ABD Vergi Reformu ve Büyüme Oranı Ön Planda!
Geçtiğimiz hafta, piyasa açısından oldukça önemli olan 5 Merkez Bankasının kararlarını takip ettik. Çarşamba akşamı açıklanan FED/FOMC kararlarında beklendiği gibi 25 baz puan faiz artırımı yapılırken, büyüme ve işsizlik projeksiyonları yukarı yönlü revize edildi. Enflasyon tahminleri sabit bırakılırken, kararların detayında enflasyon bazlı olarak politika değişikliği yapılabileceğinin belirtilmesi ise tedirginliğe neden olup “Güvercin” algı buldu. Perşembe günü ise sırasıyla SNB(İsviçre Merkez Bankası), TCMB(Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası), BOE(İngiltere Merkez Bankası) ve ECB(Avrupa Merkez Bankası) kararları takip edildi. İsviçre Merkez Bankası herhangi bir faiz ve politika değişikliğine gitmezken, Banka’nın döviz piyasalarında aktif rol yapmaya devam edileceği vurgulandı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası kararları ise TL varlıklarında deprem etkisi yaptı. Zira Banka’nın diğer faiz oranları sabit bırakılırken, Geç Likidite Penceresi üzerinde yaptığı 50 baz puanlık faiz artırımı enflasyonla mücadele kapsamında piyasaca yetersiz bulundu. Günün en etkisiz kalan kararları İngiltere Merkez Bankası’ndan geldi. Banka, gerek 0.50’lik faiz oranında, gerekse 435 Milyar Pound tutarındaki parasal genişleme miktarında herhangi bir değişikliğe gitmezken, faiz artırımlarının birkaç yıla yayılacak ılımlılıkta olacağı bir kez daha vurgulandı. Son olarak ise Avrupa Merkez Bankası kararları takip edildi. ECB de tüm faiz oranlarını sabit bırakırken, 30 Milyar Euro olarak 2018’in ilk 9 ayında öngörülen varlık alımlarının gerekli görüldüğü takdirde uzatılabileceği açıklaması Euro’da değer kayıplarına neden oldu. Banka’nın büyüme ve enflasyon projeksiyonları genel anlamda yukarı yönlü revize edilirken, varlık alımlarındaki küçülmenin bir sonraki adımı ve şirket tahvili alımlarının miktarı ise tartışma konusu dahi olmadı. Haftanın önemli verilerinde ise; yurtiçinde açıklanan 3.çeyrek büyüme verisi yaklaşık olarak son 7 yılın(2010/1.çeyrekten bu yana) en yüksek rakamına ulaştı. Almanya'da açıklanan TÜFE rakamları beklentiler doğrultusunda gelirken, İngiltere işsizlik oranı Ekim ayı itibariyle önceki 3 ayda olduğu gibi yüzde 4.3 seviyesinde kaldı ve 1975 Haziran verisinden bu yana en düşük seviyesini korumuş oldu. Almanya ZEW cari durum endeksinin 2011 Temmuz ayından bu yana en iyi mevcut duruma kavuştuğu öngörüldü. İngiltere’de Kasım ayında Tüketici Fiyat Endeksi(TÜFE) senelik gerçekleşmede 2012 Mart döneminden bu yana en yüksek seviyesi olan yüzde 3.1’e tırmandı. ABD’de ise volatilitesi yüksek olan gıda ve enerji fiyatlarının hariç tutulduğu çekirdek ÜFE aylık bazda Ocak 2012’den, yıllık bazda ise Ağustos 2012’den bu yana en yüksek seviyeye yükseldi. Geçtiğimiz haftanın önemli haber akışları olarak; ABD’de Senato ve Temsilciler Meclisi’ndeki Cumhuriyetçi çoğunluk ortak bir vergi reformu konusunda uzlaşırken, Senato ve Temsilciler Meclisi’nde bu hafta son oylamalar yapılacağı bildirildi. Brexit konusunda ise hatırlayacağımız gibi Avrupa Birliği ile bir anlaşmaya varıldığı 8 Aralık’ta İngiltere Başbakanı Therasa May tarafından açıklanmıştı. Geçtiğimiz hafta yapılan AB Liderler Zirvesi sonunda ise bu uzlaşmanın resmiyete döküldüğü ve ikinci aşamaya geçileceği belirtildi.
