Global Piyasalarda Haftanın Özeti ve Gelecek Hafta
Geçtiğimiz haftanın en önemli verisi şüphesiz ABD’den gelen TÜFE rakamlarıydı. FED’in en önem verdiği göstergelerden olan çekirdek TÜFE, 2014 Temmuz ayından bu yana yüzde ilk kez yüzde 1.8’in üzerine çıktı. TÜFE’de görülen bu artış faiz artışı için FED’i ikna edecek mi göreceğiz. Ancak piyasa bu yıl içinde faiz artışı olasılığı yüzde 30 olarak görüyor. İstihdam tarafında da geçtiğimiz hafta açıklanan işsizlik başvuruları oldukça iyi geldi.İşsizlik başvuruları verisinin 255 bin ile 270 bin olan beklentinin altında açıklandı. İşsizlik başvurularında görülen bu düşüş ile aylık ortalama 264 bin ile Aralık 1973’ten bu yana en düşük seviyeye indi.
Yurt içinde ise cari açıktaki düşüş dikkat çekti. Ağustos ayı ödemeler dengesi verisine baktığımızda cari işlemler açığının 2 milyar 58 milyon dolar azalarak 6 yılın en düşük seviyesi olan 163 milyon dolara düştüğünü görüyoruz. Bu gerilemede dış ticaret açığındaki daralmanın etkili olduğunu söyleyebiliriz.Doğrudan yatırımlarda görülen artış ve net hata noksanda cari açıktaki daralmaya destek olmaya devam ediyor. Cuma günü gelen yıl sonu TÜFe tahmininde ise yüzde 8.25 gibi bir rakam gördük. Zaten öncü veriler yıl sonuna doğru TÜFE’nin yükseleceğini bize gösteriyordu.
Bu hafta Çarşamba günü Merkez Bankası faiz kararını açıklayacak. Faizlerde oynama yapmak için FED’i bekleyen Merkez Bankasının değişiklik yapmasını beklemiyoruz. FED dışında siyasi belirsizlik ve seçimler de Merkezin hareket alanını daraltan diğer etkenler.
Gerek FED faiz kararı için gerek hisse senedi piyasaları için Çin’den gelen veriler son dönemde oldukça önem kazandı. Bugün sabah saatlerinde gelen büyüme rakamlarına baktığımızda yüzde 6.8 beklenen büyüme rakamının yüzde 6.9 olarak açıklandığını görüyoruz. Gelen büyüme rakamı sonrası endekslerde sınırlı da olsa yükseliş görülüyor.
Bu haftaya baktığımızda Salı günü FED Başkanı Yellen’ın konuşmasını takip edeceğiz. İyi gelen enflasyon sonrası faiz artışı ile ilgili yapacağı açıklamalar doları yeniden eski günlerine döndürebilir. Ayrıca bu hafta ABD’de konut piyasası verileri açıklanacak. İngiltere’de Salı ve Çarşamba günü İngiltere Merkez Bankası Başkanı Carney’in konuşması takip edilecek. Son dönemde Carney’in faiz artışı ile ilgili yaptığı açıklamalar sterlin üzerinde etkili olmuştu. Perşembe günü AMB faiz kararı ve basın açıklaması takip edilecek. Ek parasal genişleme konusunda yapılacak açıklamalar Euro’nun değer kaybına yol açabilir.
ABD
Geçtiğimiz hafta Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD) üçüncü çeyrek büyümenin görüntüsü hakkında fikir edinebileceğimiz perakende satışlar ve sanayi üretim rakamlarını takip ettik. Her iki veri de ABD ekonomisinin üçüncü çeyrekte yavaşladığını göstermiş oldu. Bu yüzden üçüncü çeyrek büyüme rakamları yakından takip edilecektir. Öte yandan ABD’de Eylül ayın enflasyon oranı yıllık bazda % 0 olurken çekirdek enflasyon, %1,9’a yükseldi. Çekirdek enflasyonun yükselmesi sonrası değer kazanan ABD dolarının özellikle Euro karşısında yeniden toparladığını gördük. Ancak gelişmekte olan ülkelere karşı düzeltme süreci devam etti.
