Ülkeler yada firmaların gelişmesinde doğal seleksiyon büyük rol oynar. Kapitalizm dediğimiz sistem aslında doğal seleksiyonun serbest olduğu sistemden başka bir şey değildir.
Sürecin nasıl işlediğini de dilim döndüğünce anlatmak istiyorum. Ülkeler ve firmalar yaşamlarının belli bir döneminde eğer kendilerine uygun şartlar sağlanırsa büyürler. Hatta bu büyüme diğer firma yada ülkeleri ezecek şekilde gerçekleşir. İlk aşamamızda kendilerini uygun şartlarda bulan şirketler biraz da küçük olmalarının da avantajını kullanıp aradan sıyrılır ve bir süre sonra da çok büyük hale gelirler.
Şirketlerin büyümeleri o şirketlerin en çok korkmaları gereken dönemdir. Büyük şirketler ilk olarak pazardan pay kapmak isteyen diğer şirketlerin doğal düşmanı haline gelirler. İkinci olarak da büyüklük beraberinde hantallık da getirir. Çoğu şirket büyüyünce gereksiz pozisyonlar ve bu pozisyonlarda çalışan insanlar oluşur. Bunu aslında bir balinaya yapışan asalaklara benzetebiliriz. Bu tür iş gücünün temel hedefi şirketin gücünü kendi çıkarları için kullanmaktan geçer. Gereksiz primler dağıtılır, gereksiz pozisyonlar için verilen maaşları bırakın bu pozisyonlar bazen şirketin doğru düzgün çalışan işlerini bile baltalar.
Bu sarmaldan kurtulamayan büyük şirketler de çoğunlukla alttan gelen verimli şirketler tarafından devrilirler. Ülkelerde de benzer bir durum geçerlidir. Ülkeler de eğer rahat ve rehavet ortamına alışmışlarsa uzun bir zamana yayılsa da bir süre sonra eskiden kendilerinde olan avantajları aleyhlerine döndürürler. Bugün, Amerika'nın en büyük tehdidi aslında zamanında üretim taşeronluğunu yapan Çin'dir. Bunun gibi doğal seleksiyon her zaman işler. Bu mekanizma aslında Amerika'ya zarar bile verse bütün dünya için daha iyidir.
Peki doğal seleksiyondan kurtulmak mümkün mü? Cevabım ise doğal seleksiyondan kurtulmanın mümkün olmadığı yönünde. Ancak, doğal seleksiyonu kendiniz işletebilirsiniz. Bir firma düşünün çok büyümüş. Bu durumda kendi içindeki verimsiz departmanları kapatması yada iş modelini dönüştürmesi aslında sonradan firmanın aleyhine çalışacak doğal seleksiyonun zararlı etkilerinden kurtulmasını sağlar. Bu durumda, firma kendi içinde mikro bir doğal seleksiyona uğramıştır.
Doğal seleksiyon bence hücre seviyesinden gezegen seviyesine kadar çalışan mucizevi bir mekanizma. Kendi hücrelerimizden, dünyadaki ülkelere herşey bir rekabet halinde ve bu rekabete dayanamayan ayıklanıyor.
Türkiye olarak da aslında şu anda doğal seleksiyondan sıyrıldığımız bir dönemdeyiz. Yılların verdiği açlık, dinamizm ve hırs dünyanın hantal devletleri karşısında bizi bir adım öne çıkartıyor.
Bir süre sonra belli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra bizim de işimiz iyice zorlaşacak. Belki Afrika devletleri belki bazı balkan ülkeleri belki Hindistan ile çok yoğun ve acımasız bir rekabete gireceğiz. İşte o duruma gelmeden kendi içimizdeki politik ve yönetimsel doğal seleksiyon mekanizmalarını işletip bu sürece hazırlıksız yakalanmamamız gerekiyor.