Güney Afrika'da tespit edilen ve Omicron adı verilen varyantın bulaşıcılık hızı ya da öldürücülük gücü henüz netleşmedi, fakat Dünya Sağlık Örgütünün alarm derecesini artırması ile geçen hafta piyasalar son dönemin en kötü kapanışını yaptı. Yeni varyant nedeniyle Avrupa, ABD ve Japonya Güney Afrika ve komşu ülkelere seyahat kısıtlaması getirdi, ayrıca İsrail ve Japonya sınırları tamamen kapatma kararı aldı. Böyle olunca seyahat sektörü hisselerinde sert düşüş oldu ve petrol de buna bağlı geriledi. Petroldeki düşüşün bir diğer nedeni ise devam eden haftalarda yeni kısıtlamaların uygulanabilmesi durumu. Bu olasılıkta günlük üretim azalacağı için petrol tüketimi de düşmüş olacak. Bu kaygılarla brent Cuma günü %12 gerileyerek 81,60 dolardan 72,20 dolara geriledi. Endeksler ve petrol satışlarda ilk sırada yer alırken güvenli liman özelliği taşıyan Japon yeni ve frank ise dolar karşısında %2'den fazla değer kazandı. Karantina dönemindeki kapanışın faturası halen ödenirken yeni bir kapanmanın yaratacağı maliyeti hiçbir sektör düşünmek dahi istemiyor. Ancak kış döneminin kötü geçeceği şimdiden kabulleniliş durumda.
Geçen hafta içinde yılın en yüksek seviyesini gören Dolar Endeksi, Cuma günü son ayların en kötü günlük performansını gösterdi, sebebi ise Fed beklentilerinin azalması oldu. Omicron varyantı öncesine baktığımızda;
Enflasyonun yükselmesi, işsizlik başvurularının azalması, tüketici harcamalarının devam etmesi ve sektörel toparlanmanın da yine devam etmesi nedeniyle piyasalar Fed'in aylık 15 milyar dolar azaltım ile Haziran 2022'de son vermesini bekledikleri varlık alım kısıtlamasının gelecek aylarda artırılmasını bekliyordu. Hatta iki katına çıkarılarak daha kısa zamanda bitmesiyle beraber 2022'de iki faiz artışı olabileceği fiyatlanıyordu. Bu beklenti neredeyse bir günde değişti. Parasal desteğin devam etmesi gerekebileceği düşüncesiyle Fed'in gelecek yıl bir faiz artışı yapacağı beklentisi kuvvetlendi. Böyle olunca dolar geçen hafta küresel piyasalarda düşüş yaşadı ve yen ile frank hariç euro, sterlin ve Avustralya doları karşısında da düştü, ancak gelişen ülke paraları karşısında yükseldi. Bunun nedeni ise dünyada risk iştahının azalmasıyla GOP'ların değer kaybetmesi oldu, fakat dikkat çeken nokta varyantın görüldüğü Güney Afrika randı dahil gelişen ülke paralarından TL'nin yine en çok değer kaybeden olması oldu.
Türk lirasının değer kaybında Fed ve salgının etkisi çok düşük. Paranın değer kaybının en büyük nedeni yeni politika! Cumhurbaşkanı Erdoğan Cuma günkü konuşmasında yeni bir politika uyguladıklarını, ama bu öyle bir gecede değil 19 yıl çalışarak hazırladıklarını söylerken hiçbir şekilde bu politikadan da vazgeçmeyeceklerini belirtti. Nedir bu politika? Düşük faizle beraber artacak yatırım, ihracat, istihdam ve büyüme. Tüm bunlar olunca da enflasyonun kendiliğinden düşmesi bekleniyor, bu iktisadi olarak mümkün olmayan bir şey ama bu konudaki ısrar açıkça dile getiriliyor. Kötü olan bir diğer nokta ise TCMB'nin bağımsız olamadığının yine göze batırılması oldu, Erdoğan "Faizler düşecek." dedi. Böyle olunca Aralık'ta da merkezin faiz indirmesi piyasalar için şaşırtıcı olmayacak.
Bu hafta açıklanacak enflasyon oranı Eylül'de başlayan ve Kasım'da rekor seviyeye çıkan kur artışının ilk etkilerini gösterecek, beklentimiz TÜFE'nin Kasım'da %21'e yaklaşması yönünde olurken asıl endişemiz ÜFE'deki artış oranı. Rekor seviyelerde olan ÜFE'deki her yükseliş daha fazla maliyet demektir ki bu da enflasyondaki yükselişin hem daha da hızlanacağı hem de uzun süre yüksek kalacağına işaret ediyor. Yüksek enflasyon ortamında kurun düşmesi çok mümkün olmayan bir durum ve birbirini besleyen bu döngüde faizdeki her indirim atakların da artması anlamına geliyor. Bu noktada çift haneli bir büyüme olsa bile bunun vatandaşa yansıması bir taraf enflasyonun artmasıyla gelir kaybı hızlanacaktır. Gel gelelim herkesin bildiği bu durumdaki ısrarın sürmesi nedeiyle TL değer kaybetmeye devam ediyor. 5 yıllık risk primi 500 puanı da aştı ki bu son derece kötü. Öte yandan gerek sektörlerin gerekse tüketicinin ekonomiye olan beklentilerin çok ciddi bozulma var ve dünyanın yeniden kısıtlamaya gittiği bu döneme Türkiye ekonomisi son derece yüksek belirsizliklerle eşlik ediyor. Bu noktada ne kurda ne de enflasyonda iyimser olunamıyor.
Erdoğan'ın açıklamalarının ardından 12,70'e yaklaşan USD/TRY kuru haftaya da bu seviyelerden başladı. 13,52 tarihi seviye sonrası işlemleri dikkate aldığımızda 12,92 - 13,16 aralığı atakların hızlandığı bölge ve geçen hafta başında test edilen 13,16 da bu haftaki fiyatlamada önemli direnç noktasında. Biz yükselişlerin nereye kadar gidebileceği konusunda 8,80 sonrası hesaplama yapmadık, çünkü bir günde yaklaşın 2 TL kadar çıkan bir fiyat için teknik seviyenin güvenilir olmadığı görüşündeyiz. Sadece düşüşlerdeki durakları izliyoruz. Bu noktada 13,52 zirvesi sonrasında 11,85 destek olurken belirttiğimiz 12,92 - 13,16 aralığını bu seviyeye doğru direnç noktası olarak izliyoruz.