Görüşmelere hazır olduklarını söylerken bile iki ülke de birbirinin insansız hava uçağını düşürmüş ve çatışmanın ilerlemesine hazır durumda. Kimse ABD-İran arasındaki bu güç diplomasisinin devam etmesini istemiyor olsa da, petrol boğaları bir ilerleme yaşanmayacağı konusunda çok rahat davranmamalı—çünkü ne kadar düşük olsa da böyle bir gelişme yaşanması durumunda ham petrol fiyatlarında yeni bir çöküş ihtimali çok yüksek.
İran'ın Birleşmiş Milletler elçiliğinde Perşembe günü gerçekleştirdiği basın toplantısında İran Dış İşleri Bakanı Mohammad Javad Zarif yeniden ABD Başkanı Donald Trump'ın Tahran'ın petrolüne ve liderlerine yönelik yaptırımların kaldırması—ve bir daha uygulanmasının zorlaştırılması için bunun Kongre yoluyla yapılması—durumunda iki tarafın görüşmelere başlayabileceğini söyledi.
The New York Times, Trump yönetiminin Zarif'in bu çağrısını reddetmesinin neredeyse kesin olduğunu belirtti. Washington görüşmelerin yapılması için bir ön koşul olmaması gerektiğini söylüyor ve İran'ı yaptırımlardan kurtulmak için giderek daha çaresiz hale geldiğini düşünüyor.
Zarif, Trump'ın iki ülke arasındaki nükleer yaptırım krizini çözmek amacıyla müzakereleri başlatma görevi verdiği Kentucky Senatörü Rand Paul'la görüşüp görüşmeyeceği konusunda çekimser kaldı. Bakanın söylediği tek şey, "Kongre'den bası isimlerle" görüşeceği oldu.
Zarif aynı zamanda görüşmelerin başlaması durumunda ABD-Kuzey Kore zirvesine benzer bir şekilde İran Başkanı Hasan Ruhani ile Trump'ın yer alacağı, dünyanın gözü önünde gerçekleşecek büyük bir tören şeklinde olmayacağını da belirtti. Bakan, gazeteciler önünde resim çekilmeye ya da "kocaman imzalı iki sayfalık bir belgeye" ihtiyaç olmadığını söyledi.
Ancak bu konuşmaların ve devam eden agresifliğin altında—Hürmüz Körfezi'ndeki ABD'ye ait bir savaş gemisi Perşembe günü İran'a ait insansız bir gözlem uçağını düşürerek, İran'ın geçen ay söylediğine benzer "savunma nedenlerini" öne sürdü—iki tarafta da bir yıldan fazla bir süredir devam eden bu açmazı sonlandırmaya yönelik içten bir istek var gibi görünüyor.
Bu da petrol boğalarının korkması için yeterli bir sebep. Hatta çok korkmaları için.
Chicago bazlı Price Futures Group'ta kıdemli enerji piyasası analisti Phil Flynn, Perşembe günkü köşe yazısının büyük bir bölümünü İran petrolünün piyasaya geri dönmesi durumunda nelere yol açabileceğine ayırdı.
Flynn şöyle yazdı:
"Petrol tacirleri bunun büyük değişimlere neden olabileceğinin farkında. İran petrolüne yönelik yaptırımların kaldırılması, piyasa dengesini arz sıkışıklığından arz fazlalığına itebilir."
"Geçmiş tecrübelerimize dayanarak İran petrolünün piyasaya geri dönmesine yönelik beklentilerin olduğu dönemlerin piyasada düşüş anlamına geleceğini biliyoruz."
ABD İran'ın Talepleriyle Orta Yolda Buluşabilir
Trump'ın Tahran'ı müzakere masasına getirmek için ülke petrolüne ve liderlerine getirdiği tüm yaptırımları kaldırmayı kabul etmesi pek muhtemel değil.
Ancak barış sürecine bir şans vermek adına İran'a karşı uyguladığı en tartışmalı ekonomik hamleleri belli bir süre—örneğin üç ay—durdurarak orta yolda buluşması olası.
İnvesting.com'un tahmini ise, iki tarafın görüşmelere hazır olduğu açıklamasından bir iki hafta içinde ABD West Texas Intermediate ham petrolünün ve İngiliz Brent'in yalın fiyatında varil başına yaklaşık 5 Dolar'lık bir düşüş olacağı yönünde. Bunun ardından yaşanacak her toparlanma da İran'la yeni bir nükleer anlaşma ihtimali tarafından kontrol altında tutulacak.
Trump Zorluklara Rağmen Bir Anlaşmadan Önemli Kazanım Elde Edebilir
Kasım 2020'deki seçime kadar ABD'deki pompa fiyatlarını ucuzlatmak için ham petrol fiyatlarını düşürmek isteyen Trump için İran'la görüşmeleri başlatmayı kabul etmenin kendisi için en mantıklı adım olacağını yeniden belirtiyoruz.
Başkan daha önce de ABD'li tüketicilerin enerji harcamalarını düşürmek adına OPEC'in günde ek 2 milyon varil daha üretim yapmasını istediğini söylemişti. Ancak OPEC tam tersini yaparak Aralık 2018'den bu yana arzda günlük 1,2 milyon varillik kesintiye gitti ve Mart 2020'ye kadar da bunu sürdürme niyetinde.
Mantık Trump'ı İranlılarla masaya oturmaya itiyor, çünkü OPEC'ten aradığı ek 2 milyon varillik petrol Tahran'da var. 2015'te Obama yönetimi ve diğer dünya güçleriyle imzaladığı nükleer anlaşmanın ardından İran'ın petrol üretimi günlük 2,5 milyon varile kadar yükselmişti.
İran'la görüşmelere başlamak, Trump'ın güncel iki hedefini anında gerçekleştirmesini sağlar: düşük petrol fiyatları ve Obama dönemi "hatasını" telafi etme şansı.
Nihayetinde başkan, "dünyanın en kötü anlaşması" olarak tanımladığı Obama dönemi 2015 anlaşmasına kıyasla "Trump'ın İran anlaşmasının" dünya için çok daha iyi olduğu konusunda böbürlenebilir.
Bu konunun önümüzdeki günlerde yeniden gündeme geleceğini düşünüyoruz.