Bu hafta öne çıkan gelişmelere bakalım;
Çin’de Temmuz ayında yavaşlayan sanayi üretimi Ağustos’ta da düşük kaldı. Perakende satışlar son bir yılın en düşük artışını göstererek şaşırtırken sabit varlık yatırımları da yılın en düşük seviyesinde geldi.
Çin verileri ne anlama geliyor ve neden düştü?
Çin, salgının çıkış noktası olurken aynı zamanda ekonomik olarak da salgının etkisi olarak da süreçte en hızlı toparlama gösteren ülke oldu. Pandemi tarafından baktığımızda böylesi kalabalık bir ülkenin salgında başarılı olmasının en önemli nedeni alınan sert önlemlerdi. Ekonomik olarak ise, dünyanın en büyük üretici ve ihracat ülkesi konumundaki Çin, bu özelliğiyle süreci başarıyla atlattı. Fakat 1,5 yılın ardından son aylarda verilerde gerileme olması ve ekonomik yavaşlama görülmesinin ana sebebi delta varyantı başta olmak üzere salgın nedeniyle yeniden sıkı önlemler alınması oldu. ABD ve Avrupa’ya göre iç talep Çin’de çok yüksek değil, ancak önlemlere azalan talep de eklenince yavaşlama belirginleşti ki bunu en net perakende satışlarda görüyoruz.
Sadece Çin değil ABD ve Euro Bölgesi’nde de son aylarda yavaşlama belirtileri var, fakat Çin öncülük yapan ekonomi olduğu için Temmuz’dan sonra Ağustos’ta da gerileme olması yılın kalanında büyüme ivmesinin azalacağına işaret ediyor. Böyle olunca piyasalar dün görece düşük gelen ABD TÜFE verisine de sınırlı tepki verdi. Yani veri risk iştahı için bir süre daha alan olduğunu gösterse de küresel büyüme endişeleri bu iştahı dizginledi.
Pandemi sürecindeki parasal genişlemeden faydalanan gelişen ülkeler arasında yer alamayan Türkiye, bu ay da kendi grubu içinde en zayıf performansı gösteren ülke konumunda. Türk lirası varlıkların yüksek faize karşın cazip bulunmamasının nedenlerini çok defa belirttik özetlersek bunun başında para politikasına olan güvensizlik geliyor. Mart ayındaki başkan değişiminin ardından merkezin faizi koruması son haftalarda hisse girişini destekledi, ancak önceki dönemlerle kıyaslandığında rakamlar son derece düşük kalmaya devam ediyor. Yurt içinde de bunun vatandaş tarafından tepkisi döviz mevduatlarındaki artışla kendini gösteriyor.
Geçen hafta enflasyon takibinde çekirdek kalemi baz alacaklarını belirten Kavcıoğlu’nun açıklamalarının ardından bu ay olmasa da Ekim-Kasım aylarında faiz indirimi beklentisi kuvvetlendi. Dün Resmi Gazete’de yayımlanan ve bugün de merkezin açıkladığı yabancı para zorunlu karşılık oranındaki artış piyasalarda olumlu algı yarattı ve Eylül olasılığını oldukça düşürdü.
Bankalar, müşterilerin kendilerine yatırdıkları paranın (TL ve döviz) merkez bankasının belirlediği oranını merkeze zorunlu karşılık olarak yatırmak zorundadır. Bu oranın artırılması bankalarda çevrilecek nakit oranını düşürdüğü için kredi genişliğini de azaltır. Bu tarafından bakınca dolaylı olarak kredi büyümesini daraltan bir etkisi var (döviz zk 200 bp artırıldı).
Diğer taraftan rezerv opsiyonu mekanizması ile TL zorunlu karşılık imkanı sağlanıyor (TL zk %10’dan %0’a düşürüldü). Ayrıca merkez bu hamleyle döviz rezervlerini de artırmayı hedefliyor ki planlanan rakam 3,4 milyar dolar.
Fiyatlamalara baktığımızda;
Borsada son iki haftalık fiyatlama iyi değil ve 1.470 puan altında 1.430-1.400 aralığı korunursa iyimserlik devam edebilir. Ancak 1.400 puan altında yeniden baskı artabilir. Bu hafta 1.430 puanı korumaya çalışan endekste alım için BİST Bankalar desteği şart ve bankacılık endeksinin de 1.330 puan üzerinde tutunmasıyla alımlar devam edebilir. Şimdilik görünüm zayıf.
Kur cephesinde geçen haftaki 8,50 üzeri denemenin ardından fiyat 8,40’lı seviyeleri koruyor. PPK öncesi kurda yataylık devam edebilir ve 8,35 korundukça alım isteğinin devam edeceğini düşünüyoruz.
Küresel tarafta ABD Dolar Endeksi, TÜFE sonrası gerilese de günü yükselişle kapattı. Endeks bugün 92,50 altında işlem görüyor. Doların yavaş adımlarla yükselmeye devam etmesini bekliyoruz.
Ons altın dün TÜFE sonrası 200 günlük HO seviyesi olan 1.810 dolara yaklaştı, ancak bugün bu seviyeyi koruyamadı. Fiyatta 1i780 pivot bölge yakınındaki seyir bir süre daha devam edebilir. Ancak ilerleyen dönemde dolar baskısıyla altında gerileme olasılığını daha güçlü görüyoruz.