ABD 10 Yıllık tahvil faizindeki yükseliş isteği bu hafta da devam ediyor. Oran %1,40-%1,50 arasında ve geçen haftaki sert yükseliş sonrası geri çekilmelerin sınırlı kalması piyasaların Fed ve ECB yetkililerinin söylemleri ile diğer merkez bankalarının hamlelerini şimdilik çok dikkate almadığını, ABD’de enflasyonun yükseleceği ve Fed’in daha erken politika değişikliğine gideceğini fiyatlamaya devam ettiğini gösteriyor. Bu bakış açısı ile endeksler ve altındaki düşüş devam ederken en çok da GOP’lar içinde riski fazla olanlarda düşüş var ki TL de bu grup içinde yer alıyor.
Türk Lirası, Kasım itibarıyla dip seviyeden %20 toparladı ve geçen hafta ise %6 kayıp verdi. Bu hafta ise %1 düşüşte. TL tarafında dikkat çekmek istediğimiz noktalar:
-Enflasyondaki yükseliş Şubat’ta %15’i aştı ve Mart'ta da %16’nın aşılması bekleniyor yani henüz zirve görülmüş değil. Bu noktada ısrarla gerekirse önden adım atarak kontrolü sağlarız diyen TCMB, ya Mart toplantısında ya da Nisan toplantısında bir faiz artışı daha yapabilir. Enflasyonun %16’yı aşması durumunda Nisan toplantısını daha güçlü görüyoruz. Ancak merkez faiz artışıyla enflasyonu düşürmeye çalışırken elbette bir yandan da kurdaki yükselişi de düşürmeyi hedefliyor. Bu faiz artışlarıyla düşüş sağlandı, ancak küresel tarafta dolardaki yükseliş ve fiyatlamaların GOP’larda çıkışa neden olmasıyla kurda yeniden hareketlenme var. Bu da her hareketin enflasyonu tetiklemesi demek yani yeniden kur ve enflasyon kaynaklı faiz neticeli işleyiş devam edecek gibi görülüyor.
-Küresel taraftaki fiyatlamaların daha da belirginleşmesi durumunda kırılganlığı yüksek olan TL’nin riski de yükseliyor. Bu noktada ilk maddede bahsettiğimiz faiz kalkanının kullanılmaya devam etmesi yurt içinde kredi imkanlarının giderek azalması ve büyümede baskının da artması demek oluyor. Son faiz artırımları ile düşüşünü hızlandıran BİST Bankalar tarafında bugünkü seviyelerin de daha zayıflaması söz konusu olabilir. Endeksin borsadaki gücünün azalması da ayrıca risk demek.
-Küresel gelişmelerin yanında yurt içinde de gerek ABD gerek AB gerekse Rusya ile olan ilişkilerdeki gidişat zaten son yıllarda fiyatlamada en etkili başlıklar. Bu ay içinde Batı ile olan süreçte nasıl bir yol alınacağı da TL’de belirsizlik yaratıyor.
-Haftaya açıklanacak ekonomi reformu da takip ediliyor ve beklentilerin karşılanmaması yani olanın üzerinden yeniden geçilmesi, ancak yüksek maliyetli proje ve giderlerdeki ısrar da bütçeye dair kaygıları artırabilir.
-Haliyle TCMB, tüm bu risklere faiz başta olmak üzere yetkisindeki araçlarla müdahale edemeyecektir.
Teknik olarak kurdaki seviyeler de beklediğimiz 7,20’li seviyelerdeki dengelenme olasılığını güçleştirmeye başladı. Günlük kapanışlar 7,25 üzerinde ve 7,42 üzerinde dengelenme artıyor. Grafikte rekor sonrası düşüşlerdeki hareketi paylaştık. Görüldüğü üzere ilk olarak önemli gördüğümüz 7,87 üzerindeki ivme kaybıyla fiyat 7,50 altına geriledi ve 7,42 yakınındaki seyrin ardından da düşüşünü hızlandırdı. 6,90 seviyesi altının görülmesi sonrası gelen yükseliş hareketinde bu hafta 7,42 üzeri hareketteki istek artıyor. Bu durum maalesef ki alımların hızlanmasını destekliyor. Eğer haftalık kapanış 7,42 üzerinde olursa kurda 7,66’yı konuşmamız gerekecek. Bu noktada enflasyon fiyatlamasına bağlı tahvildeki yükseliş ve ABD Dolar Endeksi’nin seyri önemli. Endeks henüz 92,0 seviyesini aşmadı, ancak bu seviyenin aşılmasıyla pariteler üzerinde dolar baskısı daha da hissedilebilir.
