Piyasa geçtiğimiz haftaki faiz kararı toplantısında ECB’den varlık alımlarının ne zaman bitirileceğine dair net bir tarih (mümkünse bir an evvel, hiç değilse yaz başında) beklemesinin yanı sıra faiz artışına dair de net bir sinyal bekliyordu. Çünkü Rusya - Ukrayna savaşı nedeniyle zaten savaş öncesi de yüksek olan enflasyon daha da artmıştı ve artmaya da devam edecekti. Hiç kuşkusuz ECB gibi yatırımcılar da savaş nedeniyle Avrupa’da ekonomik büyümenin yeterince zarar göreceğini biliyordu, fakat enflasyon zarar görecek ekonomik büyümeye rağmen görmezden gelinemeyecek kadar yüksekti. Bu nedenle de ECB’nin bu sene sonuna kadar 60-75 bp arasında bir faiz artışı yapması gerektiği düşünülüyordu.
Fakat öyle olmadı. ECB geçtiğimiz hafta tarafını ekonomik büyümeden yana seçerek enflasyonu görmezden gelmeyi tercih etti ve varlık alımlarının 3. çeyrekte bitirildikten “belirli bir süre sonra da kademeli olarak” faiz artışına başlanacağı mesajını verdi. Haliyle geçtiğimiz hafta beklenenden güvercin bir ECB ile piyasalar büyük bir hayal kırıklığına uğradı. Bu hayal kırıklığının yansımasını da euro/dolar paritesindeki düşüşle çok net gördük, son zamanların en düşük seviyesi 1,0757’ye kadar geriledi. Çünkü ECB sadece enflasyonun değil Fed’in de çok gerisinde kalmıştı.
"ECB ne yaptı, ne yapmadı" tartışmaları tüm sıcaklığı ile devam ederken dün Almanya’nın Mart ayı ÜFE’si açıklandı. Veri aylık %2,6 beklenirken %4,9; yıllık ise %28,2 beklenirken %30,9 geldi. Özellikle aylık bazda beklentinin neredeyse 2 katı gelen veri bize daha şimdiden savaşın AB ekonomisine olan enflasyon maliyetini anlatmaya yeter de artar diye düşünüyorum. Hal böyle olunca dün uzun süredir kendi aralarında sıkı gidip gitmeme konusunda anlaşmazlık bulunan ECB üyelerinden de mesajlar gelmeye başladı. Dün özellikle ECB Yönetim Konseyi Üyesi Martins Kazaks bankanın enflasyon riskleri nedeniyle en erken Temmuz ayında faiz artışı yapabileceğini söyleyince tartışmaların da fitili ateşlendi. Bu hamur daha çok su kaldıracak, o belli.
Almanya ÜFE ve hemen ardından şahin Kazaks’ın açıklamaları sonrasında ECB’den Temmuz’da 25 bp’lik bir faiz artışı %50’nin üzerinde fiyatlanırken yine Eylül ve Aralık aylarında da 25 bp’lik faiz artışı yapılacağı gündemde. Haliyle dünden itibaren yeniden ECB’nin net varlık alımlarını bitirme takvimini de öne çekeceği beklentisi de oluştu denebilir.
Kazaks’ın açıklamaları sonrasında euro/dolar paritesi 1,0868 seviyesine kadar yükseldi. Paritedeki dünkü yükselişin arkasındaki bir diğer neden de 101 seviyesine kadar yükselmiş olan dolar endeksindeki kar satışları sonrası yaşanan gerileme oldu. Kazaks bilinen en şahin üyelerinden olduğundan bundan sonraki süreçte euroda durumun ne olacağı diğer ECB üyelerinin de ne düşündüğü ortaya çıkınca netleşecek. Bu nedenle eurodaki dünkü toparlanmanın aldatıcı olabileceği yabana atılmamalı. Şimdilik hâkim beklentiye göre 1,08 üzerinde tutunma olmadıkça paritedeki toparlanmanın geçici olacağı düşünülüyor. Bugün gözler TSİ 20.00’de konuşacak olan ECB Başkanı Lagarde’da olacak. Konuşma sonrası paritede volatilite görülebilir.
Bu hafta piyasalara damgasını vuran bir diğer gelişmede Paskalya tatili sonrasında ABD tarafında tahvil getirilerindeki yükselme oldu. Getirilerdeki bu yükseliş en temel nedeni bir yandan “artan enflasyon” bir yandan da “artan enflasyon ile agresif Fed geliyor korkusu”. Hatırlarsak geçen hafta ABD manşet TÜFE’nin beklentilere paralel çekirdek enflasyonun ise beklenti altı gelmesiyle piyasada “enflasyonda zirveyi gördük bundan sonra enflasyon düşmeye başlayacak” fiyatlamasını görmüştük. Fakat TÜFE’den bir gün sonra beklenti üstü gelen ÜFE ile “henüz zirvenin görülmediği” fiyatlaması başlayınca dün ABD 10 yıllıklar 2,98 seviyesini test ederek 3 sınırına kadar ulaştı. Sonrasında 2,81’e bir geri çekilme olsa da bugün 2,86 düzeyinden fiyatlanıyor.
ABD’deki son gelişmelerle dün dolar endeksi de Mart 2020’den bu yana en yüksek seviye olan 101 kritik seviyesine kadar yükseldi. Ardından gelen kâr satışları ile 100,2’ye kadar geri çekilme görülse de bugün yine yükseliş ivmesinde. Dolar endeksinde 101,5 kritik direnç. Bu eşiğin aşılması ile yükselişler hız kazanacaktır. Kısa vadede yükselişlerin devam edeceği bekleniyor. Bugün Powell’ın TSİ 18.00 ve 20.00’de yapacağı iki konuşma hem tahvil getirilerinde hem de dolar endeksinde volatilite yaratabilir.
Bu hafta Bullard, Evans ve Bostic gibi önemli Fed üyelerinden de açıklamalar geldi. Yine her zaman olduğu gibi en şahin Fed üyesi lakaplı Bullard’ın yaptığı açıklamalar gündem oldu. Bullard sene sonuna kadar Fed’in faiz oranlarını %3,5’a kadar yükseltmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca 75 bp’lik artış şimdilik baz senaryosu olmasa da bunun imkansız bir artış olarak görülmemesi gerektiğini de ekledi. Her ne kadar bu hafta 75 bp artırım söylemleri gündeme gelmiş olsa da tüm Fed üyelerinin aşağı yukarı “şimdilik 50 bp yeterli 75 bp’lik artışa gerek yok” minvalinde açıklamalar yaptığı söylenebilir. Zaten son fiyatlamalara baktığımızda da Mayıs ayında Fed’in 25 bp artış yapma olasılığı %4,6, 50 bp artış yapma olasılığı ise %95,4 ve 75 bp artış ise %0 olasılıkla fiyatlanıyor.