Dördüncü çeyrek verileri geliyor
Yeni haftaya baktığımızda ise veri akışı bakımından sakin bir hafta bizleri bekliyor. ABD tarafından çok önemli veri yer almazken, Cuma günü açıklanacak olan Ekim ayı PMI imalat rakamları takip edilebilir. Cuma gününden itibaren dördüncü çeyrek verilerini de almaya başlayacağız. PMI rakamı haricinde konut verileri karşımıza çıkıyor. Salı günü konut başlangıçları Perşembe günü ise ikinci el konut satışları ABD’nin bu hafta gündeminde yer alan veriler olarak karşımıza çıkıyor.
AVRUPA
Enflasyon haftası
Haftaya Almanya’dan açıklanan enflasyon verileri ile giriş yaptık. Almanya’da enflasyon aylık bazda beklentiler dahilinde yüzde 0.2 azalırken, yıllık bazda veride değişim yaşanmadı. Enflasyon verilerinin takip edildiği bir diğer ülke ise İngiltere’ydi. İngiltere’de tüketici fiyat endeksi yüzde 0.1 gerileyerek beklentilerin altında kaldı. Veride beklentiler değişim olmaması yönündeyken TÜFE yaşanan düşüş sterlinde değer kayıplarına yol açtı.
Euro Bölgesi enflasyon rakamlarına baktığımızda ise, aylık ve yıllık bazda beklentileri karşılayan enflasyon rakamlarında, yıllık veride negatif görünüm korunuyor. Açıklanan rakamlarda Eylül ayı enflayonu yüzde 0.2 yükseliş, yıllık rakamlarda ise yüzde 0.1 oranında bir düşüş görüldü. Avrupa Merkez Bankası Yönetim Kurulu üyesi Yves Mersch geçtiğimiz zamanlarda, euronun değer kazanmasının büyüme ve enflasyon görünümüne baskıl yapabileceğini ve bunun sonucu olarak da enflasyon görünümünde orta vadede zayıflama görülmesinin Avrupa Merkez Bankası’nı harekete geçirebileceğini ifade etmişti. Yıllık bazda negatif enflasyondan kurtulamayan Avrupa enflasyonunda yıl sonuna kadar toparlanma şimdilik zor gibi gözüküyor.
İngiltere’de işsizlik yüzleri güldürdü
Enflasyon rakamlarının beklentileri karşılayamamasının ardından sterlinde değer kayıpları görülmüştü. İngiltere’den açıklanan işsizlik rakamları ise sterline destek oldu. Ağustos ayı işsizlik oranı rakamlarında yüzde 0.1 gerileme yaşandı ve veri yüzde 5.4 olarak açıklandı. Açıklanan rakamlar İngiltere’de 2008 yılından bu yana gerçekleşen en düşük seviye olarak karşımıza çıkıyor.
Draghi sürpriz yapar mı?
AMB’nin yapacağı PPK toplantısı ve sonrasında Draghi’nin gerçekleştireceği basın açıklaması, şüphesiz haftanın en önemli gelişmesi olacak. Varlık alım programına rağmen enflasyonda gözle görülür bir düzelmenin olmamasının ardından AMB’nin ne tür bir aksiyon alacağı merak konusu. Varlık alım programının genişletilebileceği kulislerde öne çıkan başlıklar arasında. Bakalım Draghi, varlık alım programına ilişkin önemli detaylar verecek mi ?
ASYA
Asya kıtasını geçtiğimiz hafta Japonya’dan açıklanan verilerin önderliğinde sonlandırdık. Japonya Merkez Bankasının (BOJ) açıkladığı Eylül ayı para politikası toplantı tutanaklarında ek parasal genişlemenin yapılacağına dair sinyaller gelmedi. Ancak, üyelerin enflasyon oranının zayıf görüntüsüne değindiğine gördük. Bundan sonraki süreçte Japonya’dan açıklanacak olan verilerin daha da önem kazındığını söyleyebiliriz.
