Küresel piyasalarda geçen hafta çalkantılı bir süreç yaşandı. ABD ekonomisine yönelik resesyon endişeleri ve Japonya’nın faiz artırımına gitmesi kısa süreli şokun iki ana kaynağı olarak ortaya çıktı. Piyasalarda panik satışlarını artıran bu iki ekonomik durumun yanında Orta Doğu kaynaklı jeopolitik risk artışı yurt içi piyasalarda olumsuz şekilde fiyatlandı ve İsrail-İran arasında Hamas kaynaklı gerginliğin devam etmesi yurt içi piyasaları da olumsuz etkilemeye devam ediyor.
Bu süreçte dolar/TL kurunun 33 TL sınırında tutulma çabası sonuç vermemeye başladı ve kur, 33,6 bölgesine kadar yükselirken mevcut durumda bu noktada baskılanmaya devam ediliyor.
Küresel piyasada ise bu hafta önemli veri açıklamaları vardı. ABD enflasyon setinde ÜFE’deki düşüşün ardından TÜFE’nin kontrol altına alındığına dair mesajlar alındı. Bu, Fed’in faiz indirim sürecini destekleyen önemli bir veri olarak kabul edilirken süreç, önümüzdeki dönemlerde daha zayıf bir dolar endeksine işaret ediyor. DXY, bu hafta yeniden 103 seviyesinin altına kayarken haftalık kapanışının bu şekilde gerçekleşmesi düşüş eğiliminin devam etmesine neden olabilir.
Doların altı majör para birimi karşındaki zayıf seyrinin gelişmekte olan ülke para birimleri arasında yer alan TL üzerindeki etkisi zayıf olsa da kurdaki hızlı yükselişi önleyici bir etkisi olduğundan bahsedebiliriz.
Enflasyon Odaklı Yaklaşım Kuru Baskılamaya Devam Ediyor
Türkiye’de ise sıkı para politikası çerçevesinde adımlar atılmaya devam ediliyor. Bu yolda enflasyonla mücadele, en önemli politika hedefleri arasında ilk sırada yer alırken hükümet, enflasyonu dizginleme çabasında maliye politikası araçlarını da etkin şekilde kullanma çabasında. Bununla birlikte Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, geçtiğimiz günlerde mevcut politikaları desteklemek adına yapısal reformları da hayata geçirme planlarından bahsetti. Türkiye’de yapısal reformların devreye alınması ve bu reformların sağlıklı şekilde işlediğini görmek, ülke ekonomisine yönelik güveni artırıcı bir etki olarak orta vadede döviz girişlerin artması gibi olumlu sonuçlar doğurabilir.
Böylece enflasyon için ciddi bir tetikleyici olarak görülen kur etkisinin azalması adına önemli bir adım atılmış olunur. Sonuç olarak fiyat istikrarını sağlamak adına uygulanan sıkı para politikasının, sıkı maliye politikası ve yapısal reformlarla desteklenmesi hedefe giden yolu kısaltabilir.
Türk Lirası Aşırı Değerli mi?
Yüksek enflasyonla mücadele sıkı bir şekilde devam ederken baskılanmaya devam eden dolar/TL kuru ise son günlerde TL’nin aşırı değerli hale geldiğine yönelik tartışmaları başlattı. Bu durumun ihracata ve turizme son derece olumsuz yansıdığını söyleyen ekonomistler, kurun en azından 37-40 TL bandına kadar serbest bırakılarak TL’deki aşırı değerli pozisyonun bir nebze azaltılması gerektiğini savunuyor. Zira mevcut durumda önemli döviz girdisi kalemleri ihracat ve turizm, baskılanan kurdan olumsuz etkilenmeye devam ederken kuru doğal yollarla tutabilecek döviz girişinin kısıtlı kalmaya devam edeceği üzerinde duruluyor.
Bununla birlikte yüksek faiz ortamında carry trade işlemleriyle gerçekleşen döviz girişi, sağlıklı bir durum olmaktan uzak kalırken Türkiye’ye yatırımların sermaye girişleri şeklinde olması için güven artırıcı politikalara ihtiyaç duyulduğunun altı çiziliyor. Bunun da yolunun yapısal reformların etkili ve hızlı şekilde devreye alınması olarak gösteriliyor.
Diğer yandan dolar/TL’deki baskının azaltılması ve kurun yükselmesine izin verilmesi ithal girdi maliyetini artıracak bir unsur olarak bu sefer fiyatların yükselmesini tetikleyecektir. Bu da TCMB’nin enflasyon hedefini sekteye uğratacak bir faktör olacağından pek arzu edilmeyen bir durum olarak karşımıza çıkıyor.
Sonuç olarak alınan önlemler ve izlenen politikalarla dolar kurunda kademeli ve ılımlı yükselişin devam ettiğini görüyoruz. Önümüzdeki dönemlerde enflasyonda olumlu sonuçlar alınmaya edilirse faizlerde kontrollü bir düşüşe bağlı olarak dolar/TL’nin de yükseliş ivmesinin artmaya başladığını görebiliriz.
Dolar/TL’de Güncel Destek ve Dirençler
Dolar kuru grafiğini incelediğimizde paritenin son olarak 33 TL sınırından koptuktan sonra yeni direncinin 33,60 seviyelerinde oluştuğu görülüyor. Bu noktada teknik olarak 33,70’e kadar bir direnç hattı bulunurken bu seviyenin desteğe dönmesi durumunda kısa vadede 34,80 seviyesine doğru eğilimin başlayabileceğini görebiliriz.
Alt bölgede ise şu an destek noktasını kısa vadeli EMA değerinde verilen tepkilere göre 33,48-33,50 olarak takip ediyoruz.
Sorumluluk Reddi: Bu makale yalnızca bilgilendirme amacıyla yazılmıştır. Herhangi bir şekilde varlık satın almayı teşvik etme amacı taşımadığı gibi yatırım yapmak için bir talep, teklif, tavsiye veya öneri teşkil etmez. Her türlü varlığın birden fazla bakış açısıyla değerlendirildiğini ve oldukça riskli olduğunu, dolayısıyla herhangi bir yatırım kararının ve buna bağlı riskin yatırımcıya ait olduğunu hatırlatmak isterim. Ayrıca herhangi bir yatırım danışmanlığı hizmetimiz bulunmamaktadır.