Ekim ayının ilk işlem haftasında piyasalarda PMI rakamları takip ediliyor. Ekonomik büyümenin en önemli göstergelerinden olan PMI verileri, Almanya, Fransa, Japonya, Euro Bölgesi ve ABD’de son ayda zayıflama gösterdi.
Ekonomik durgunluk yaşayan ve bu yıl oldukça zor zamanlar geçiren Almanya’da PMI son yılların en düşük seviyelerinde seyretmeye devam ederken bölge PMI rakamları da gidişatın oldukça zorlaştığını teyid etti. ECB’nin son göstergelerin ardından genişlemeci politikayı yılın kalanında da sürdürmesine artık kesin gözüyle bakılıyor.
ABD cephesine baktığımızda, ISM imalat PMI, Ağustos’ta 50,0 eşiğinin altına gerileyerek Ocak 2016 sonrası en düşük seviyeyi görmüştü, ancak göstergedeki bu düşüşün dönemlik mi yoksa devam edecek bir zayıflık mı olduğunun anlaşılması için Eylül verisi bekleniyordu. Dün açıklanan rapora göre ISM imalat PMI Eylül’de 47,8’e geriledi ve son 10 yılın en düşük seviyesine indi.
ABD Başkanı Trump, ekonomik kriz sonrası en düşük seviyeye gerileyen veriden Powell ve Fed’i sorumlu tuttu. Trump, Fed yüzünden doların güçlendiğini ve bunun imalat sektörüne darbe vurduğunu belirtti. Ancak gerek ABD gerekse Çin ve dolaylı olarak diğer ülkelerdeki göstergelerin zayıflamasındaki en büyük neden ise ticaret savaşları! Trump, bir yandan ticaret tarifelerinde en çok kazanan olmayı, diğer taraftan da doların uygun fiyatı ile bunun desteklenmesini istiyor, ancak Fed politikaları Trump’ın isteğiyle çeliştiği için ticaret savaşlarını kızıştırarak biraz da Fed’i kendi istediğine uymaya zorluyor. Göstergelerdeki zayıflama ve artan risklerle yıl içi 2 faiz indirimine giden Fed’in bir faiz indirimi daha yapması beklenirken Trump da bu konuda elinden geleni yapıyor.
Yurt içinde Nisan 2018’de gerek kurdaki yükselişin hızlanması gerekse siyasi tansiyonun artması ve belirsizlikler nedeniyle imalat PMI daralma sinyalleri verdi. Temmuzda 49,0 ve Ağustos’ta 46,0 seviyesine gerileyen PMI, Eylül’de ise 42,0’ye gerileyerek daralmanın derinleştiğini gösterdi. Eylül 2019’da ise veri 50,0 seviyesine çıkarak geçen yılki sert daralmanın daha ılımlı toparlanma olarak düzeldiğini gösterdi. Ancak kabul edelim ki ekonomimizde önemli kırılganlıklar var ve özellikle de siyasi-jeopolitik ilişkilerde yaşanacak en ufak bir gerilim sektörlerin üretkenliğini kesebilir. Malum kimse yüksek belirsizlik ortamında riske girmek istemez.
Fiyatlamaları özetlersek;
Dolardaki güçlenmeye karşın ABD-TR haberleri ve merkezin daha az faiz indirimi ile TL, gelişen ülke paralarından pozitif ayrışarak geçen haftayı yükselişle tamamlamıştı. Bu hafta ise dolardaki güçlenme devam ederken TL’yi destekleyecek bir gelişmenin olmaması ile TL de diğer gelişen ülke paraları gibi dolar karşısında düşüş yaşıyor.
Hafta başındaki raporumuzda USD/TRY kurunda 5,64 desteği altındaki düşüşlerin sınırlı kalması ve fiyatın yeniden 5,70’li seviyelerde dengelenmesini beklediğimizi belirtmiştik. Bugün 5,75’e yükselen kurda 5,87 ana direnci altında 5,78'i izleyeceğiz ve bu direncin kırılması ile ana dirence doğru alımlar devam edebilir.