Yeni haftaya baktığımızda Asya kıtasında sakin veri akışı göze çarpıyor. Japonya’dan Perşembe günü PMI imalat ilk okuma rakamı takip edilebilir. Öte yandan Asya Pasifik cephesinden ise Avustralya’dan bu gece açıklanacak olan toplantı tutanakları Avustralya doları bacaklı pariteler için önem arz ediyor. Toplantı tutanaklarından Avustralya Merkez Bankasının faiz indirimlerine devam edip etmeyeceğini takip edeceğiz. Çin tarafı yine gündemde yer alıyor. Açıklanan büyüme rakamlarının etkileri piyasa tarafından fiyatlanmaya devam edebilir. Geçtiğimiz hafta açıklanan enflasyon oranının sert düşüş yaşaması sonrası Çin Merkez Bankasının teşviklerine devam edeceği bekleniliyor.
TÜRKİYE
Cari açıkta sert düşüş
Ağustos ayı ödemeler dengesi verisine baktığımızda cari işlemler açığının 2 milyar 58 milyon dolar azalarak 6 yılın en düşük seviyesi olan 163 milyon dolara düştüğünü görüyoruz. Cari açıktaki bu gerilemede dış ticaret açığındaki daralmanın etkili olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca doğrudan yatırımlarda görülen artış ve turizm gelirlerinin sağladığı mevsimsel katkı da cari açıktaki daralmaya destek oldu. Ancak turizm gelirlerindeki artış yaşanan olaylar nedeniyle geçtiğimiz senelere göre zayıf seyretti. Eylül ayına ait öncü dış ticaret verilerine baktığımızda düşüşün devam etme ihtimali yüksek gözüküyor. Enerji fiyatlarının düşük seyrine devam etmesi cari açığın iyileşmesine neden olsa da küresel ekonomilerdeki belirsizlikler risk unsuru olmaya devam ediyor.
İşsizlik ve yıl sonu TÜFE tahminlerinde yükseliş görüldü
Geçtiğimiz hafta açıklanan işsizlik ve TÜFE tahminlerde yükseliş görüldü. İşsizlik Temmuz ayında yüzde 9.8 olurken, yıl sonu TÜFE tahmini yüzde 8.25’e yükseldi. Zaten öncü veriler yıl sonuna doğru TÜFE’nin yükseleceğini bize gösteriyordu. Ekim ayı rakamının yüksek geleceğini ve TÜFE’nin yüzde 9 seviyelerine dayanacağını düşünüyoruz.
Bu haftanın en önemli verisi Çarşamba günü açıklanacak faiz kararı. Son dönemde FED’i bekleyen Merkez Bankası adeta sessizliğe büründü. Bu haftada faizlerde değişiklik yapılmasını beklemiyoruz. Perşembe günü ise tüketici güveni açıklanacak. Geçtiğimiz ay tüketici güveni 6,5 yılın dip seviyesinde 58.50 olarak açıklanmıştı. Son dönemde yaşanan gelişmeler kurda yükseliş ve ekonomik tedirginlik ekonomik duruma ilişkin olumlu beklentileri zayıflatmaya devam ediyor. BİST 100’e baktığımızda geçtiğimiz hafta 80 bin denemesi gördük. Ancak yükselişin devamı için bu seviyenin üzerinde kalıcılık görmeliyiz. Aşağıda ise 78 bin bölgesi önemli. Bu seviyenin altında 77 bin 200 takip edilebilir.