Bu hafta ise önemli veri akışları anlamında, Euro Bölgesinden; Kasım ayı TÜFE gerçekleşmeleri, Almanya IFO Endeksleri açıklanacakken, ABD’den ise; İnşaat İzinleri, Yeni Konut Başlangıçları, Mevcut Konut Satışları, Dayanıklı Mal siparişleri ve 3.Çeyrek GSYİH değişimleri(Büyüme) gibi önemli datalar takip edilecek. İngiltere’de açıklanacak verilerde 3.Çeyrek büyüme oranları ön plana çıkarken, majör merkez bankalarından birisi olan BOJ(Japonya Merkez Bankası) faiz ve politika kararları da izlenecek. Yine haber akışları olarak ABD’den yeni vergi yasası, seçimlere yönelik Rusya soruşturmaları, Başkan Trump’ın açıklayacağı ulusal güvenlik stratejisi gibi gelişmeler takip edilecekken, Pound varlıkları için Brexit, Euro varlıkları için ise Almanya koalisyon görüşmeleri önem arz edecek.
Veri ve haber akışı bakımından yoğun geçirdiğimiz geçen haftada, Amerika Merkez Bankası (FED) ve Avrupa Merkez Bankaları (ECB) toplantılarından gelen kararlar takip edildi. FED/FOMC (Federal Açık Piyasa Komitesi) toplantı tutanaklarına bakacak olursak; beklendiği gibi federal fonlama aralığı 25 baz puan artırarak 1.25-150 düzeyine çıkartıldı. 2018 yılı içinde 3 faiz öngörüsünde bulunuldu. İşsizlik ve büyüme oranlarında yukarı yönlü revize gerçekleştiren Banka’nın, enflasyon kararlarında herhangi bir değişikliğe gitmemesi piyasa tarafında tedirginliğe neden oldu. Öte yandan toplantı sonrası açıklamalarda bulunan FED Başkanı Yellen’ın da enflasyona yönelik kaygılı konuşmaları Dolar varlıklarında satış baskısına neden oldu. FED’den bir gün sonra kararlarını açıklayan ECB’de beklenildiği gibi herhangi bir faiz artışına gitmedi ve uzun bir süre daha da faizlerin mevcut seviyede kalacağını belirtti. Ayrıca Banka, büyüme ve enflasyon tahminlerini yukarı yönlü revize etti. Tutanaklar sonrası basın açıklaması gerçekleştiren ECB Başkanı Mario Draghi, ileriye dönük olumlu mesajlar vermesine karşın 2018 Eylül ayına kadar devam edecek olan varlık alımlarının bitirilmesine yönelik herhangi bir tarih vermedi. Buda kısmi şekilde Euro varlıklarında satışa neden oldu. Geçen hafta gelen önemli verilere baktığımızda ABD tarafında açıklanan ÜFE yıllık bazda 3.1 ile 2012 yılından bu yana gelen en yüksek seviye olarak kayıtlara geçti. TÜFE rakamlarına baktığımızda ise aylık ve yıllık bazda öngörülere paralel olarak açıklandı. Besin ve Enerji maddelerinin ihmal edildiği Çekirdek TÜFE ise beklentileri karşılayamadı. Perakende Satışlar, Çekirdek Perakende Satışlar ve İşsizlik Haklarından Başvuruları gibi verilerde de öngörülerinde üzerinde sonuçlandı. Euro Bölgesi verilerine baktığımızda ise TÜFE beklentilere paralel gelirken, Almanya ve Euro Bölgesi’nden gelen İmalat ve Hizmet PMI’ları da tahminlerin üzerinde sonuçlandı. İyimser olan yatırımcılar ile karamsar olan yatırımcıların arasındaki farkın ölçüldüğü Zew Ekonomik Hissiyatı Almanya ve Euro Bölgesi’nde tahminlerin altında sonuç aldı. Bu haftaya bakacak olursak geçen hafta görüşme gerçekleştiren SPD ve CSU/CDU liderlerinin bu hafta içinde konuyla alakalı açıklama yapması bekleniyor. Bu konuya dair gelebilecek haberler parite üzerinde hareketliliğe neden olabilir. Yine ABD ve Euro Bölgesi’nden gelecek datalar da takip edilecek. Teknik olarak baktığımızda; yukarı tarafta 1.1840 seviyesi önem arz ederken, aşağı tarafta ise 1.1710 seviyesi kritik olmaya devam diyor. 1.1840 üzerine çıkılması ve kalıcılık sağlanması alımların ağırlık kazanmasına neden olabileceği gibi 1.1710 seviyesi altı kalıcılıklarda ise zaten düşen kanal içerisinde hareket eden paritede satış baskısı derinleşebilir.
