzerinde kalma ısrarı, FED'in Çarşamba günü 25 baz puanlık faiz oranı indiriminin ardından daha fazla oran indirimi olmayacağı sinyalini vermesiyle birlikte sarı metalin keskin bir düşüşe geçmesini bekleyen bazı piyasa katılımcılarını şaşırtıyor.
FED kararının ardından altın kısa bir süreliğine 1.500 Dolar seviyesinin altına indi. Ancak Çin Ticaret Bakanı'nın açıklamasının bir gün öncesinde Çin-ABD müzakerelerinde yeni sorunların ortaya çıktığını belirten bri Bloomberg haberiyle birlikte, Perşembe gününe kadar bu seviyenin yeniden üzerine çıktı.
Pazartesi günkü erken Asya seansında New York COMEX ve spot altın için Aralık teslim altın vadeleri 1.510 Dolar üzerinde işlem gördü.
Baktığımızda, S&P 500'ün yeni bir rekor zirveye ulaşmasıyla birlikte altın gibi bir güvenli limanın Cuma günü düşüşe geçmesi gerekirdi. Ancak bunun yerine altın boğaları mevcut yükselişi Dolar'ın zayıflığına bağladı.
Bu yüzden akıllardaki soru şu: 1.500 Dolar, altının tutunabileceği bir seviye mi?
Bunu bu hafta göreceğiz.