Koronavirüs salgınının Nisan faturası da açıklanan verilerle kendini göstermeye başladı. Geçen hafta ABD’den gelen veriler yine rekor düşüşlerin olduğunu gösterdi ve Fed Başkanı Powell da ekonomi üzerindeki risklerin yüksek olduğuna dikkat çekerek kısa vadedeki görünümün de belirsiz olduğunun altını çizdi.
Riskler bu kadar yüksekken piyasalar neden yükseliyor?
Finans piyasaları Mart ayındaki sert düşüşün ardından toparladı ve kayıplarını sildi, ancak veriler reel sektörün son derece kötü durumda olduğunu gösteriyor. Yani reel piyasa ve finans piyasası ayrışıyor, bunun nedeni ise finansal piyasaların en kötüyü fiyatlamış olması.
Merkez bankaları, yılın 2. yarısı itibariyle toparlanma ön görüyorlar ve bu öngörü finans piyasalarında satın alınmış durumda, ancak ön görülen toparlanmanın yavaş olması yönünde olurken piyasalarda ise ivme oldukça yüksek, tam da bu noktada başlıyor ayrışma. Finans piyasaları toparlanmayı reel piyasalara göre daha iyimser fiyatlıyor. Ancak bu son derece riskli, çünkü hem pandemi devam ediyor hem de ekonomik faaliyetler tam olarak başlamış değil.
Risk iştahı neden arttı?
Piyasalardaki en kötünün geride kaldığı algısı, merkez bankalarının genişlemeci politikalarının da fiyatlanmasını sağlıyor ve geçen haftanın ardından piyasalar yeni haftaya da yüksek risk iştahı ile başladı. Petroldeki yükseliş de bunu destekliyor, ancakvadeli kontratlarda ve spotta yükselen brent fiyatında GAP bölgesinin kapanması için 40$ üzerine yükselişin sürmesi gerekiyor.
Gelişen ülke varlıkları değer kazanırken, risk iştahı artarken altın neden yükseliyor?
Pandemi sürecinden önce yükselişte olan ons altın, Mart ayında piyasaların ilk şokla nakde kaçması ve altın pozisyonlarının kapanması ile yaşadığı düşüşü kısa sürede toparladı. Sonrasında ise nakit dışında altın talebi devam ederken her negatif veri altını desteklemeyi de sürdürdü. Powell’ın açıklamaları sonrası 1,750$ seviyesine çıkan fiyat bugün de 1,765$ seviyesine çıktı. Altının yükselmesindeki en önemli neden, piyasalar bir yandan toparlanmayı satın alırken öte yandan da altın talebini sürdürüyor, yani temkini elden bırakmıyor. Ayrıca her ne kadar finansal piyasalarda iyimserlik satın alınsa da büyük resimde durum son derece kötü ve bu da altının haliyle yükselmesi demek oluyor.
Yurt içinde neler fiyatlanıyor?
Fed’in TCMB ile swap anlaşması yapmayacağının fiyatlanmasının ardından İngiltere ve Japonya ile swap anlaşmasına gidileceği haberleri TL varlıkları destekledi. Yukarıda belirttiğimiz küresel risk iştahının arttığı bir haftada gelen bu haberle TL, en iyi performansı gösteren gelişen ülke paralarının başında geldi. Yeni işlem gününde USDTRY kuru 6,83’e kadar gerilemesinin ardından son saatte 6,87 üzerinde işlem görüyor.
Türkiye dahil döviz ihtiyacı olan gelişen ülkeler için Fed ile swap yollu uzlaşı önemli, ancak henüz bizim için bu konuda olumlu bir gelişme yok. İngiltere, Çin ya da Japonya ile yapılacak swap, bize direkt dolar getirisi sağlamayacak, ancak likidite sağlayacak ve orta vadede ticaret üzerinden destekleyici olacaktır. Ancak böylesi bir süreçte bu büyük bir rahatlama sağlamamasına rağmen olasılığı bile TL varlıkları desteklemeye yetti.
Bu hafta merkezin PPK toplantısı da TL için önemli, hem enflasyon anketinde yıl sonu tahminin düşürülmesi hem de swap olasılığı merkezin faiz indirimine devam edeceğini gösteriyor. 50-75 bp aralığında faiz indirimi bekliyoruz, ancak merkez yine beklentileri aşarak 100+ bp indirim de yapabilir. Bu noktada son gelişmeler etkili olacak yani eğer swap başta olmak üzere beklentilerde olumlu ilerleme olursa faiz indirimi TL üzerinde baskı oluşturmayabilir, ancak Fed de olduğu gibi beklentileri bozacak bir gelişme ya da haber akışı yaşanırsa ve merkezin beklenti üzerindeki faiz indirimi de negatif fiyatlamada etkisini gösterebilir.
Evet, reel sektörün canlanması için düşük faiz olumlu, ancak böylesi bir süreçte enflasyon ve faiz arasındaki makasın giderek açılmasının TL’yi de kırılganlaştırabileceğini çok defa belirttik. Nitekim son kur atağında bunu gördük. Dolayısıyla merkezin enflasyonla uyumlu ilerlemesi orta-uzun vadede istikrar için çok önemli, aksi takdirde gerek yurt içi gerekse küresel risklerdeki artış faiz politikasında da yön değişikliğine neden olabilir.
Gelelim fiyatlamalara;
Ons Altın da Mart ayındaki gibi panikle değil temkinli bir politikanın etkili olacağını belirtmiştik ve son günlerde bu yöndeki hareketle yükseliş devam ediyor. 1,750$ üzerinde 1,800$ artık yeni aralık olarak öne çıkıyor. Yükseliş beklentisinde sorun yok, ancak geri çekilmelere dikkat etmek gerekiyor. Soluklanmalarda 1,715$ seviyesini en yakın destek olarak izleyeceğiz.
USD/TRY kurunda 6,80 kritik eşik şimdilik korunuyor, haftanın devamında yukarıda belirttiğimiz gelişmelerle TL lehte fiyatlamalar kurda 6,66’ya doğru nefes alma sağlayabilir. Kısa vadede 6,80 üzeri halen yeni rekor riskini canlı tutuyor, bu seviye altında ise gelişmelere bağlı toparlanmayı izleyeceğiz, şimdilik 6,66 ilk destek konumunda.
Gram altında geçen hafta teknik olarak biraz ataklarda azalma olduğunu ancak yükseliş trendinin devam ettiğini, olası teknik düzeltmede de 370 TL’yi takip edeceğimizi belirtmiştik. Fiyat, onstaki yükseliş ile 382 TL’yi korudu ve 390 TL’ye yükseldi, onsa göre atakların sınırlı kalmasının nedeni ise dolar kurundaki gevşeme. Ancak 400 TL psikolojik direnç seviyesi hala son derece canlı görünüyor. Kısa vadede 370 TL ana destek.