Geçtiğimiz haftanın başında yurtiçinde, Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) tarafından açıklanan 3.çeyrek büyüme rakamı yüzde 11.1 oranında gelerek, yaklaşık olarak son 7 yılın en yüksek düzeyine işaret etti. Hatırlanacağı gibi daha önce 2010/1.çeyreğinde yüzde 11.7 oranında bir büyüme oluşturulmuştu. Geçtiğimiz hafta büyüme verisi ile aynı saatte TCMB tarafından açıklanan Ekim ayı Cari İşlemler Dengesi’nde ise 3 Milyar 827 Milyon Dolar’lık açık verildiği görüldü. Beklentilerden daha iyi gelen bu veriler sonrası konuşan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, “gelecek yıl da büyümenin güçlü kalması için reformlara devam edeceğiz” derken, enflasyonun tek haneye indirilmesi için ise yapısal reformlara ihtiyaç olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan da yıl sonunda büyümenin yüzde 7’yi geçmesini beklediğini belirtirken, uluslararası yatırım kuruluşlarından Goldman Sachs ise; daha önce yüzde 6.0’ya yükselttiği 2017 büyüme beklentisini yüzde 7.0 olarak revize etti. Eylül ayı çeyreklik işsizlik ortalaması geçtiğimiz ay seviyesi olan yüzde 10.6 olarak gelirken, Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan Merkezi Yönetim Bütçesi’nde ise 8 Milyar 500 Milyon TL fazlalık verildi. ABD’de açıklanan birçok veri ise genel anlamda iyiydi. Haftanın en önemli gelişmeleri ise hiç kuşkusuz iki ülkenin merkez bankalarının faiz ve politika kararları oldu. Çarşamba akşamı açıklanan ABD Merkez Bankası(FED) Federal Açık Piyasa Komitesi(FOMC) kararlarında beklendiği gibi federal fonlama aralığı 25 baz puan artırılarak; yüzde 1.00-1.25’ten yüzde 1.25-1.50 düzeyine getirildi. 2018 sonu faiz medyanının yüzde 2.10’da kalması 3 faiz artırımı düşünüldüğü şeklinde yankı bulurken, enflasyon tahminlerindeki zayıflık çelişkiye neden oldu. Yine, kararlar sonrası açıklamalar yapan Janet Yellen’ın, büyüme ve işsizlik oranlarındaki iyimserliğe atıf yaparken, enflasyon görünümüne göre her an için politika değişikliğine gidebileceklerinin sinyallerini vermesi Dolar tarafında satışlara neden oldu. Perşembe günü açıklanan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası(TCMB) Para Politikası Kurulu(PPK) toplantı sonucunda ise hali hazırda yüzde 7.25’te bulunan Gecelik Borçlanma Faizi, yüzde 9.25 seviyesindeki Gecelik Borç Verme Faizi(Marjinal Fonlama Oranı) ve yüzde 8 düzeyindeki Bir Hafta Vadeli Repo Faiz Oranı(Politika Faizi)’nın herhangi birisinde beklendiği gibi değişiklik yapılmadığı görüldü. Saat 16:00-17:00 arasında bankaların borçlanabildikleri Geç Likidite Penceresi(LON) Faizi’nde ise 75 ile 125 baz arasında artış yapılması beklenirken, artış 50 baz puanla sınırlı kaldı. Beklenti altında gelen bu faiz artışı enflasyonla mücadele açısından piyasaca yetersiz bulundu ve kurdaki ilk tepki TL’nin sert değer kaybı oldu. Bu hafta ise yurtiçi tarafta çok önem arz eden bir veri açıklanmayacak. ABD’den İnşaat Ruhsatları, Yeni Konut Başlangıçları ve Dayanıklı Mal Siparişleri gibi önemli verileri takip edeceğiz. Haftanın en önemli verisi ise yine ABD’den gelecek olan 3.Çeyrek Büyüme Oranı olacak. Yine her iki ekonomiyi ilgilendiren haber akışları da fiyatlamalara etki edebilir. Teknik olarak kur’da 3.9000 seviyesinin geçilmesi halinde 3.9490 direnç bölgesi, 3.8490 altı kalıcılıkta ise 3.7975 desteği hedef haline gelebilir.
