Küresel piyasalar, önceki haftada yaşanan volatilitenin ardından geçen hafta veri odaklı hareket ederek daha sakin hareket etti. Makroekonomik verilerin olumlu gelmesi, piyasada ABD resesyonu endişelerini azaltmaya devam ederken dolar talebinde düşüş eğilimi devam etti.
Risk iştahın toparlanma belirtileri gözlemlenirken altın rekor seviyelerine doğru hareketini sürdürüyor. ABD Fed’in faiz indirimi kaçınılmaz görülürken dolara yönelik talebin azalmaya devam ettiği mevcut dönemde euro’nun da dolar karşısında yılın en yüksek seviyesi olarak 1,10 bölgesine doğru sıçradığını gözlemledik.
Geçen hafta TÜFE verisi son 3 yılın en düşük seviyesi olarak %3’ün altına geriledi. Ayrıca perakende satışlar verisi ekonomideki durgunluk endişelerini azaltacak şekilde beklentilerin üzerinde geldi. Bunun yanında işsizlik başvurularının da beklenti altında gelmesi, istihdama yönelik endişeleri de azalttı. Geçtiğimiz aylarda faiz indirimi beklentisi dahilinde sıcak veri, olumsuz algılanırken şu an fiyatlamaların değiştiğini görüyoruz. Mevcut durumda ABD ekonomisinin hızlı soğuması endişe kaynağı olarak karşımıza çıkıyor. Bu yüzden iyi verinin riskli piyasalarda pozitif fiyatlandığı bir dönemden geçiyoruz. Tabii tüm bunları temelinde Fed’in faiz indirim sürecinin desteklenmesi yatıyor. Fiyatlamanın ikinci bacağı ise küresel bir soruna dönüşebilecek olan ABD ekonomisindeki durgunluk.
Bu yüzden piyasa katılımcıları, ABD’de yumuşak inişi destekleyecek, yani ılımlı bir büyüme ile düşüşe devam eden enflasyon durumunu destekleyecek verileri pozitif şekilde desteklemeye devam edecek. Diğer yandan Fed yetkilileri uzun bir süredir faiz indirimi için daha çok veri görmeleri gerektiği söyleminde bulunuyordu. Veriler ise Fed’in beklentileri doğrultusunda geldi ve önümüzde şu an faiz kararı öncesi önemli bir istihdam verisi bulunuyor. Öyle ki Fed üyeleri enflasyonun rayına girdiği son dönemlerde diğer bir hedefi iş gücüne odaklanmaya başladı. Bu da FOMC toplantısı öncesi Eylül’ün ilk haftasında açıklanacak olan istihdam verilerinin bankanın kaç baz puanlık indirim yapacağı kararına ışık tutabilir. Tarım Dışı İstihdam’ın beklenti üzerinde kalması, 25 baz puanlık bir indirim için destekleyici olacakken daha düşük bir iş gücü piyasasına işaret edecek veriler ise faiz indirimlerinin daha agresif şekilde 50 baz puan ile başlamasına zemin oluşturabilir. Şu an ki görünüm ise Fed’in 25 baz puanlık indirimle başlamasının 50 baz puandan daha yüksek bir ihtimal olduğu yönünde.
İstihdam verisi öncesi ise Ağustos ayının son haftanın ABD’nin büyüme rakamları ve Fed’in yakından takip ettiği enflasyon verisi olan kişisel tüketim harcamalar fiyat endeksi de faiz kararında ve yılın son çeyreğinde nasıl bir politika izleneceği konusunda belirleyici olacaktır.
Bu hafta ise Jackson Hole Sempozyumunda konuşacak olan Jerome Powell’ın vereceği mesajlar, piyasa tarafından yakından takip edilecek.
Bu gelişmeler ışığında dolar endeksi, geçen ay Fed’in faiz indirimine başlayacağına yönelik beklentinin artmasıyla yükseliş trendini aşağı yönlü kırdı. DXY, şu an yılbaşındaki seviyesine geri dönerken teknik olarak düşüş ivmesinin devam edebileceğine dair bazı sinyaller bulunuyor.
Yeni haftaya da düşüşle başlayan DXY’ın 102 sınırına kadar indiğini görüyoruz. 2025 yılı yükseliş trendi baz alınarak bakıldığında dolar endeksi için Fib 0,786 değerine denk gelen 101,8 bölgesinin en yakın destek olarak çalışabileceğini görebiliriz. Bu desteğin altında ise düşüşün 100 seviyesinin altına doğru devam etme olasılığı artacaktır. Kısa ve orta vadeli EMA değerleri de endekste düşüşü destekler yönde negatif ivmesini hızlandırmış durumda. 101,8’deki desteğin kaybedilmesi kısa vade EMA değerlerinin orta vadeli EMA değerinin altına doğru kaymasını sağlayacak olup ek bir düşüş sinyali olarak karşımıza çıkacak. Veri odaklı devam eden piyasada doları destekleyen verilerin gelmesi, düşük bir ihtimal olarak görülse de bunu teknik olarak 101,8 üzerinde zemin oluşmasıyla teyit edebiliriz. Yukarı bölgede ise DXY’ın ilk olarak 102,87 ve 103,50’deki dirençlerini kırma girişiminde bulunması, ABD dışında diğer bölgelerde artabilecek bir risk unsuruyla mümkün olabilir. Bu, olumlu ekonomik verilerle desteklenen ABD’nin, diğer gelişmiş ülkelerdeki olası bir risk artışına karşılık güvenli liman olarak görülmesine neden olabilir. Bu ortamı oluşturacak gelişmeler temel olarak, euro bölgesinin daha hızlı faiz indirimine gitmesi, Japonya’nın sıkılaşma adımlarında daha yavaş hareket etmesi ve jeopolitik risk artışı olarak sıralanabilir.