ABD TÜFE’de sürpriz artış
Geçtiğimiz haftanın en önemli verisi olan ABD TÜFE'nin aylık bazda yüzde 0.2 düşüş gösterirken FED’in asıl baktığı çekirdek TÜFE’de yüzde 1.9 artış görüldü. 2014 Temmuz ayından bu yana yüzde 1.8’in üzerinde artış görülmüyor olması FED için önemli. İşsizlik başvuruları verisinin 255 bin ile 270 bin olan beklentinin altında açıklandı. İşsizlik başvurularında görülen bu düşüş ile aylık ortalama 264 bin ile Aralık 1973’ten bu yana en düşük seviyeye indi. Bej kitapta ise, işgücü piyasasındaki sıkılaşmanın sürdüğü, ancak ücret artışı üzerindeki etkinin küçük olduğunun belirtildi. Ülke çapında imalat sektörünün dolardaki son değerlenmeden zarar gördüğünün vurgulandı. ABD Merkez Bankası (FED) üyelerinden gelen açıklamalar faiz artışının bu yıl yapılacağı yönünde olsa da, CME’de işlem gören vadelilerin Aralık beklentisinin yüzde 30 olması, piyasanın faiz artışına inanmadığı gösteriyor.
Avrupa’da TÜFE beklentiye paralel
ECB’nin enflasyon konusundaki endişeleri devam ederken, geçtiğimiz hafta açıklanan TÜFE rakamlarında yıllık bazda yüzde 0.1 düşüş görüldü. Almanya’da açıklanan ZEW ekonomik güvende ise çok ciddi düşüş görüldü. Eylül ayında 67.5 olan ekonomik güven 55.2’ye geriledi. Avrupa Merkez Bankası Yönetim Kurulu üyesi Ewald Nowotny geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, Euro Bölgesi’nde manşet ve çekirdek enflasyonun kurum hedefinden çok uzak olduğunu belirtti.
Bu hafta ABD’de konut piyasası verilerini takip edeceğiz. İnşaat izinleri, konut başlangıçları ve mevcut ev satışları haftanın önemli verileri. Avrupa tarafında ise faiz oranı kararı ve PMI verileri açıklanacak. Paritede 1.1320 üzerindeki hareketin devam ettiğini görüyoruz. 1.1320 seviyenin üzerindeki fiyatlamada yeniden 1.1440 denemesi yapılabilir. Bu seviyenin üzerinde 1.1550 görülebilir. Paritede 1.1320 seviyesinin kırılması ise bizi 1.1280 ve 1.1250 seviyelerine yeniden götürebilir.
ABD ekonomisi TÜFE ile nefes aldı
Aylık bazda enflasyon rakamlarında beklenti karşılanırken çekirdek veride yüzde 0.2 artış göz doldurdu. Haftaiçi açıklanan ÜFE ve perakende satışlar verisi ile birlikte gevşeyen dolar endeksinde beklentilerin üzerinde açıklanan veriler ile toparlanma hız kazandı. FED’in faiz artırımına başlamak için önemle takip ettiği verilerin en başında gelen enflasyonda yıllık bazda yüzde 1.9 seviyesine gelindi. Aynı anda açıklanan işsizlik haklarından yararlanma başvuruları 255 bin kişi olarak açıklandı. Beklentilerin altında kalan başvurular ile birlikte önceki dönem verisine gelen aşağı yönlü revize görünümü iyileştirdi ve 4 haftalık işsizlik başvurularının 265 bin kişi olduğu göz önünde bulundurulursa veride son 42 yılın en düşük seviyesine gelinmiş olundu. Gelen olumlu veriler Dolar'a değer kazandırdı ancak boyutu önceki haftalardaki gibi olmadı. Görüntü yatırımcıların ABD ekonomisine olan güveninin azaldığını gösteriyor.
İngiltere'de enflasyon düştü
Ada bölgesi enflasyon verilerinin bu hafta bekleneni veremediğini gördük. Güçlü Sterlin'in talebe olumsuz bir etkisi söz konusu. Ayrıca petrol fiyatlarının düşüşü gelişmiş ülke ekonomilerini zor durumda bırakan bir durum. Faiz artırımı sürecine girmeye çalışan İngiltere ekonomisi için bu enflasyon yeterli düzeyde değil. Ancak Ağustos ayı işsizlik oranı rakamlarında yüzde 0.1 gerileme yaşandı ve veri yüzde 5.4 olarak açıklandı. Açıklanan rakamlar İngiltere’de 2008 yılından bu yana gerçekleşen en düşük seviye olarak karşımızda. Maaş alan tüketicilerin talebe katkısı artar ve tüketim artarsa olumlu gidişat bir nebze hızlanabilir.