Geçen hafta Amerika ve İngiltere Merkez Bankası kararları takip edildi. Amerika Merkez Bankası (FED) beklenildiği gibi politika faizini 25 baz puan artırdı ve 2018 yılı içinde 3 faiz artırımı beklediklerini açıkladı. İşsizlik beklentileri, 2018 sonu için yüzde 4.1’den yüzde 3.9’a ve 2019 yılı için ise yine yüzde 4.1’den yüzde 3.9’a revize edildi. Büyüme tahminleri ise sırasıyla, 2018 yılı için yüzde 2.1’den yüzde 2.5’e ve 2019 yılı için ise yüzde 2.0’dan yüzde 2.1’e yükseltilirken enflasyon konusunda sadece 2017 yılı sonu için tahminini yüzde 0.1 artırdı. Bu gelen beklentiler neticesinde büyüme ve işsizlik verilerinde olumlu revizelere rağmen enflasyon tarafında yaşanan belirsizlik Dolar varlıklarında baskıya neden oldu. İngiltere Merkez Bankası (BOE) Mali Politika Kurulu’ndan (MPC)çıkan sonuçlara baktığımızda beklenildiği gibi faizlerde ve varlık alım programlarında herhangi bir değişikliğe gidilmediği görüldü. Kararlar sonrası açıklamalarda bulunan Banka’dan: ‘’Eğer ekonomi Kasım tahminlerine paralel büyür ise, gelecek birkaç yılda ılımlı faiz artırımları gerekli olur’’ denildi. Ayrıca Brexit müzakerelerinde son dönemdeki ilerlemenin, AB’den düzensiz bir çıkış olasılığını azalttığını ve güveni artırabileceği söylendi. Bir diğer önemli toplantı ise AB Liderler zirvesi idi. Bu zirvede, İngiltere’nin Brexit görüşmelerinde ilk aşamada yeterli ilerleme sağladığını onaylandı. Ayrıca daha önce AB ile İngiltere arasında yapılan anlaşmanın içeriği bu kongrede belli oldu. Taraflar İrlanda sınırı ve vatandaşlık hakları konusunda anlaşma sağladı. Toplantı sonrası gelen açıklamalarda Avrupa Konsey Başkanı Donald Tusk, geçiş dönemi ve ticaret anlaşmasının belirlenmesi için müzakerelere önümüzdeki hafta başlayacaklarını söyledi. AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker ise İngiltere ile gelecekteki ilişkilerin müzakere edilmesinden önce çekilme anlaşmasının biçimlendirilmesi gerektiğini ve Brexit görüşmelerinin ikinci aşamasının ilkine göre daha kolay ilerleyebileceğini söyledi. Gelen bu haberlerle birlikte Dolar, FOMC sonrası baskılanmasına rağmen 2. haftada da Sterlin karşısında değerlenmeye devam etti. Bu haftaya açıklanacak önemli verilere bakacak olursak ABD tarafında; İnşaat izinleri, Mevcut Ev Satışları, GSYİH, Philidelphia İmalat Endeksi, Yeni Konut Satışları izlenebilecekken, İngiltere tarafında ise GSYİH verisi karşımıza çıkıyor. Ayrıca Hafta içinde BOE Başkanı Mark Carney konuşma gerçekleştirecek. Teknik olarak 2017 Mart ayından bu yana yükselen kanalın devam ettiğini görmekteyiz. Bu bağlamda olası geri çekilmelerde trend devamlılığı açısından 1.3225 seviyesi önemli olacak. Paritede yukarı yönlü denemelerde ise 1.3480 direncinin aşılması halinde 1.3585 seviyesi hedef haline gelebilir.