Güncel durumda ise piyasanın önümüzdeki dönemlerde daha düşük bir dolar getirisi beklentisi dahilinde diğer majör para birimlerine ve riskli piyasalarda yönelme eğiliminde olduğunu görüyoruz. Bu da dolara yönelik talebin düşük kalmasında etkili oluyor.
Euro, Dolar Karşısında 2024 Yılı Kayıplarını Geri Aldı
Geçen ayın başından bu yana dolara yönelik zayıf talep, EUR/USD’nin de yönünü yukarı çevirmesini sağladı. Haziran ayında 1,06 bölgesinden destek bulan parite, geçen hafta itibarıyla 1,1 bölgesine adım attı ve 2024 yılı kayıplarını telafi etti.
Avrupa Merkez Bankasının Fed’den daha önce faiz indirimine başlaması, Haziran ayında euro’nun dolar karşısında kayıplarını artırırken Fed’in de faiz indirim sürecine başlayacağına dair beklentilerin artması trendin tersine dönmesinde etkili oldu. Buna ek olarak ABD ekonomisi için resesyon endişeleri azalsa da hâlâ masada olması EUR/USD trendini güçlendiren bir faktör olarak kabul edilebilir.
EUR/USD, yükseliş sürecinde geçen ay 1,09’da kısmen dirençle karşılaşırken Ağustos ayına girilmesiyle birlikte yılbaşından bu yana süregelen düşen trendi üzerinde zemin oluşturmayı başardı. Haziran ayına kadar devam eden düşen trendi baz alarak bakarsak; 1,09’daki Fib 0,618 değerinin artık desteğe döndüğü ve EUR/USD’nin bu hafta Fib 0,786 değeri üzerinde (1,102) kalıcı olmaya çalışacağını göreceğiz.
Yukarı yönlü trendin devamı halinde ise kısa vadeli hedef bölgeler; 1,1142 ve 1,129 olarak takip edilebilir. 1,1 seviyesinin altında bir haftalık kapanış ise 1,0935 civarındaki desteğe doğru bir geri teste yol açabilir. Temel olarak bakıldığında bu hafta gerçekleşecek olan Jackson Hole toplantısından gelecek mesajlar, pariteyi hareketlendirecek bir gelişme değerlendirilebilir.
Altın, Dolardaki Zayıflıktan Destek Bulmaya Devam Ediyor
Fed’in faiz indirimine kesin gözüyle bakılmasıyla dolar getirisindeki düşüş beklentisi, jeopolitik risklerin geçerliliğini koruduğu ortamda bir de resesyon söylentilerinin baş göstermesi, ons altını tarihi zirvesine kadar taşıdı.
Yılın geri kalanındaki ekonomik görünümün altını destekler yönde devam etmesi yüksek olasılık olarak gözüküyor. Altın, Haziran ayında 2.200 dolar bandında bulduğu destekle parabolik bir yükseliş görüntüsü vermeye başladı. Geçen hafta bir süredir direnç bölgesi olarak takip edilen 2.450 alanından önemli bir sıçrama gerçekleştiren değerli metal, 2.490 dolardaki direncinin (Fib 1,272) üzerinde haftalık kapanış görerek güçlü bir trend eğilimine sahip olduğunu gösterdi.
Ons altında bu hafta 2.490 dolar destek olarak güncelliğini koruyabilir. Yukarı bölgede ise altının 2.490 dolar üzerinde günlük kapanış gerçekleştirdikçe 2.514 ve ardından 2.550 dolar seviyelerine doğru hareket edebileceğini görebiliriz. Altında bu direnç bölgelerinin üzerinde bir zemin oluşması durumunda orta vadeli hedef 2.700 dolar bandı gözüküyor.
Sorumluluk Reddi: Bu makale yalnızca bilgilendirme amacıyla yazılmıştır. Herhangi bir şekilde varlık satın almayı teşvik etme amacı taşımadığı gibi yatırım yapmak için bir talep, teklif, tavsiye veya öneri teşkil etmez. Her türlü varlığın birden fazla bakış açısıyla değerlendirildiğini ve oldukça riskli olduğunu, dolayısıyla herhangi bir yatırım kararının ve buna bağlı riskin yatırımcıya ait olduğunu hatırlatmak isterim. Ayrıca herhangi bir yatırım danışmanlığı hizmetimiz bulunmamaktadır.