2022'nin ilk ayı teknoloji hisseleri başta olmak üzere borsaların düşüş yaşadığı bir ay oldu, fakat ay sonundaki işlemlerdeki hızlı toparlanma dikkat çekti. Bunda Fed fiyatlamasının yapılması ve jeopolitik risklerde de ilk etkinin geçmesiyle beraber beklenen son çeyrek bilançoların etkisi var.
Ocak ayında FOMC toplantısında komite açıklaması da Powell'ın ifadeleri de Mart ayında faiz artırımını netleştirdi. Piyasalarda Mart beklentisi %100'ü bulurken 0,25 baz puandan 0,50 baz puana doğru da beklentiler artıyor. Bu nedenle geçtiğimiz hafta tahvil getirisi ve endeks tarafında son zamanların en yüksek seviyesi görüldü.
Son fiyatlamalar ve beklentileri paylaşalım:
DXY önemli gördüğümüz 97,50 direncinden döndü. Endeks 18 ayın en yüksek seviyesine çıkmasının ardından bugün 96,30'a geriledi. Endekste 100,0 hedefli orta vade beklentimizdeki seyirde 97,50 direncini önemsiyoruz ve bu dirençten gelecek geri çekilmelerde 94,0 seviyesi korundukça pozitif görünümün devam edeceğin düşünüyoruz. Ocak ayındaki fiyatlama bunu destekledi.
EURUSD geçen hafta 1,1122 ile 2 Haziran 2020 sonrası en düşük seviyeyi gördü. Parite bugün tekrar 1,1250 yakınında işlem görüyor. Beklentimiz paritede düşüşün devam etmesi yönünde fakat 1,1170 desteği altındaki hareket faiz öncesi sınırlı kalabilir. Bir süre 1,1170 – 1,1380 aralığında işlemler görebiliriz. Kademeli olarak 1,1170 altında 1,1985'e doğru düşüşün devam etmesini bekliyoruz. Bu beklentide sadece dolar – Fed senaryosu yok, Mart ve sonrasında Fed'in sıkı para politikasına geçmesiyle ECB – Fed ayrışması daha da derinleşecek. ECB, bu yıl da teşviklerin devam edeceğini söylerken 2022'de faiz artışının olmayacağını belirtti. Haliyle dolardaki güçlenmeye karşın euro daha hassas kalabilir. Böylelikle parite yıl içinde tek seviyelere doğru düşüşler yaşanabilir.
Ons altında Haziran sonrası beklentimiz düşüş yönündeydi ve bu yöndeki seyir Kasım ayındaki kısa süreli yükselişin ardından devam etti. Son aylarda işlem aralıkları dar, aşağıda 1.780 dolar yukarıda 1.835 dolar aralığındaki fiyatlamada geçen ay yukarı istediğinin daha fazla olduğunu gördük. Bunda Ukrayna ve Rusya gerginliğinin payı vardı. Bu kanatta bir gün diplomasi öne çıkarken ertesi gün askeri hazırlıklar yapıldığı için bu başlık henüz fiyatlamadan çıkmış değil. Buna bir de Fed öncesi tepkileri ve küresel enflasyonu da eklediğimizde şimdilik düşüşler sınırlı kalabilir. Ancak orta vadede beklentimiz düşüş yönünde. Fiyatlarda 1.876 dolar ana direncine doğru 1.835 ve 1.858 dolar kısa vadeli ara direnç konumunda. 1.670 doları trend dönüşümü için önemli görüyoruz lakin henüz vakit var gibi görünüyor.
USDTRY kurunda Ocak ayı 13'lü seviyelerde geçti. Aylık bazda fiyat değişim oranı %1'in altında. Önce 13,80'lerde olan fiyatlama Ocak'ta 13,50'li seviyelere geriledi dün ve bugün ise 13,30'lu seviyelerden geçiyor işlemler. 18,40 sonrası bu seviyeler elbette düşük görünüyor fakat bundan tam bir yıl önce kur 6,89 seviyesindeydi. Son bir yıldaki bu rekor yükselişin ardından bugünkü seviyeler için kur düştü demek asla doğru olmaz. Ama kurdaki oynaklığın azalmış olması elbette pozitif bir durum.
Bugün açıklanan ilk veriler Ocak ayının iyi geçmediğini gösteriyor. İmalat PMI 50,0 büyüme eşiği üzerinde ama son 8 ayın en düşük seviyesine geriledi. Enflasyon ve kur sektördeki daralmanın ana nedeni. Aynı neden ülke ekonomisi için de geçerli zaten. İstanbul'da fiyatlar son bir yılda %51'e yakın arttı. Ülke genelinde de enflasyonun resmi olarak %45'i geçmesi bekleniyor ki bu oran enflasyonun kontrol edilemediği sınırını da aşan enflasyonun çığ gibi büyümeye başlayan bir sorun olduğunu gösteriyor. Dövizde oynaklık düşük yani bu dönemde dövize geçildiğinde kısa vadeli bir getirisi yok ama reel faizin kaybını gördüğümüzde TL'nin de cazip olmadığı ortaya çıkıyor.
Ocak'ta faiz %14 enflasyon %36 idi. Şubat'ta faiz indirilir mi bilinmez ama artırılmayacağı kesin, çünkü bu olasılık bu dönemde rafa kaldırılmış durumda. Faizin %14 olarak sabit tutulduğunu varsayarsak enflasyon %45'i aştığında TL'nin kaybı da günbegün artıyor. Önce kur etkisi, ardından da enflasyon etkisiyle TL'de tercih edilme şansı zayıfladığı için aradaki farkı veren mevduat planları hazırlandı. Bu uygulamalara rağbet olsa dahi döviz mevduatlarının ağırlığında azalma olmaması kötü. Toplam mevduatlar içinde dövizin payı %60'ın üzerinde.
Dolar kurunda Aralık müdahalesinde de şimdiki hareketlerde de 14 seviyesi istenmiyor. Bununla beraber 10'a yakın seviyelerin de rekabetçi olacağı düşünülüyor. Fakat bu seviyelerin kısa sürede hızla aşılması ve şimdi de o kısa süreli hareketin uzun süreli enflasyonunu yaşarken ihracatçılar için artık bu seviyeler rekabetçi olmamakla beraber zarar edilen seviyeler haline geldi. Ekonomi kanadı Mart sonunu bekliyor, değerlendirme yapacak ona göre yılın devamı için karar alacak. Piyasalar da bu nedenle şimdilik beklemede, fakat göstergelerde zayıflama olması belirsizliğin de yüksek olduğunun işareti.