Bu hafta, İngiltere MB Başkanı Carney'nin konuşmaları önemli olacaktır. ABD'den ise, mevcut ev satışları ve Yellen'ın konuşması önemli olacaktır.
Teknik olarak, düşüş kanalının içinden çıkan fiyatlamalar Dolar’ın sınırlı değer kaybıyla beraber yükselişlerin habercisi olabilir. Ancak temkinli davranmakta fayda var. 1.5515 seviyeyelerine takılan paritede yükselişlerin devamında 1.5650-1.5815 seviyeleri takip edilebilir. Yeniden kanalın içine girmesiyle beraber satıcılı bir seyir izleyeceğini düşündüğümüz paritede 1.5360-1.5115 seviyeleri kritik destekler olarak izlenebilir.
Japonya'da teşvikler merak konusu
BoJ başkanı Kuroda, zayıf Yen'in yeteri kadar ihracata destek vermediğini ancak ekonomide ılımlı bir toparlanma olduğunu ifade etti. Ek teşviklerin akıbeti konusunda düşüncelere sokan BoJ, ihracat rakamlarından yeterli desteği bulamıyor. Ayrıca hane halkı harcamalarının da dalgalı seyri enflasyon hedefi için yeterli durumda değil. Ancak diğer büyük ülke ekonomilerinin de zayıf durumu ticaret dengelerini ayrıca sarsan bir durum olarak nitelendirilebilir. Japonya Maliye Bakanı Taro Aso ise, teşviklerinin genişletilme ihtimalinin düşük olduğunu ifade etti.
ABD'de enflasyon toparlandı mı ?
ABD'den bu hafta açıklanan enflasyon raporunda çekirdek enflasyonun yüzde 1.9 ile olumlu geldiğini gördük. Ancak perakende ve zayıf ÜFE rakamlarının etkisi ile Dolar'da sınırlı bir değer kazanımı kaydedildi. Haftalık işsizlik başvuruları 255K ile beklentilerin altında kalırken, istihdamda olumlu görüntünün devam ettiğini gördük.
Bu hafta ise, ABD'den Yellen'ın yapacağı konuşma ve mevcut ev satışları takip edilebilir. Japonya'dan ticaret dengesi takip edilmelidir.
Teknik olarak, 119.60 seviyesinin üzerinde kapanışlar yeni alıcıların piyasaya girmesine neden olabilir. Yükselişlerin devamında 120.60-121.50 seviyeleri kritik dirençler olarak izlenebilir. Geri çekilmelerde ise, 118.65-118.10 bölgesi kritik olacaktır. Sert satışlarla beraber 116.15 seviyesi önemli olabilir.
Altındaki alıcılı seyir geride bıraktığımız haftada da ağırlığını hissettirdi. Çin ekonomisinde yaşanan problemlerin küresel ekonomilerde doğurabilecği sıkıntılar ve ABD’den gelen zayıf veriler, altındaki yükselişlerin hafta ortasına kadar güç kazanarak ilerlemesine sebep oldu. Daha sonra ABD’den açıklanan olumlu enflasyon rakamları altının ateşini bir miktar da olsa söndürdü. Bu haftaya baktığımızda ise ABD’den açıklanacak olan haftalık istihdam talepleri ve mevcut konut satışları verileri altın fiyatları üzerinde etki yaratabilir.
ABD verileri sonrası görünüm
ABD’den açıklanan Eylül ayı perakende satış Yüzde 0.1 artış gösteren Eylül ayı verisine karşın çekirdek veride yaşanan düşüş dikkatleri çekti. Yüzde 0.3 gerileyen çekirdek veride önceki dönem rakamları da aşağı yönlü revize edildi. FED’in son dönemde açıklanan istihdam rakamlarında istediğini bulamadığını biliyoruz. Üretici fiyat endeksinde yaşanan düşüş de beklentilerden fazla gerçekleşti. Aylık bazda ÜFE yüzde 0.5 gerileme gösterdi.
