Altın piyasası, son günlerde ABD verileri ve küresel jeopolitik riskleri dikkate alırken dengeli hareketine devam ediyor.
Eylül ayında güvenli liman olarak değerlendirilen altın, 2.685 dolarda zirve gördü. Ardından ABD ekonomisinden gelen güçlü veriler ve buna bağlı olarak ABD Fed’in faiz indirim sürecinde daha yavaş hareket edeceğine dair görüşün ağır basmaya başlamasıyla değerli metal 2.600 dolar bandına doğru gevşedi. Ancak son tahlilde altının dirençli kalmaya devam ettiğinden bahsedilebilir. Bunun en büyük katalizörü de küresel jeopolitik tansiyonun yüksek devam etmesi denebilir. Öyle ki Orta Doğu’daki hali hazırdaki gerilime ek olarak daha düşük derecede de olsa Çin-Tayvan arasında baş gösteren son gerginlik, altın talebini destekleyen yeni bir faktör olarak ortaya çıktı.
Jeopolitik Riskler Altın Fiyatlarını Destekliyor
Altın fiyatlarındaki güç seyrin en önemli tetikleyicisi, bilindiği gibi küresel jeopolitik gelişmeler. Özellikle Orta Doğu'da İsrail ve İran arasında tırmanan gerilim ve çatışmaların daha geniş bir alana yayılmaya başlaması, yatırımcıların altın taleplerini artırmaya yöneltti.
Bununla birlikte İsrail’in İran’ın petrol ve nükleer tesislerine saldırmayacağı yönündeki söylemler, piyasalarda endişeyi bir nebze yatıştırdı ve bu durumun altın fiyatlarındaki yükselişi bir miktar sınırlandığından bahsedilebilir. Ancak dirençli görünüm yatırımcıların tetikte olduğunu gösteriyor.
Ayrıca, Çin’in Tayvan çevresindeki askeri tatbikatları da kısa vadede piyasalarda tedirginliği artıran diğer bir faktör. Çin, rekor sayıda askeri uçak ve sahil güvenlik gemisini bölgeye sevk ederken, yeni bir endişe unsuru olarak öne çıktı.
ABD Ekonomik Verileri Altının Yükselişini Baskılıyor
Altın, özellikle belirsizlik ve küresel ekonomiyi tehdit eden gelişmelerin ortaya çıktığı dönemlerde talep edilen bir yatırımcı aracı. Ancak son dönemde ABD ekonomisinden gelen veriler, piyasa katılımcıları tarafından sürpriz olarak karşılandı. Zira birkaç ay öncesine kadar ABD’nin resesyona girebileceğine dair bir telaş söz konusuydu. Son veriler, resesyon endişelerini sindirirken Fed’in faiz indirim sürecini yavaşlatabileceğine dair beklentileri yükseltmiş durumda.
Buna göre dolar getirisinin bir süre daha yüksek seyredeceği düşünülen ortamda ABD ekonomisine güvenen yatırımcılar, altının yukarı yönlü seyri üzerinde bir baskı oluşturabilir. Ancak bu noktada dikkat edilmesi gereken bir konu, ABD Başkanlık seçimleri olacak. Seçim sonrası dönemde ABD ekonomisinin nasıl şekilleneceğine yönelik belirsizlik devam ederken bu altın fiyatlarını tutan karşıt bir faktör olarak geçerliliğini koruyor.
Bu gelişmeler ışığında altın, 2.600 dolar bandında destek bulmaya devam ederken zirve fiyatına yakın seviyede yatay hareketine devam ediyor.
Altında Teknik Görünüm ve Kritik Seviyeler
Altın, 26 Eylül’deki 2.685 dolar zirvesi sonrası Fed’in faiz indirim hızındaki düşüş beklentileri ve Orta Doğu’da İsrail’in henüz küresel ekonomiyi etkileyebilecek düzeyde misillemeye gitmemesine bağlı olarak baskı altında kaldı.
Ancak mevcut geri çekilme risklerin korunmasına bağlı olarak oldukça sınırlı devam ediyor. Altın fiyatında düşüşler, henüz son yükseliş trendine göre Fib 0,144 değerine denk gelen ortalama 2.620 dolarda desteklenmeye devam ediyor. Bu bölge korunduğu sürece değerli metalin önümüzdeki günlerde risk artışına bağlı olarak 2.730 dolar seviyesine kadar devam ettirebileceğini görebiliriz. Endişenin artması durumunda ise orta vadeli hedef olarak 2.820 dolara doğru bir ivme oluşabilir.
Alt bölgede ise küresel piyasalarda daha ılımlı bir ortam oluşursa bu sefer 2.620 dolardaki en yakın destek yakından takip edilecek. Bu seviyenin haftalık kapanışlarla kırılması durumunda altın fiyatı, 2.580 ve ardından 2.520 dolar seviyelerine doğru bir düzeltme görebilir.
Özetle; şu an dengeli bir fiyat hareketine sahip olan altın, ABD faiz politikası ve jeopolitik risk ana unsurları çerçevesinde yeni yönünü belirleyebilir.
Sorumluluk Reddi: Bu makale yalnızca bilgilendirme amacıyla yazılmıştır. Herhangi bir şekilde varlık satın almayı teşvik etme amacı taşımadığı gibi yatırım yapmak için bir talep, teklif, tavsiye veya öneri teşkil etmez. Her türlü varlığın birden fazla bakış açısıyla değerlendirildiğini ve oldukça riskli olduğunu, dolayısıyla herhangi bir yatırım kararının ve buna bağlı riskin yatırımcıya ait olduğunu hatırlatmak isterim. Ayrıca herhangi bir yatırım danışmanlığı hizmetimiz bulunmamaktadır.