Küresel piyasalar haftaya Orta Doğu’da yaşanan İsrail - Filistin hattındaki gerilimin savaş boyutuna yükselmesiyle artan jeopolitik riskle başladı.
Bölgede gerginliğin artmaya devam etmesi halinde piyasaların hafta boyunca jeopolitik riski fiyatlayabileceğini göreceğiz. Bu da bu haftanın önemli ekonomik gelişmelerinin kısa vadede gölgede kalmasına neden olabilir.
Haftanın önemli gelişmeleri arasında ABD enflasyonu, geçen hafta sürpriz şekilde gelen istihdam sonrası daha da önemli hale geldi. Bununla birlikte son FOMC toplantısı tutanakları da bu hafta yayımlanacak. Ancak tutanaklarda söylemin dışında bir bilgi gelmezse fiyatlamalarda etkin olmayacağını görebiliriz. Ancak enflasyon verisinin, jeopolitik gerginlikle birleştiğinde Fed’in faiz kararı için son derece etkili olması beklenebilir.
Dolar endeksinin son görünümüne bakıldığında DXY’ın geçen haftanın son gününde kararsız hareket ettiği görüldü. ABD tarım dışı istihdam verisinin beklentilerin iki katı gelmesiyle yönünü yukarı çeviren endeks, işsizlik oranının daha yüksek gelmesiyle oluşan karışık verilere göre günü %0,27 düşüşle 106 sınırında tamamladı.
Endeks, yeni haftaya yükselişle başlarken teknik olarak 106,6 direncinin yeniden gündeme geldiği görülüyor. Bu değerin üzerinde bir hareket, ekonomik verilerle de desteklendiği takdirde bir sonraki zirvenin 108 bandında oluşmasına neden olabilir. Alt bölgede ise 106,4 seviyesi en yakın destek olarak dururken 105,8 seviyesi, 105 desteği öncesi daha sağlam bir destek olarak çalışabilir.
Diğer yandan ortalama 106,5 etrafında konsolide olan DXY’ın -önümüzdeki günlerde altına olan talebin canlanmasına bağlı olarak- yükseliş ivmesinde bir zayıflama olabileceğini görebiliriz.
Başka bir noktada mevcut riskler petrol fiyatlarının hızlı şekilde yukarı dönmesine neden oldu. Bu, enflasyon noktasında en büyük endişe kaynağı olarak görülen enerji maliyetlerini körükleyebilecek bir gelişme olarak ortaya çıkıyor. Petrol fiyatlarındaki yukarı yönlü seyrin devamı ise önümüzdeki aylar için enflasyondaki iyimser görünümün bozulabileceği endişelerini beraberinde getirecek. Bu yüzden Fed, bu haftaki enflasyon verisi kadar enerji maliyetlerini artırabilecek faktörleri de yakından izlemeye devam edebilir. Böylece geçen haftaki karışık gelen istihdam veri seti sonrası yıl sonuna kadar 25 baz puanlık faiz artışı beklentisinin daha da artacağını görebiliriz.
Brent petrol yılın ikinci çeyreğinde 72 dolar seviyesinde dip seviyelerini birkaç kez test ettikten sonra Rusya ve Arap Emirliklerinin petrol arzını kısacağına yönelik kararlarının da desteğiyle Eylül sonuna doğru 95 dolara doğru bir ivme yakaladı. Ekim ayına girildiğinde ise sert bir düzeltme gören petrol fiyatı, geçen hafta 83 dolarda kapanış gördü. Hafta sonu İsrail - Filistin hattında başlayan çatışmaların ardından haftaya %5’i bulan gaplı bir açılışla başlayan Brent petrol, bugün yılın ilk çeyreğinde direnç olarak çalışan 88 dolar fiyatını test etmeye devam ediyor.
Gerilimin artmasının petrol fiyatının yükselişini tetiklemesi olası gözükürken ilk aşamada fiyatın 90 dolar bandına adım atabileceğini görebiliriz. Ardından yükseliş ivmesi 100 dolar sınırına kadar devam edebilir.
Bununla birlikte piyasa fiyatlamasının parasal sıkılaşmanın devam edeceği yönde olması, ABD tahvil getirilerinin yukarı yönlü hareketine devam etmesini ve son çeyrekte doların güçlü kalmasını sağlayacaktır. Bu güçlü etkiyi azaltacak bir etken ise altın talebindeki canlanma olabilir.
Ons altın yılın ikinci yarısında 1.900 dolar desteğini kaybettikten sonra aşağı yönlü hareketini hızlandırarak ortalama 1.810 dolar bölgesindeki ideal düzeltme seviyesine (Fib 0,618) kadar düştü.
Risk algısındaki artışa paralel olarak emtialara olan talep artışıyla birlikte bir gaplı açılış da altın piyasasında gelirken ons altın haftaya %1 artışla 1.850 dolar sınırında başladı. Talebin artmaya devam etmesi durumunda 1.870 dolar bandı, ilk direnç bölgesi olarak takip edilecek. Ardından ortalama 1.900 dolar fiyatı, altın için trend dönüşü konusunda belirleyici bölge olarak duruyor.
Altın piyasası son aylarda küresel belirsizlik ortamında dolar talebinin artışına bağlı olarak baskı altında kaldı. Ancak jeopolitik risklerin yeniden yükselmesi, görünümün tersine dönmesine neden olabilir. Bu da son çeyrekte altına olan talebi artırarak şu an aşırı alım bölgesindeki doların cazibesinin azalmasını sağlayabilir.
Sonuç olarak bu haftaki fiyatlamaların ekonomik verilerden ziyade -etkisini önümüzdeki dönemlerde daha fazla görebileceğimiz- jeopolitik riske göre şekillenebileceğini görebiliriz.