BRENT PETROL
Uluslararası yatırım kuruluşlarından Goldman Sachs’tan 30 Kasım’da uzatılan küresel arz kısıntısı anlaşmasına dair yapılan açıklamada: OPEC üyeleri ve üye olmayan üyelerin oluşturduğu konsorsiyumun, 2018’in ilk yarısında arz kısıntısı anlaşmasına güçlü uyum göstermelerinin beklendiği, buna karşın 2018 ‘in ikinci yarısında ise OPEC ve Rusya’nın toplam üretimlerini günlük 515 Bin varil artırmalarının beklendiği bildirildi. Birleşik Arap Emirlikleri Enerji Bakanı Suhail Al Mazrouei yaptığı açıklamada: üretim kısıntısı anlaşmasından çıkış stratejisinin, piyasadaki aşırı arz durumunun ortadan kalkması durumunda, 2018 Haziran ayında netleşebileceğini söyledi. Irak Petrol Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada ise Kerkük petrol rafinerisine günlük 13 Bin varillik katkı sağlayacak yeni bir işleme biriminin eklendiğini ve operasyon sonrası kapasitenin 56 Bin varile çıkacağı bildirildi. Dünya’nın en önemli petrol üreticilerinden Suudi Arabistan’ın kamu petrol şirketi Aramco’nun CEO’su Amin Nasser de yaptığı açıklamalarda: önümüzdeki 10 yıl için 414 Milyar Dolar’lık altyapı ve sondaj masraf planı hazırladıklarını belirtirken, halka arz takviminde ise düşünülen bir değişiklik olmadığının altını çizdi. Şirketle ilgili diğer gelişme ise 2018’in ikinci yarısında yapılması planlanan halka arza Çin’in talip olmasıydı. Diğer yandan, haftanın fiyatlamalara etki eden önemli gelişmelerinden birisi ürünün yoğunlukla çıkartıldığı Kuzey Denizi’nde yer alan Forties boru hattında bir sızıntının tespit edilmiş olmasıydı. Sızıntı sonrası bölgedeki hatta üretim durdurulurken, onarımın yaklaşık olarak iki hafta sürebileceği belirtildi. Irak milli petrol pazarlama şirketi SOMO ise, Asya’ya verilen petrolün varil fiyatına 15 Cent zam yaparken, Avrupa’ya verilen petrolün varil fiyatına 20-25 Cent, ABD’ye verilen petrolün varil fiyatına ise 20-35 Cent indirim yaptı. Geçtiğimiz hafta açıklanan OPEC aylık raporuna göre, Kasım ayında üretim son 6 ayın en düşüğüne geriledi. Bunda da Angola, Suudi Arabistan, Venezuela’nın 133 Bin 500 varil/günlük azaltıma gitmelerinin etkisi görüldü. Rusya üretimin günlük 50 Bin varil arttığını anladığımız raporda, OPEC dışı ülkelerin ham petrol üretiminde 2017 için 150 Bin varil/gün, 2018’de ise 120 Bin varil/günlük artış olacağı da öngörüldü. OPEC genel sekreteri Mohammad Sanusi Barkindo ise yaptığı açıklamalarda; petrol piyasasının dengelenme yolunda olduğunu vurgularken, 2018 Küresel petrol talebinin günlük 1 Milyon 500 Bin varil artacağı öngörüsünde bulundu. Geçtiğimiz haftaki API(Amerikan Petrol Enstitüsü) stoklarında görülen 7 Milyon 382 Bin varillik azalma, son 17 haftanın en büyük daralmasına işaret ederken, EIA(Enerji Bilgi İdaresi) stoklarında da 5 Milyon 117 Bin varillik azalma görüldü. Bu verilere rağmen açıklanan ABD üretiminde görülen 73 bin varillik artış fiyatları baskıladı. Bu hafta yine stok verilerinin yanı sıra ABD üretimine dair rakamlar ön planda olmaya devam edecek. Ayrıca uluslararası kurumlardan ve önemli petrol taciri ülkelerden gelebilecek açıklamalar da fiyatlamalar açısından takip edilecek. Teknik olarak ise; orta-uzun vadeli görünümde öne çıkan seviyeler yukarı tarafta 64.40, aşağı tarafta ise 61.25 seviyesinde bulunmakta. Bu iki seviyeden herhangi birisinin kırılması, emtiada yaklaşık 1,5 aydır devam eden yatay bantın kırılması ile yeni trendlere neden olabilir.
