Dershane- Ekonomi- Sosyoloji- Politika ilişkisi

Değerli okurlar size bir iktisatçı olarak açık açık söyleyebilirim ki Türkiye'de dershane dediğimiz kurumlar aile bütçesini kemiren kurumlardır. Türkiye genç nüfusu yüksek olan bir ülkedir ve ortalama bir ailede okul;sınav çağında iki- üç arasında genç insan bulunmaktadır. Büyük şehirlerde aylık dershane masrafları orta gelir sahibi bir aile için 500 ila 1000 TL arasında değişmektedir.

Farkında mısınız? Bu rakam oldukça yüksek bir rakam! El insaf bir ailenin tek masrafı dershane değil ki.. Bir aile yılda 10-12 bin TL dershaneye harcarsa o aile tasarruf yapabilir mi?

Zamanında dershaneye gitmiş hatta özel derece sınıfında ücretsiz okutulmuş biri olarak açık açık söyleyebilirim ki dersaneye gitmek bir öğrenci için aynı camı iki defa silmektir. Birinci de nasıl olsa dershanede silerim dediğin camı devletin kaliteli eğitim veren okullarında ertelemektir.

- Derse girmesek de olur kanka nasıl olsa dershanede hafta sonu bizim MAT-2'ci anlatacak türevde zincir kuralını sözlerinin sebebidir dershaneler…

- Çok saygı değer MEB branş öğretmenlerimizin ve okul derslerinin dikkate alınmaması yeni jenerasyonun söylemiyle sallanmamasıdır. ( Bu yazıyı okuyan genç arkadaşlarım için net bir şekilde söyleyebilirim iyi bir kariyer düşünüyorsanız yanlış yapıyorsunuz arkadaşlar MEB hocalarının kıymetini bilin siz dersi dinlemediğiniz için onları anlamıyorsunuz emin olun)

- İktisadi olarak dershaneler katma değer yaratmayan kurumlardır.

- Verimlilik azalışına sebep olurlar ve eğitim sektöründe gizli işsizlik yaratırlar.

Dediğim gibi dershaneler hem öğrenciler için hem öğretmenler için hem de ülke ekonomisi için bir camı iki defa silmek gibidir. Emek kaybıdır, zaman kaybıdır. Nereden tutarsanız tutun sınav kazanmak için yolları aşındırılan dershaneler Türkiye ekonomisine zarar vermektedir. Kaldırılmalıdır!

Bu sebeple hükümet tarafından atılan adımlar son derece haklılık payı içermektedir.

Amma velakin cümbür cemaatin kucağına düştüm yar…

Bu ülkede dershanelerin bir çeşit misyonerlik pozisyonu mevcuttur. Bizim ülkemizde çocuklar dershanelerde sadece modern eğitim öğrenmezler, olabildiğince misyon yüklenirler. Yüklenilmeye çalışılırlar.

Türkiye'de dershaneciliğin lokomotifi olan şirketler köklerini ve gücünü halkın derin hatıralarından almaktadırlar. Dershaneciliğin topyekûn kaldırılması büyük dershane şirketlerini sadece kolejlere sıkıştıracaktır ki bu durum onlar açısından istenilir değildir. Misyon yayma hızı yavaşlayacağı gibi maddi gelirler de azalacaktır. Görüyor musunuz bir anda nasıl da sosyolojik bir hal aldı şu dershaneler...

Gelelim politiğe ;
Bu özel eğitim guruplarının başını çeken sermayeler şuanda mevcut hükümetin taban bazında tabanını oluşturmaktadırlar. Bu sebeple bir çeşit menfaat veya amaç- yöntem çatışması yaşanabilir. Şu sıralar bana birçok kişinin tavuğuna kış denilmeye başlandı gibi geliyor, yoksa borsa portföylerini koalisyon hükümetleri dönemlerine göre şekillendirmeye şimdiden başlamalı mı?

Dediğim gibi bu ülkede sadece bir bakanlık tarafından halledilmesi gereken bir yenilik dahi köklerini derin topraklarda bulabiliyor. Sizce bu ülkemizin köklü mü yoksa zayıf mı olduğunu gösterir?

Her neyse son sözü söyleyerek bitirmek istiyorum,

Son söz: Bir camı iki defa silmek iktisadi kayıptır.

Sevgiler.

Mustafa ÖZTÜRK
@Mosturk