Küresel piyasalar Fed yetkililerinden gelen açıklamaları fiyatlıyor. Hatırlarsak ABD’den TÜFE Mart ayında aylık %0,1 ile düşük hızda artarken yıllık oran da %5’e geriledi. Fakat çekirdek TÜFE aylık ve yıllık bazda yüksek kalmaya devam etti. ÜFE ise uzun zaman sonra düşüş gösterdi.
Verileri piyasa nasıl fiyatlamıştı? Fed’in Mayıs’ta son kez faiz artırdıktan sonra söylenen kadar uzun süre beklemeden bu yıl içinde faiz indiriminin başlayacağı şeklinde bir fiyatlama vardı. Böyle olunca dolar endeksi 100,80’e kadar geriledi, 10 yıllık tahvil faizi de geçen hafta %3,40’ın altına indi.
Fed yetkileri ne dedi? Fed St. Louis Başkanı Bullard ve Fed Atlanta Başkanı Bostic'in açıklamaları oldu. Bullard faiz artışlarının bir süre daha devam etmesi gerektiğini, Bostic ise, faiz artışı tamamlandıktan sonra bir süre yüksek faiz ortamının devam etmesi gerektiğini söyledi. Bu açıklamalar piyasanın düşüncesi ile hiç uyuşmadığı için fiyatlama da değişti.
Elde neler var? İşgücü piyasasında yavaşlama var, ama henüz Fed’e alan vermeyecek kadar sert bir düşüş yok. Yatırımlarda azama var. Sektörlerde yavaşlama kendini iyiden iyiye gösteriyor. Bunlar ekonomideki durgunluğun resmi. Ama hepsinin önüne geçen gerçek ise; enflasyon çok yüksek. Öyle ki artık şu andaki %5’li seviyeler yapışkanlığın da kuvvetli olduğunu gösterdiği için bundan sonraki düşüş hızı daha fazla zaman alacaktır. Yani Fed Mayıs’ta son kez faiz artırsa bile, düşünülen kadar erken bir indirim sürecini çok mümkün görmüyorum.
Fiyatlama yine değişti
Kan kaybeden dolar endeksi ikinci kez 100,80 seviyesinde tutundu. Buradan gelecek yükselişlerde 103,50 üzerine çıkılırsa dolarda bir süre yataylık oluşabilir. 103,105,30 bölgesi endeks için tehlikeden uzaklaşma bölgesi.
Başka alemdeyiz
Küresel tarafta faiz, büyüme ve verilere göre fiyatlama gerçekleşirken yurt içinde her şey bambaşka ilerliyor. Ne endeks küresel gelişmelere uyumlu gidiyor ne de döviz tarafında sağlıklı fiyatlama var.
Bu aralar herkesin konuştuğu şey: TCMB'nin dolar kuru seviyesi ile piyasa arasındaki devasa makas. Bugün bu makas 1 TL’nin üzerine çıktı. Yani ekrana baktığınızda TCMB’nin dolar kuru satış fiyatı 19,41 yazıyor, ama Kapalıçarşı’ya gittiğinizde bu rakam 21,00 TL’ye kadar yükselmiş durumda. Birkaç gün önce banka ve döviz büroları arasındaki makas da açıktı, ama şimdi bankalar da 20,50 TL’nin üzerine çıkardılar satış fiyatını.
Neden böyle? Çünkü Merkez Bankasından BDDK’ye kadar piyasa yapıcılar bir yandan bankalara ve şirketlere baskı uyguluyor, öte yandan örtülü faiz artışı yapıyor. Bir yandan firmaların döviz işlemlerine kota koyuyor, diğer yandan kuru tutmak için döviz harcıyor. Bu akıl almaz ve dolayısıyla da sürdürülemez yaklaşım nedeniyle piyasalarda güven giderek azalıyor. Artık fiziki talep arttı ve işlemler döviz bürolarından yapılıyor.
Sermaye kontrolüne varan bu yaklaşımın sonucunu yaşıyoruz. Seçime kadar elden gelen ne varsa belli ki kullanılacak. Ama işe yarayamaya da bilir.
Grafikte dolar kurunun Ağustos sonlarına doğru başlayan ve Mart ayına kadar devam eden yataylığı açıkça görülüyor. Yaklaşık 7 aylık dönemde kur 18’li seviyelerde neredeyse sabit kaldı. Şimdi ise muhafaza edilmek için çalışılsa da hareketlilik arttı. Uzun vade grafiği yazıdan çok daha fazla şey anlatıyor.