ONS ALTIN
Yaklaşık 3 aydır düşüş kanalında olan Değerli Metal geçen hafta açıklanan FED/FOMC tutanakları sonrası haftayı alıcılı seyirle kapattı. Kararlara bakacak olursak FED, beklenildiği gibi Aralık ayında faiz artırdı. 2018 yılı içinse 3 faiz artırımı öngörüsünde bulunuldu. İşsizlik beklentileri; 2017 sonu için yüzde 4.3’ten yüzde 4.1’e, 2018 sonu için yüzde 4.1’den yüzde 3.9’a ve 2019 yılı için ise yine yüzde 4.1’den yüzde 3.9’a revize edildi. Büyüme tahminleri de sırasıyla 2017 için yüzde 2.4’ten yüzde 2.5’e, 2018 yılı için yüzde 2.1’den yüzde 2.5’e ve 2019 yılı için ise yüzde 2.0’dan yüzde 2.1’e yükseltilirken, en çok merak edilen enflasyon konusunda ise sadece 2017 yılı tahminin yüzde 0.1 oranında artırıldığı görüldü. Cari yıl için yüzde 1.7’lik kişisel tüketim harcamaları(PCE) artışı öngören banka, 2018 ve 2019 için daha önce açıkladığı yüzde 1.9 ve yüzde 2.0’lik tahminlerini sabit tuttu. Açıklanan kararlar sonrası açıklama yapan FED Başkanı Janet Yallen, genel anlamda ekonomilerinin olumlu yönde gittiğini söyledi. Ancak, enflasyona dair tedirgin konuşmaları, Dolar varlıklarında kayıplara neden olurken, Altın gibi güvenli limanlara talep getirdi. Öte yandan Küresel risklere baktığımızda ABD Başkanı Donal Trump’ın, Kudus’ü İsrail’in yeni başkenti ilan etmesiyle başlayan krizde Dünya’dan tepkiler gelmeye devam etti. ABD Bakanı Rex Tillerson, Kuzey Kore ile görüşmeye hazır olduklarını açıkladı. Ayrıca ABD’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Nikki Haley’in İran’a yaptırımların uygulanabileceğini açıklaması ve Avrupa Birliği’nin Rusya’ya uygulanan yaptırımları 6 ay daha uzattığının deklare edilmesi de olası sonuçları açısından küresel sistematik risk unsurları olarak takip edildi. Bu hafta ABD tarafından; İnşaat izinleri, Mevcut Ev Satışları, GSYİH, Philidalphia İmalat Endeksi, Yeni Konut Satışları verileri açıklanacak. Ayrıca hafta başında Başkan Trump’ın açıklayacağı ulusal güvenlik stratejisi ve hafta içinde oylanacak yeni vergi yasasına dair gelişmeler ön planda olabilir. Teknik olarak emtiada 1260 seviyesini ilk etapta takip etmekteyiz. Bu seviye üzeri kalıcılık halinde 1270-1273 direnç bölgesi hedef haline gelebilir. Değerli metalde aşağı yönlü işlemlerde ise 1247 seviyesi ön planda olacak. Buranın altında kalıcılıklar ise satış baskısının derinleşmesine neden olabilir.