25 Ekim'de 9,8590 ile rekor kıran USD/TRY kuru bugün 9,82'ye çıkarak rekor sonrası en yüksek seviyeyi gördü. Türk lirasının dolar karşısındaki sene başı kaybı %32 ve bu kaybın nedeni ise dolardaki değerlenmeden değil, yurt içinde TL'ye değer kaybettirecek gelişmelerden kaynaklanıyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın para politikasındaki yanlışlar ve bu yanlış adımlardaki siyasi ısrar nedeniyle piyasalarda merkeze olan güvende çok büyük bir kayıp yaşanıyor. Defalarca üzerinde durduğumuz sebepleri özetlersek;
- Türkiye'de enflasyon çok yüksek
- İşsizlik oranı yüksek
- Cari açık fazla
- Yabancı yatırımlarda azalma var
- Yerli yatırımlarda da düşüş var
- Siyasi ve jeopolitik tansiyon hep yüksek
Uzun zamandır TL'de değer kaybı yaşanırken her defasında buna neden olan sebeplerde düzeltme yoluna gidilmektense kısa süreli çözüm yolları arandı, böyle olunca da biriken yanlışların faturası da ağırlaştı. Detayına girilecek çok konu var, özellikle hukuk, diplomasi, kurumların özerkliği vs. ancak biz para ve maliye politikası üzerinden değerlendirme yapabiliriz, çünkü diğer başlıklar da sebep olsa da o konular bizim alanımız değil.
Piyasalar TCMB'ye siyasi taraftan gelen her karar ve yoruma TL satışlarıyla tepki verdi, bu durum açıkça bu tarzın negatif bir duruma yol açtığını kanıtlıyor, fakat her defasında dozun artırılması sonrasında TL'deki satışlar da hızlanmaya başladı. Bunu Çetinkaya'dan Kavcıoğlu'na giden 3 yıllık süreçte sadece Ağbal döneminde görmedik, çünkü Ağbal döneminde risklere karşı uygulanması gereken politikalara başlandı, ama işleyemedi çünkü 4 aylık kısa bir sürede sonuç alınması zaten mümkün değildi. Uysal döneminde de faizler hızlı ve yüksek oranda indirilmişti ve TL'de yine şimdi olduğu gibi ciddi kayıplar yaşanmıştı. Ama şimdiki süreç genel olarak daha kötü, çünkü salgın nedeniyle dünyada enflasyon yüksek, dolayısıyla ihtiyaçlara ulaşmanın maliyeti de arttı. Ayrıca merkez bankalarının faiz artışı yaptığı yani para tarafında da maliyetlerin arttığı bir dönemdeyiz ve biz bu dönemde ülkede enflasyon %20 iken faiz indirmeye devam ediyoruz. Piyasalar küresel riskleri de yurt içi riskleri de görüyor ve bu yüzden merkezin bu yanlış politikasına sert tepki veriyor. Eylül'den Kasım'a TL'deki kayıp %15, sadece iki ayda bu oranda kayıp veren tek para biriminin TL olmasının sebebi faiz indiriminden başka bir şey değil.
Özetlersek, faiz indirimi her zaman para birimine değer kaybettirmez, ancak içerde ve dışarda koşullar hiç uygun değilken ve bu merkez bankasının hür iradesinden değil siyasi baskından kaynaklanıyorsa, para politikası para birimine değer kaybettirir.
Dolar/TL kuru rekor sonrası 9,40'a kısa süreli düşüş yaşamasının ardından 9,50-9,70 aralığında işlem gördü. Bugün ise fiyat 9,82'ye çıkarak rekora çok yaklaştı. Gelişen ülke paralarında bugün TL'de olduğu gibi bir gerileme yaşanmıyor ve TL negatif ayrışmaya devam ediyor.
Bu ayki PPK toplantısında merkez yine faiz indirimine devam eder ve hem faiz indirip hem de sıkı duruşun korunacağı şeklinde çelişkili açıklamalarını sürdürürse, buna ÜFE'nin TÜFE'ye yansımasını da eklersek TL'deki düşüş devam edebilir. Şu anki seviyelerin üzeri her hareket kurda yeni bir zirve anlamına geliyor maalesef. Sebepler bu kadar ortadayken sonuçlara da şaşırmamak gerekir.