Jeopolitik riskler yeniden yükseldi. ABD, Rusya'nın her an Ukrayna'ya saldırabileceğini açıkladı ve piyasalar haftaya düşüşle başladı. Ardından Rusya, böyle bir durumun söz konusu olmadığını söyledi ve sınırdaki birliklerini geri çekti. Bu gelişmelerle fiyatlamalardaki oynaklık da biraz azaldı. Fakat ABD ve NATO'dan gelen açıklamalar ile tansiyon yeniden yükseldi. Verilen bilgilere göre Rusya, sınıra daha fazla asker gönderdi ve bazı köyler bombalandı. Rusya ise bu haberlerin yalan olduğunu ve Batı'nın asıl Ukrayna ile gerilimi düşürmek için görüşmesi gerektiğini belirtti. Yani Batı'dan gelen açıklamalar riskleri artırıyor, Rusya'dan gelen açıklamalar ise şimdilik yetersiz kalıyor. Bu görünümde güvenli liman olan altın ise 1.893 dolara çıkarak 10 Haziran sonrası en yüksek seviyeyi gördü.
Ons altın için bu haftaya kadar ki öngörümüz şöyleydi: Farklı bir gelişme olmadıkça Fed'in faiz artış hızı ve en önemlisi bilanço küçültülmesine başlamasıyla beraber düşüş olması yönündeydi. Yükseliş ataklarında 1.876 dolar direncindeki kapanışları izleyeceğimizi belirttik. Bu haftaki görünüm jeopolitik risklerin altını desteklediğini gösteriyor ve eğer gelişmeler bu yönde devam ederse elbette ki fiyat da yükselmeye devam edecektir. Dolayısıyla jeopolitik risklerin azaldığı dönemde altının hangi seviyelerde olacağı önemli, bu seviyeler düşüş kademesini de doğal olarak yukarı çekecektir. Şimdilik haftalık kapanış seviyesini izleyeceğiz ve eğer gerilim bu seviyelerde azalırsa sonrasında 1.845 ve 1.820 dolara doğru düşüş söz konusu olabilir. Haziran'daki FOMC toplantısı öncesinde test edilen 1.918 dolar ise kritik bir eşik ve 1.876 doların korunmasıyla bu direnç söz konusu olabilir.
Küresel tarafta Rusya – Ukrayna meselesi ana başlık olarak fiyatlanırken yurt içinde ise Ocak ayının ardından en sakin geçen ikinci Para Politikası Toplantısını geçirdik. Hatırlarsak, TCMB faiz indirimi politikasının etkilerini görmek için önce ilk yarıyı baz aldı, ardından ilk çeyrek olarak değiştirdi, Ocak toplantısında ise süre vermedi. Bugünkü toplantıda da bir dönemeden bahsedilmedi, ancak cari fazla verilmesi yönündeki beklenti korundu. Cari denge Aralık ayında 3,84 milyar dolar açık verdi ve bu rakam Kasım 2021 sonrası en yüksek açık oldu. 13 ayın en yüksek açığının verilmesinin ardından öncü göstergeler Ocak'ta daha fazla açık verileceğine işaret ediyor. TCMB ise 2022'yi baz alarak cari fazla öngörüyor ve burada turizm gelirlerine güveniyor. Cari fazla tek başına göstergeleri iyileştirmeye elbette ki yetmeyecektir. Ama cari dengede açık verilmesinin enflasyona da yansıyacağını banka da zaten “Cari işlemler dengesindeki iyileşme eğiliminin güçlenerek devam etmesi, fiyat istikrarı için önem arz etmektedir.” ifadesi ile açıklıyor.
Türkiye ekonomisinde yanlış zamanda uygulanan yanlış politika haliyle yüksek enflasyona neden oldu. Dünyada enflasyon yüksek doğru, ama Türkiye'deki enflasyonun yükseliş hızı daha fazla ve bunda en büyük etki ise döviz. Peki dövizi yükselten ne oldu? Para politikası! Zincirlenen bu yansımaların en olumsuz halkası ise enflasyon. KDV indirimleri ya da marketlere uygulanan yaptırımlar enflasyonu düşürmeye yetemez. Öncelikle üretim ve taşıma maliyetlerinde bir iyileşme olması gerekir ki bu raflara yansısın, dolayısıyla üreticinin harcamalarındaki vergilerde de indirim olması gerekiyor. Bir de devam etmesi beklenen akaryakıt zamları var, o da enflasyon sepetindeki ağırlığın artması ve genele sirayet etmesi demek.
Petrol fiyatları pandemi öncesine döndü, kazançlar bu tarafta yüksek ve küresel talep nedeniyle yükseliş de devam ediyor. Jeopolitik risklerin devam etmesi ise fiyatları 100 – 115 dolar bandına taşıyabilir. Bu durumda yurt içi zamları bir daha gözden geçirirsek enflasyondaki yükselişin söylenen kadar geçici olmayacağını hesap edebiliriz.
Merkezin son verilerine göre resmi kanallardaki döviz mevduatları azalmaya devam ediyor, TL mevduatlar ise artıyor ve dövizin toplam mevduatlar içindeki payı %66'dan %58'e geriledi. Bunlar iyi, güzel. Ama devamlılık için 3 aylık vade kapanışları önemli olacak. Malum KKM hesaplarında minimum süre 3 ay. Bir de altın hesapları var. Ons etkisi ile gram fiyatı bu hafta 828 TL'ye yükseldi. 840 TL'yi izliyoruz ve eğer riskler artarsa ons tarafındaki yükselişe gelişen ülke paralarından çıkışı da eklersek dolar kurunda da yukarı yönlü hareket olabilir ve gramda bu direnç aşılabilir. Altın mevduatlarındaki ödemeler de ekstra yük demek olacak.