Dün ABD'den gelen açıklamalar Ukrayna – Rusya gerilimini iyice artırdı. Savaş riskini fiyatlayan piyasalarda endeksler geriledi, altın gibi güvenli liman özelliği taşıyan varlıklar ise yükseldi. ABD vadelileri günü %2 üzerinde kayıpla kapatırken ons 1.903 dolar ile Haziran sonrası zirveyi gördü, petrolde ise hafta başındaki zirveden gelen düşüş devam etti.
Altın ve petrolde kısa ve uzun vadeli görünüme bakmakta fayda var. Öncelikle kısa vadedeki etkenlere baktığımızda;
Altın tarafında Fed'in Mart ayında yüksek oranda faiz artışı yapacağı beklentisi ve tahvil faizindeki yükseliş fiyatlarda sıkılma yarattı. Fiyat genel olarak 1.780 – 1.830 dolar aralığında seyretti. Bu ay jeopolitik riskler nedeniyle fiyatta hızlı bir atak oldu ve 8 ayın zirvesi görüldü. Haliyle yükselişe neden olan gelişmeler sürdükçe altın da yüksek kalmaya devam edebilir.
Orta – uzun vadede ise altın görünüm pozitif, çünkü pandemi, parasal genişleme ve enflasyon altını destekleyen başlıklar. Faiz getirisinin de olmaması nedeniyle altın 2020'de rekor tazeledi. 2021'de ise düşüş sınırlı oldu, fakat 2022'nin ikinci çeyreğinden itibaren Fed ve ECB başta olmak üzere büyük merkez bankalarının ne sıkılıkta bir para politikası uygulayacağı altının seyri için önemli. Daha önce de belirttiğimiz gibi faizden ziyade bilanço küçültme adımı fiyatı etkileyecektir.
Uzun vadeli görünümde 1.676 dolar desteği 2021'de denense de korundu ve 1.780 denge bölgesi son haftalarda yukarı yönlü kırılırken 1.876 dolar direnci de bu hafta aşıldı. 2011'deki zirveyi 2020'de aşan fiyatta 1.918 dolar aynı bölgenin tekrarlanması için önemli.
Bugünlerde jeopolitik riskler nedeniyle hızlı bir yükseliş var ve ülkeler diplomasiye döner de ana gündem yeniden Fed olursa altında 1.820 dolara doğru bir düzeltme yaşanabilir. Bu nednele bu haftaki kapanış seviyesi önemli, 1.876 dolar altında özellikle 1.845 dolara yakın bir kapanış seviyesi piyasaların biraz rahatladığını gösterebilir.
Gram altına baktığımızda son yıllarda dolar kurunun etkisi çok daha fazla oldu. Ancak 2020'de hem ons hem de kur yükselince fiyat 540 TL ile ilk rekoru kırdı. 2021 ise tamamen TL'deki kayıpla gelen bir yükseliş oldu, çünkü ons 2021'i düşüşle kapattı.
İlk grafik gram altındaki uzun vadeyi gösteriyor. 2018'de TL varlıklardaki kayıp sonrası fiyatlamaya baktığımızda Kasım 2020'deki 540 TL rekoru Ekim 2021'de aşıldı ve sonrası hepimizin malumu 1060 TL ile rekor kırıldı.
Kısa vadede ise Aralık ayındaki rekor sonrası fiyatlama var. İlk oynaklık sonrası fiyat 800 TL'nin hemen altında yatay seyretti. Bu hafta ise fiyat %5'e yakın yükselişle 830 TL'ye çıktı. Kısa vadede 840 TL'yi en yakın direnç olarak izliyoruz, çünkü 13 Aralık'ta test edilen bu seviye 16 Aralık'ta aşıldı. Eğer jeopolitik riskler devam eder ve onstaki oynaklık artarsa gramda da alımlar hızlanabilir. Biz 840 TL üzerinde 875 TL'yi ara direnç olarak görüyor ve 910 TL'yi ise kuvvetli seviye olarak izliyoruz.
USD/TRY kuruna da kısa ve uzun vadede bakmak gerek. Kısa vadeli malumunuz 13,50'nin üzerinde yine yatay. Fakat uzun vade için 2013'ten itibaren başlayan yükseliş trendi gitgide güçlendi. Geçen yıl 8,80'nin aşılması ile yükseliş atakları da bozuldu ve teknik görünümün bir şey ifade edemediği, öngörünün yapılamadığı yükselişler yaşandı. Şimdi rekora göre fiyat düştü, ama trende baktığımızda yükseliş oldukça güçlü. Biz yakın vadede 14,80'i direnç 12,45'i destek olarak görüyoruz. Mart sonuna kadar politikaların getirisine bakacak olan Merkez Bankasının ikinci çeyrek itibarıyla (büyük merkez bankalarının sıkılaşma politikasıyla) işi zor. Negatif faiz getirisi birçok ülke için geçerli, fakat risk alınırken de enflasyon, cari açık, dönemsel borç ödeyebilme gücü, para politikasına olan güven, risk primi gibi birçok bileşene bakılıyor. Bu nedenle TL en riskli grupta ve eğer yılın devamında yatırımlar büyük tarafa kayarsa TL'nin kaybını önlemek için sıkı para politikasına geçmek gerekebilir. Hükümetin 2023 seçimlerine odaklanarak politika izlemesi kısa vadeli bir iyileşme bakışıdır. Bu yüzden uygulanan planların etkisi de geçici olabilir.
Petrolde son günlerdeki yükselişte Rusya etkisi var, ama pandemideki düşüşün ardından gelen hızlı yükselişte arz – talep uyumsuzluğu ana etken. Dünya ekonomisi iyileşme çabasında ve enflasyon ortamında üretim yapmanın maliyeti de giderek artıyor. Petrol üretici ülkeler ise geçmiş dönemdeki hasarını kapatma çabasında, bu nedenle arz, talebe yetmiyor. Gelecek hafta İran konusu bu nedenle takip edilecek. Yasaklı olan İran'ın yeniden piyasaya girmesi günlük üretim için ciddi bir fark değil, ancak olumlu. Brent üzerinden gidecek olursak 91,75 dolar ve 85 dolar destek seviyeleri konumunda. Bu aralığın korunması ile 100 – 115 bandına doğru ilerleyiş devam edebilir.
