Küresel piyasalar yılın ilk ayını zorlu geçiriyor. Borsalar Fed'in faiz artışına başlamasının beklendiği Mart öncesi tutunmaya çalışsa da baskı sürüyor. SPDR® S&P 500 SPY 4 Ocak'tan itibaren düşüş içinde ve dün de endeks %1,83 kayıp verdi. ABD borsalarındaki düşüş Avrupa ve gelişen ülke borsalarında da kendini gösteriyor. Fed ana senaryosunun yanında jeopolitik risk olarak görülen Rusya – Ukrayna gerginliği de fiyatlamalara yansıyor. ABD, Rusya'nın her an bir saldırıya geçebileceğini belirtirken Batı, Ukrayna'ya destek açıklamaları yapıyor. Dün Rusya borsası %7 kayıp verdi ve BİST 100 de son saatlerde %5 düştü. Borsanın bu gerilimden bu kadar yüksek oranda etkilenmesi elbette kendi başına bir sebep olamaz, fakat endeksin somut gerekçeler olmadan ya da etkisinin çok olması beklenmeden yaşadığı ilk düşüş değil. TL varlıklardaki kırılganlık, yabancı yatırımcının isteksizliği ve diğer gelişen ülke borsalarındaki hisselere göre neredeyse yarı yarıya iskontolu olan hisselere yerli yatırımcının da azalması zaten borsanın temel sorunları. Dün de bunun örneğini tekrar görmüş oldu. BIST bugün 2.000 puan altında hafif artıda işlem görüyor.
Bu haftaki raporlarımızda petroldeki harekete dikkat çektik ve brent bugün de 89.0 dolar seviyesine çıkarak 7 yıl sonrası en yüksek seviyeyi gördü. Petroldeki yükseliş son günlerde jeopolitik gelişmeler de katkı sağlıyor ve dün BOTAŞ'ın açıkladığı Kahramanmaraş'ta Kerkük – Ceyhan boru hattındaki patlama da fiyatı yükseltti. Ancak petroldeki yükselişin ana kaynağı elbette ki düşük arz ve devam eden tedarik sorunları. Bu noktada özellikle Rusya en çekimser üretici ülkelerden ve Ukrayna ile yaşanan gerginlikte de bu koz kesinlikle kullanılıyor. Yaşanan gelişmelerin petrolü daha da yükselttiği bu süreçte her yükseliş, ithal eden ülkelerden olan Türkiye'de akaryakıt fiyatlarına zam olarak yansıyor.
Kasım ayında petrol gerilerken USD/TRY kurunda hızlı yükselişler olduğu için akaryakıtta oldukça yüksek oranda zamlar yaşandı. Aralık ayında da kurdaki yükselişe petroldeki toparlanma eklenince zamlar devam etti. Ocak ayında ise kur 13'lü seviyelerde yatay, fakat petrol yükselmeye devam ettiği için fiyatlar artmaya devam ediyor. Dün son olarak motorine 52 kuruş zam yapıldı. Gösterge brent petrolde 100.0 hedefli yükselişin sürmesi, ham petrolde de yine 90.0 dolar üzerine hareket beklendiği için kurda yükseliş olmasa dahi akaryakıt fiyatlarındaki artış devam edebilir.
Petroldeki arz sorununa üretici ülkelerin (OPEC+) kayıtsız kaldığına dair en büyük eleştiriyi ABD yapıyor. Üretici ülkeler ise, pandemideki büyük kayıplarının telafisi için üretimi sınırlı tutuyor ve gerekçe olarak da küresel düşük büyümeyi ve salgını gösteriyor. Güçler arasındaki bu ihtilafta ekonomik kırılganlığı yüksek olan ülkelerin zararı da fazla oluyor. Ülkede üretim zayıf, dışa bağımlılık fazla, istihdam dengesiz bir dağılım içinde ve gelir de düşükse bu durum elbette ki son derece olumsuz. Üzerine bir de dünyanın sorunu olan enflasyon eklendiğinde haliyle zorluk daha da artıyor.
Petroldeki yükselişin sürmesi ilerleyen dönemde ekonomisi kırılgan ve enflasyonu yüksek ülkeler için daha da büyük sorun haline gelebilir.
Altına baktığımızda, tahvil baskısı ile gerileyen fiyat, bu günlerde jeopolitik risklerle 1.800 dolar üzerinde tutunuyor. Fed'e doğru altında oynaklığın artması beklenirken öncesindeki tepki alımlarının hızlı ve gücü önemli. Bir süre 1.780 dolar üzeri seyir devam edebilir. Ancak yılın devamında altında düşüş yönlü hareketler yaşanmasını bekliyoruz.