Tarih değil hatalar tekerrür eder.
BBC'de yer alan habere göre, dünyanın en büyük ticari anlaşması; 15 ülke, küresel ekonominin neredeyse üçte birini kapsayan dünyanın en büyük ticaret bloğunu oluşturdu. Bölgesel Kapsamlı Ekonmik Ortaklık 10 Güneydoğu Asya ülkesinin dışında, Güney Kore, Çin, Japonya, Avusturalya ve Yeni Zelanda'dan oluşuyor. Anlaşmada rakip Asya - Pasifik ticaret paktından 2017'de çekilen ABD yer almıyor. Bu anlaşma yatırım yönünün Asya piyasalarına ve doğu ticaretine doğru kaydığının en belirgin görüntüsüdür.
RCEP 20 yıl içinde bir dizi ithalat vergisinin kaldırılmasını öngörüyor. Fikri mülkiyet hakları, telekomünikasyon, mali hizmetler, e-ticaret ve profesyonel hizmetler konusunda da kurallar söz konusu. RCEP üyeleri dünya nüfusunun neredeyse üçte birini, küresel üretimin de %29'unu oluşturuyor. Bu kararların tedbir kapsamında değerlendirildiğini görebiliyorum. Bu tedbirlere en çok kriz öncesi dönemlerde ve sonrasında yeniden hızlı bir şekilde yapılanmak için gerektiğini, bu yönde hazırlıklar kapsamında olunduğunu öngörüyorum.
Kurt yatırımcı Warren Buffet Japonya'nın en büyük 5 borsa ticaret şirketine 6 milyar dolarlık yatırım yaptı. Buffet bu yatırımıyla ABD'deki alışıldık yatırım hamlelerinin dışarısına çıktı. Buffet'ın hisselerini satın aldığı şirketler ilk pazartesi günü Tokyo borsasında hızlı bir yükseliş gösterdi. Şirket hisseleri; Marubeni %14, Sumitomo %11, Mitsubishi %10, Mitsui %8,7 ve Itochu %6 oranında yukarı yönlü hareket etmişti.
George Soros'un varlık yönetimi şirketi BofA, Citi ve Morgan Stanley (NYSE:MS)'e ikinci çeyrekte 88 milyon dolar değerinde yatırım yaptı.
Berkshire'in Bank of America hisselerini çeyrek sonundan bu yana 2 milyar dolar arttırması da banka hisselerinin halihazırda kâr potansiyelini koruduğunun göstergesidir.
Yabancı yatırımcılar havayolu ve banka hisselerine yönelince bu hisselerin değer kazancı ve yaptığı al sat bazlı hacim istikrarı göz doldurmaya devam ediyor. 1997 yılından bu yana en yüksek satış yılın geride kalan on ayında gerçekleşti. Kasım ayına gelindiğinde ise aşıyla ilgili gelişmelerin de etkisiyle en çok havayolu şirketlerine yöneldikleri gözlendi.
Dünya Gıda Programı (WFP) Direktürü David Beasley, gelecek yıl büyük çapta kıtlık beklediğini aktardı. Bu da daha önce yerel gazetedeki köşe yazılarımda belirttiğim gibi 2021 Ekonomik Krizi Teorimi destekler nitelikte.
Merkezi Roma'da bulunan WFP'nin Amerikalı İcra Direktörü Beasley, Associted Press (AP) ajansına veriği mülakatta, bu yıl verilen Nobel Barış Ödülü'nün WFP'ye dünya liderleri gelecek yılın bu yıldan daha kötü olacağına dair uyarması için megafon görevi gördüğünü söyledi. Global ekonomi ve piyasalar için bu haberler önemli yer tutuyor. Göstergeler kriz öncesi dönemlerde olduğu gibi otomotiv sektöründe meydana gelen rekor ticaret hacmi ile benzerlik arz ediyor. Beasley, "2021'de korkunç boyutta kıtlık olacak." dedi. Kaos habercisi olarak nitelendirilmek istemiyorum ancak tedbir alınması greken en önemli durum pandemi nedeniyle bir türlü dikiş tutamayan hizmet sektörü tüm dünya ekonomileri için büyük bir hacime tekabül ediyor. Bu istihdamdan mahrum kalan işçi güç yeni bir düzen kurmakta ve geldiği noktada bir yaşam mücadelesini yürütmekte zorlanmaktadır. Bu da kriz beklentimi destekleyen başka bir etken.