Haftanın son işlem gününde dünya borsalarında yükseliş hakim, yurt içinde ise pozitif hava küresel iyimserliğin daha üzerinde. TL varlıklardaki değişime baktığımızda;
BİST 100 geçen haftaki sınırlı düşüşün ardından bu hafta tekrar 1.550 puan seviyesine yaklaşarak %4,80 primli işlem görüyor. Dün günü %1,47 düşüşle kapatan BİST Bankalar bugün hafif primli, haftalık bazda ise %5 kazanç sağladı, ancak Ocak ayı itibarıyla endeks henüz artıya geçmiş değil. BİST Sanayi ise Ocak itibarıyla %10 kadar kazanç sağladı. Sanayi tarafındaki talep halen güçlü, ancak BİST Ulaştırma düşük kalmaya devam ediyor. TL’deki toparlanma hisselere talebi de destekliyor, ancak borsadaki yükselişte sanayi ve gıda başta olmak üzere belirli hisselerde yoğunlaşılması, genele yayılımın az olması dikkat gerektiriyor.
Bu hafta hisselerden EKIZ, ISKPL, YESIL, DIRIT, TACTR, KONTR, PEGYO en iyi performans gösterenler arasında yer aldı.
Kur tarafına baktığımızda USD/TRY bugün 7,0670’e gerileyerek 6 Ağustos sonrası, EUR/TRY ise 8,4660’a gerileyerek 21 Ağustos sonrası en düşük seviyeyi gördü. Dövizdeki düşüşte küresel taraftaki olumlu havaya yurt içinde ise uzun süre faiz indiriminin gelmeyeceği ve hatta enflasyondaki artışın devam etmesi durumunda bir miktar daha faiz artışının yapılabileceği etkili oluyor. Ağbal’ın açıklamaları da zaten bu beklentileri destekleyecek yöndeydi. Haliyle düşük faizle borç alıp o parayı yüksek faizli ülkede değerlendirme isteği de artmış bulunuyor. Yurt içi yerleşiklerde ise döviz satışı var ve aylık bazda 602 milyon dolar satışla kapatılan Ocak ayı, Ağustos sonrası ilk satışlı dönem oldu. Lakin bunun TL’ye geçiş olduğunu söylemek için henüz erken bu nedenle Şubat dönemi de yakından takip edilecek.
Ağbal’ın Reuters Haber Ajansına verdiği röportajdaki açıklamaları bir bakıma sürecin özeti olduğu için önemli. Daha önce defalarca enflasyon-kur-faiz sarmalına girilmesi neticesinde elde kalan hep vatandaş için zam ve kaybolan gelir oldu. Yatırımcı için de durum kötüydü, yüksekten borçlanma, geri ödeyeme durumları yaşandı. Şimdi ise ilk hareketlere kanılmayacağı, hedefe doğru ilerlemeden eminlik sağlanmasını şar koşuyor Ağbal, bunu yaparken sözlü yönlendirmeyle de güven sağlamanın beklentiyi de iyimser olarak değiştireceğini belirtiyor ki şimdilik bu tavır piyasalarda karşılık bulmuş görünüyor. Devamı için reform başlığı altında nasıl iyileştirmelere gidileceği bekleniyor.
2020’de 650 bp seviyesine yaklaşan Türkiye CDS 5 Yıllık USD bu hafta 300 bp altına indi ve risk primindeki azalmanın kısa vadede TL’ye yer açtığını görüyoruz. Haftalık bazda döviz kurundaki kayba altın da eşlik ediyor.
Ons ve gramdaki son duruma bakalım;
Ons altında Ocak ayı başındaki hızlı yükseliş ABD tahvil faizindeki artış ve getirisi eğrisindeki dikleşmenin doları hareketlendirmesiyle yerini düşüşe bırakmıştı. Ardından teşvik paketinde ilerleme sağlanamaması da fiyatta zayıflık yarattı. Öyle ki aşı tedariki sorunu ve güncel olan salgındaki artıştan destek alamayan altın, hafta başında gümüş etkisiyle sınırlı bir yükseliş yaşadı. Gümüşün çıktığı gibi sert geri gelmesi, Avrupa’da aşılanma için uzlaşı sağlanması, ABD verilerinin Ocak’ta toparlaması ve yeniden reflasyon fiyatlamasının doları desteklemesiyle ABD Dolar Endeksi, Aralık başı seviyeye çıkarken ons ise 1,785$ seviyesine geriledi. Fiyat bugün 1,800$ tabanını korumaya çalışıyor, ancak 30 Kasım2da görülen ve kısa vadedeki yön değişiminde önemli destek olarak gördüğümüz 1,766$ henüz korunuyor. Bu destek üzerinde hareket 1,880$ seviyesini aşmayacak şekilde bir süre bu aralıkta fiyatlanmaya devam edebilir. Altının 1,900$’lı seviyelere çıkması için yeni bir gelişmeye ihtiyaç var. Ancak trendde şimdilik bozulma olmadığını belirtelim.
Dolar kuruna ek bir de onsun sert düşmesi ile dün 409 TL’ye gerileyerek 22 Temmuz sonrası en düşük seviyeyi test eden Gram, bugün de 411 TL yakınında işlem görüyor. 400 TL’ye doğru hareket devam edebilir.
*Dün ve bugünkü başlıkta belirttiğimiz dolar hareketi küresel fiyatlamayı içeriyor, TL fiyatlamasına da ayrıca raporda yer veriyoruz.