ABD ekonomisi TÜFE ile nefes aldı. Aylık bazda enflasyon rakamlarında beklenti karşılanırken çekirdek veride yüzde 0.2 artış göz doldurdu. Dün açıklanan ÜFE ve perakende satışlar verisi ile birlikte gevşeyen dolar endeksinde beklentilerin üzerinde açıklanan veriler ile toparlanma hız kazandı. FED’in faiz artırımına başlamak için önemle takip ettiği verilerin en başında gelen enflasyonda yıllık bazda yüzde 1.9 seviyesine gelindi.
Olumsuz gelen ÜFE ve perakande satışar verileri sonrasında tırmanışa geçen altın, enflasyon rakamlarında görülen iyileşme sonrasında yönünü hafif de olsa aşağıya çevirdi.
Teknik görünüm
1178 seviyesinin altındaki hareketliliklerde satış yönlü işlemlerin hacmi artmaya devam edebilir. Bu durumda da takip edebileceğimiz destek seviyeleri olarak 1168-1152 seviyelerini söyleyebiliriz. Altının yeniden 1178 seviyesinin üzerinde kalması halinde de 1182-1196 direnç seviyeleri test edilebilir.
PETROL
OPEC ülkelerinde yüksek üretim devam ediyor
Petrol talebi son 5 yılın zirvesinde yer almaya devam ederken, özellikle Çin ve Hindistan önderliğinde petrol talebinin 2016 yılının ortalarına kadar artması bekleniliyor.Arz tarafında OPEC Ekim ayı petrol arz talep raporunu açıkladı. Raporun detaylarına baktığımızda önemli başlıkların yer aldığını görüyoruz. OPEC ülkelerinin günlük 31,57 milyon varil petrol üretimini gerçekleştirdiğini görüyoruz. Aynı zamanda 30 milyon varil olan tavan üretiminin ortalama 109.000 varil üzerinde üretim yapıldığı ifade ediliyor. Bunun yanı sıra OPEC ülkelerin petrol üretimi 2012 yılının Nisan ayından bu yana en yüksek seviyesinde yer aldığına dikkat çekiliyor. Bu durum Brent petrol fiyatında yaşanan yükselişlerin kalıcı olmasını engelleyen faktör olarak karşımıza çıkabiliyor.
ABD’de sondaj kule sayısı düşüyor
Geçtiğimiz hafta açıklanan sondaj kule sayıları 14 adet daha azalış gösterdi ve böylece Temmuz 2010’dan beri en düşük seviyeye kadar geriledi. Öte yandan ABD’de günlük petrol üretimi yılbaşından bu yana 9,4 milyon varilden 9,1 milyon varile kadar geriledi.
Brent petrol haftayı 50 doların üzerinde kapatmayı başardı. 50 doların üzerindeki hareketin devamında yeniden 51.50 ve 54 dolar seviyelerini görebiliriz. 50 doların altında kalıcılık sağlanması durumunda ise 48.60 ve 47.70 seviyeleri önemli destekler.
Gelişen ülkelerin devam eden iyimser havasından Türk Lirası da nasibini alıyor ve USDTRY paritesinin, 2,87 seviyelerine kadar gerilediğini gördük. Geçtiğimiz hafta cari dengenin önemli ölçüde azalış göstermesi sonrası Lira’nın güçlenmeye devam ettiğini gördük. Geçtiğimiz hafta veri akışı bakımından sakin olsa da bu hafta önemli verilerin karşımıza çıktığını görüyoruz.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Salı günü 14.00’da Ekim ayı para politikası toplantısını gerçekleştirecek. Politika faiz oranında herhangi bir değişiklik beklenmiyor. Ancak, Lira’nın FED etkisiyle değer kazanması sonrası TCMB’nin nasıl bir politika izleneceği merak konusu. Lira düşüş performansına devam etmesi halinde faiz indirimleri tekrar gündeme gelebilecek olsa da mevcut konjonktürde böyle bir durumun zor olabileceğini söyleyebiliriz. USDTRY paritesine baktığımızda ise Lira’nın değer kazanım sürecinin devam edebileceğini görüyoruz. Ancak 6 aydan beri başlayan yükselen trendin desteği olan 2,84 seviyesinin tekrardan tepkinin gelebileceği bir bölge olarak takip edilebilir. Yukarıda ise 2,9150 direnç seviyesinin aşılması yükselişlerin devamı için belirleyici olabilir ancak 2,9650 direnci kırılmadan yukarı yönlü hareketler zayıf kalabilir.
