Küresel piyasalarda geçtiğimiz hafta pozitif havanın hakim olduğunu görüyoruz. Yalnız yurt içi tarafta Suriye’ye gerçekleştirilen Barış Pınarı harekatı sonrası artan jeopolitik tansiyon nedeniyle negatif ayrışma yaşanıyor. Bu noktada TL ve TL bazlı varlıklar satış baskısı altında kalarak küresel ölçekte yaşanan risk alma iştahında ki artışa ayak uyduramamış durumda. TL tarafında oluşan fiyatlamaları teknik olarak incelemeden önce küresel piyasalarda pozitif fiyatlanan gelişmeleri kısaca hatırlatalım:
1. Bir seneden fazla görüşmelerin devam ettiği ve bir türlü orta yolun bulunamadığı ABD-Çin ticaret görüşmelerinde geçtiğimiz Cuma günü ateşkes sağlandı. Ateşkes diyoruz çünkü genel bir anlaşma henüz sağlanabilmiş değil. Çin, ABD’den 40-50 Milyar dolarlık tarım ürünü satın alacak. Buna karşılık ABD, 15 Ekim’de 250 Milyar dolarlık Çin ürünlerine yönelik tarifeleri %25’den %30’a yükseltmeyi askıya aldı. Bu haber küresel piyasalar adına oldukça pozitif fiyatlamaları beraberinde getirse de genel bir anlaşma konusunda hala iki ülke arasında geniş fikir ayrılıkları var. Bu noktada üç maddede Çin, ABD ile anlaşmaya pek istekli değil. Bunlar:
· Fikri mülkiyet hakkı
· Teknoloji transferi
· Yuan’ın değeri (Kur ayarlaması ile ticarette avantaj sağlama)
Bu maddeler geniş bir anlaşmanın sağlanabilmesine ilişkin önümüzde daha uzun bir sürenin olduğunu gösteriyor. Çünkü Çin tarafı ABD’ye en az tavizi vermek istiyor. Dolayısıyla geçtiğimiz hafta oluşan ateşkesin piyasalarda oluşturduğu iyimserliğin devamına yönelik kuşkularım var.
2. Brexit meselesi küresel ölçekte çözülemeyen bir başka düğüm. 31 Ekim tarihi yaklaştıkça Eura Bölgesi ve İngiltere arasında görüşmelerin yoğunlaşması ve her iki taraftan da olumlu açıklamaların yapılması piyasalarda pozitif havayı destekledi. Bu sayede GBP/USD paritesi 1.27 seviyeleirne kadar yükseliş yaşadı. Özellikle İrlanda’nın anlaşmanın gerçekleşebileceğine yönelik açıklamaları beklentilerin bir miktar olumluya dönmesinin en önemli sebebiydi. Çünkü Kuzey İrlanda konusu anlaşmalı Brexit’in önünde ki en büyük engel. Sadece ekonomik değil, konunun siyasi boyutu da İngiltere’yi olumsuz etkilemekte. Yalnız 31 Ekim tarihine kadar anlaşmalı Brexit’in gerçekleşme ihtimali zayıf. AB tarafından yapılan açıklamada İngiltere’nin önerilerinin istenilen düzeyde olmadığının belirtilmesi bu bağlamda önemli. Büyük ihtimal 31 Ekim tarihinde anlaşma gerçekleşmeyecek ve tarih bir kere daha ötelenecek.
3. FED, son iki toplantıda faiz oranında toplamda 50 bp indirime gitti. Bu indirimleri de küresel ekonomilerde görülen zayıflamaya ilişkin sigorta olarak değerlendirmişti. Yalnız ABD ekonomisinde de zayıflama emareleri göstermesi faiz indirimlerinin haklılık payını ortaya çıkardı. Bunun yanında bir süredir likiditede sıkılaşma olması dolayısıyla ABD repo faiz oranlarında sert yükselişler yaşanmıştı. Bu noktada bakacılık sektöründe rezerv miktarını artırmak adına FED, 15 Ekim tarihinden itibaren aylık 60 Milyar dolarlık hazine tahvili alacağını duyurdu. Yapılan açıklamada bu hamlenin para politikası duruşunda değişiklik olmadığı belirtilse de ( yani parasal genişleme olmadığı yorumları yapılsa da ) varlık alım progamı sonucu likiditenin artırılmalı amacını parasal genişleme ismi ile anmak doğru olacaktır. Alınan bu karar, küresel piyasalarda oluşan pozitif havaya katkı sunduğunu belirtmek gerekiyor.
Geçtiğimiz hafta piyasalarda risk alma iştahını artıran temel gelişmeleri kısaca yorumladıktan sonra yurt içi piyasalara dönelim:
Suriye’ye hapılan terörle mücadele harekatı sonrası küresel ölçekte oluşan pozitif fiyatlamalardan yararlanamadığımızı ve TL’de negatif ayrışmanın oluştuğunu görmekteyiz. Suriye belirsizliği azalmadan TL ve TL bazlı varlıklar üzerinde oluşan baskının hafifle ihtimali zayıf gibi görünüyor. Bu sayede USD/TRY paritesinde 5.68 seviyelerinden 5.92 seviyeleirne hızlı bir yükseliş oluştu. Teknik olarak 5.95 direnci kısa vadede yükselişin devamı adına izlenmesi gereken en önemli seviye olarak karşımıza çıkıyor. ABD yaptırımı ya da Rusya destekli Suriye ordusu ile sıcak çatışma riski daha fazla artmadığı sürece 5.95 direncinin ilk etapta güçlü bir şekilde kırılma ihtimalini zayıf görüyorum. Bu durumda paritede 5.85-5.80 bölgesine doğru geri çekilme yaşanabilir. Bunun yanında olumsuz gelişmelerin oluşması durumunda 5.95 direncinin aşılması sonucu 6.00 ve 6.07 dirençleri takip edilmeye başlanacaktır.
Önemle hatırlatalım ki: Mevcut durumdaki gibi belirsizliğin yüksek ve haber akışının sık olduğu ortamda teknik olarak fiyatlamaları takip etmek hiç kolay değil. Gerçekleşmesi muhtemel olumlu ya da olumsuz gelişmeler sert oynaklığı beraberinde getireceği için kısa vadede yön konusunu kestirmek oldukça zor. Bu yüzden kısa vadeli işlemlerde haber akışına göre pozisyonlarda ısrar edilmemeli.