Geçtiğimiz hafta küresel piyasalarda volatilite bir hayli yüksekti. Bu volatilitenin ilk ve en önemli sebebi hiç kuşkusuz Fed ile gelen sıkılaşma adımları ve bu sıkılaşma sonrasında ekonomik büyümelerin giderek yavaşlayacağı fiyatlaması. Olumsuz fiyatlamanın bir diğer nedeni de Fed ile geleceği düşünülen resesyon ihtimali. Yeri gelmişken şunu hemen söyleyeyim, şu an için piyasalarda resesyon ihtimali tam olarak fiyatlanmış durumda değil. Bu noktada piyasa şu an için Fed’in hâlâ enflasyonun gerisinden geldiğini, bu nedenle de ileride enflasyonu kontrol altına alabilmek için daha agresif faiz artırdığında ekonomide sert inişe sebep olacağını fiyatlıyor. Bu noktada piyasa yine şimdilik tam anlamıyla Fed’in enflasyonda başarısız olacağını da fiyatlamış değil, yani aslında hâlâ sert iniş yapacak olmasına rağmen Fed’e enflasyonu yeneceği konusunda güven var.
Geçtiğimiz hafta küresel piyasalardaki panik satışlarının bir diğer nedeni de Terra'nın (LUNA) 100 dolar üzerindeki değerinin 0’a inmesi yani çökmesi oldu. Bu panik satışları ilk olarak kripto piyasasının tamamına sirayet edince kripto varlıklara da önemli bir satış getirdi. Bu satışlarla kripto varlık piyasası birkaç gün içinde %60 oranında küçüldü. Ardından kripto piyasasındaki bu panik satışları hisse senedi piyasalarına da yansıdı. Hatta dünyaca ünlü yatırımcı Mark Mobius, CNBC'ye verdiği röportajda kriptoda yaşanan düşüşün karamsarlığın öncü göstergesi olduğunu, bu nedenle de S&P 500 için "Muhtemelen daha da aşağı inecek çünkü birçok insan ümidini kesmeye başlamış gibi görünüyor.” açıklamasının da ABD’deki borsalardaki satışları tetikleyici nitelikte olduğu dile getirilenler arasında.
Tabii içerideki olumsuz havaya dışarıdaki karamsarlığın da eklenmesiyle TL ve TL varlıklardaki satış hızlandı. Bizde özellikle 5 yıl vadeli risk primi olan CDS 700 puanın üzerine çıkarak 2008 global krizinden bu yana en yüksek seviyesine ulaşmış durumda. Türkiye risk primindeki bu yükselişle Rusya ve Arjantin’den sonra dünyanın en riskli üçüncü ülkesi konumuna geldi.
Peki, CDS’teki bu artışın nedeni ne?
Dışarıda hava sıkılaşmaya dönerken içeride ekonomiye dair riskler var. Bu sene sonunda 40-45 milyar dolarlık bir cari açık beklentisi bulunuyor. Her şeyi geçelim dış finansal koşullar bu denli sıkılaşırken bu açığın finansmanı nasıl sağlanacak? Öte yandan enflasyon beklentileri her geçen gün yukarı yönde revize edilmeye devam ediyor. Son revizyonlarda 3. çeyrekte zirveyi %85’lerde göreceğimiz ve yılı en iyi ihtimalle de %70 seviyesinde kapatacağımız tahmin ediliyor. Merkez bankası rezervleri her geçen gün azalmaya devam ediyor. Belki de daha da önemlisi tüm dünya sıkılaşma yönünde adım atarken biz tam tersine gevşek politikalar uygulamaya devam ediyoruz. Haliyle ekonominin bağışıklığı oldukça düşük olduğundan risk primi de artma eğilimi gösteriyor. Artan risk primi demek içeride kurun ve enflasyonun yükselmeye devam etmesi demek. Bu noktada şunu söylemek çok yanlış olmayacaktır: Son bir haftalık sürede kuru yukarı iten etmenlerden biri de CDS’deki bu yükselme. Öte yandan risk primindeki yükselişle kısa vadede faizlerde de yükselerek borçlanma maliyetlerinde de artış olacaktır. Örneğin CDS’deki bu son yükselişle Hazine’nin borçlanma maliyeti çoktan çift hanelere yaklaştı bile.
Yine geçtiğimiz hafta açıklanan parite etkisinden arındırılmış rakamlara göre gerçek kişilerin döviz tevdiat hesabında (DTH) 0,4 milyar dolar, tüzel kişilerin DTH’sinde ise 1,3 milyar dolarlık artış yaşanmış. Son haftalarda özellikle enerji sektöründeki şirketlerin döviz talebinde bir artış olduğu biliniyor. Fakat gerçek kişilerdeki artışı dikkate alınmaya değer buluyorum. Bu noktada kurdaki artışın önemli dinamiklerinden birinin de içeride dövize yönelik artan ilginin olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Bu gelişmelerle dolar/TL’ye göz atalım.
Geçtiğimiz haftayı %3,5 artışla kapatan dolar/TL Kur Korumalı Mevduatın (KKM) uygulamaya konduğu 20 Aralık’tan bu yana ilk kez 15,40’ı aşarak 15,56 seviyesini test etti. Kurda 15,09 üstü yükselen yeni bir trende işaret ederken, bu trendde 15,65 üstünde yükselişler hız kazanacaktır. 14,85 altı haftalık kapanış olmadığı sürece kurda yön yukarı.
Kurda şimdilik 15,25 - 16,60 bölgesinde kontrollü bir yükseliş ivmesi olduğu söylenebilir. 16’lı seviyeler görülmeden daha sert bir yükseliş ivmesi beklenmeyebilir. Önümüzdeki günlerde uygulamaya konması beklenen enflasyona endeksli bono veya tahvilin kurda bir miktar aşağı yönlü baskı yaratması da beklentiler arasında.
Geçtiğimiz hafta kurdaki yükselişe rağmen ons altındaki 1810’lu seviyelere sert geri çekilmenin de etkisiyle gram altının haftayı %0,2’lik kayıpla yataya yakın kapadığı görülüyor. Gram altında satış baskısının azalması için 915 kritik direncini kırması gerekiyor. Hatta 944 ve sonrasında da 963 dirençleri takip edilebilir. 963 üstü fiyatlamalarda yükselişler hızlanırken geri çekilmelerde ise 890 altında da düşüşler hızlanacaktır. Gram altında 900 altı seviyeler alım fırsatı olarak değerlendirilebilir.