TCMB beklenti anketi takip edildi
Geçtiğimiz hafta yurtiçinden TCMB beklenti anketini yayınlandı. Merakla beklenen notlarda yıl sonu kur tahminlerinin aşağı yönlü çekildiği görüldü. FED’in faiz artırımı ihtimallerinin zayıflamasının da etkisiyle revize edilen yıl sonu tahmini 3.04’dan 2.99’a geriledi. Büyüme beklentilerinde ise değişikliğe gidilmedi. 2015 yılı için beklenti yüzde 2.9 , 2016 yılı için ise oran yüzde 3.2 olarak açıklandı. Ankete göre yıl sonu TÜFE beklentisi yüzde 8.25’e yükselirken 12 ve 24 ay sonrası için tahminler ise yüzde 7.34 ve yüzde 6.88 olarak açıklandı.
Avrupa’da enflasyon rakamları açıklandı
Avrupa’da geçtiğimiz hafta enflasyon rakamları takip edildi. Aylık ve yıllık bazda beklentileri karşılayan enflasyon rakamlarında yıllık veride negatif görünüm korunuyor. Açıklanan rakamlarda Eylül ayı enflayonu yüzde 0.2 yükseliş yıllık rakamlarda yüzde yüzde 0.1’lik gerileme görüldü. Avrupa Merkez Bankası Yönetim Kurulu üyesi Yves Mersch geçtiğimiz zamanlarda, euronun değer kazanması büyüme ve enflasyon görünümüne baskılayacağını ve enflasyon görünümünde orta vadede zayıflamanın görülmesinin Avrupa Merkez Bankası’nı harekete geçirebileceğini ifade etmişti. Yıllık bazda negatif enflasyondan kurtulamayan Avrupa enflasyonunda yıl sonuna kadar toparlanma bekleniyor.
Önümüzdeki haftada ise gözler Avrupa Merkez Bankası faiz oranı kararında olacak. Kararda herhangi bir değişiklik beklenmiyor fakat rakamların açıklanmasından sonra yapılacak basın konferansında Başkan Draghi’nin ağzından çıkacak her kelime altın değerinde. Avrupa’da haftanın kapanışı ise PMI verileri ile yapılacak. Veriler ile birlikte Avrupa üretiminin nabzı tutulacak. Yurtiçinde ise Merkez Bankası’nın vereceği faiz oranı kararı bekleniyor. Oranlarda bir değişim beklenmezken ertesi gün açıklanacak Ekim ayı tüketici güveni rakamlarına odaklanacağız.
Teknik olarak paritede kritik seviyelerde seyir sürüyor. 3.25 desteğini geçtiğimiz haftada zorlayan paritede hareketlilik hala azalmış değil. Draghi’nin yapacağı açıklamalar ve yurtiçindeki görünümün de açıklağa kavuşacağı hafta içerisinde paritede yöne karar verilebilir. Geri çekilmelerde 3.25 seviyesinin altında 3.23 seviyesi yer alsa da hareketliliğin 3.20 seviyelerine gelmesi beklenilenden hızlı gerçekleşebilir. Yükselişlerde ise gözler 3.30 seviyesinin üzerinde kalınıp tekrardan 3.33 ve 3.35 seviyelerinin test edilmesinde olacak.
