ABD dolarının ve 10 yıllık da dahil tahvil faizlerinin gerilemesiyle birlikte, altın ve gümüş 4 haftalık kayıp serilerini sonlandırmanın ardından üst üste ikinci haftalarını da yükselişle tamamlama yolunda ilerliyor.
ABD’de açıklanan ekonomik verilerin beklenenden zayıf gelmesi ve Fed’in son yayımlanan politika tutanaklarının merkez bankasının faiz artışlarına bu yıl ara verebileceğine işaret etmesinin ardından, iki metale yönelik hissiyat pozitife dönmüş durumda.
Makro faktörlerin dışında, altında son dönemde kaydedilen pozitif fiyat hareketi metali aynı zamanda kısa vadeli tacirler için de cazip hale getirdi.
Altının 200 günlük hareketli ortalamasını ve 1.840 – 1.845 dolar bölgesi civarındaki boğa trendi çizgisini yeniden aştığı geçtiğimiz haftadaki rallinin ardından, değerli metal bu haftanın büyük bir kısmını bu kazanımları konsolide ederek geçirdi. Ancak Perşembe günü, alıcıların 1.840 – 1.845 dolar alanını desteklemesiyle birlikte günlük grafikte küçük bir çekiç mumu oluştu ve metalin bu noktadan yükselişine devam edebileceğinin sinyalini verdi:
Eğer destek dayanırsa, ki dayanabileceğini düşünüyorum, bu noktadan itibaren ilk olarak 1.900 dolara ve sonrasında potansiyel olarak çok daha yüksek seviyelere doğru bir ralli beklerim. Altın, Nisan sonlarına doğru tahvil faizlerinin ve doların yükselişine kadar 1.900 dolar seviyesinde birkaç kez güçlü destek bulmuştu. Aynı zamanda, %38,2 Fibonacci seviyesi 1.900 dolar bölgesi civarında yakınsıyor ve bu bölgeyi potansiyel olarak güçlü bir direnç alanı haline getiriyor.
Ancak makro koşullar hâlâ altını destekliyor ve bu yüzden kısa vadede 1.900 dolar civarında nasıl bir hareket yaşanırsa yaşansın, altın için uzun vadede en az direnç yolu yukarı yönde.
Birkaç hafta önceye kadar, altın enflasyona karşı korunma talebinden ya da riskli hisselerden yaşanan çıkışlardan fayda sağlayamamıştı. Yatırımcılar bunun yerine dolara yöneldi ve bu da tabii ki sarı metal üzerinde baskı yarattı. Ek olarak, tahvil faizlerindeki yükseliş de bu noktaya kadar altının cazibesini azaltmıştı.
Ancak son haftalarda tanık olduğumuz gibi, hem dolar, hem de tahvil faizleri düşmeye başladı. Aynı zamanda, enflasyon dünya çapında artarken ekonomik belirsizlik de yüksek seviyede ve hem tüketicilerin bütçeleri, hem de şirketlerin kâr marjları bu durumdan olumsuz etkileniyor. Bu belirsizliğin kanıtlarını hisse ve kripto para piyasalarında gördük; NASDAQ resmen ayı piyasasına girerken, Bitcoin ağır kayıplar yaşadı.
Bu yüzden, yukarıdaki faktörleri hesaba kattığımızda, eğer altın bir noktada yükselecekse bu yükselişin tam olarak şimdi yaşanması gerektiğini hissedebilirsinz, çünkü yatırımcılar riskli varlıklardan çıkmaya ve enflasyona karşı korunma yolları aramaya devam ediyor. Tabii ki, altının Mart başında gördüğü rekora yakın zirvesine kıyasla yaklaşık %10 daha ucuz seviyede olduğu da unutulmamalı.
Bu yüzden, birçok yatırımcının ve tacirin son dönemdeki tırmanışın ardından altın ve gümüşü bu seviyelerde iyi bir değer olarak görmeleri beklenebilir.