2001'de siyasi iktidar hatalarıyla kendimize ait bir finansal kriz yaşadığımızda, 70 milyar dolar boyutunda bir bankacılık batışı sonrası, siyasilerin dağıttığı ekonomiyi toparlaması için getirilmiş olan rahmetli Kemal Derviş sonrasında bizde de TCMB özerk olmuş, başkanların görevden alınması da çoklu kararname şartı ile zorlaştırılmıştı. Son dört - beş yıla bakınca aynı şeyi söylemek mümkün mü siz karar verin!
Dün akşam ABD Merkez Bankası Fed faiz kararını açıkladı. Enflasyon %3'lere düşmüş olmasına rağmen, %2 enflasyon hedefine ulaşmak niyetiyle, ekonomideki enflasyon risklerinin canlı olduğunu söyleyerek faizleri 25 baz puan daha arttırıp, politika faizlerini %5,25 - %5,50 aralığına yükseltti.
Bu arada, ABD'nin tüm borçlanmalarını kendi rezerv parası olan dolar ile yaptığını unutmayın. Yani, faizi düşük tuttuğu takdirde kurların yükselmesi ve borçları karşılığında bizdeki gibi bir kur maliyeti olmadığına dikkat çekmek istiyorum.
Şimdi bunları neden anlattım?
Bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kadın Merkez Bankası Başkanı olan sayın Hafize Gaye Erkan, yılın üçüncü enflasyon raporunu tanıtım amacı ile TCMB'de bir bilgilendirme toplantısı yaptı. Uzun ve detaylı bir sunum sonrasında çok sayıda soru aldı. Kendisine faiz - enflasyon denklemi ile gelen bir soruyu da,''Benden hiç bir zaman siyasi yorum duymayacaksınız'' şeklinde cevapladı.
Sunumu, anlatımı ve cevapları itibarı ile konulara hakim bir izlenim verdi. Enflasyon beklentisinin 2023 yıl sonu için %22'den %58'e, 2024 yıl sonu için %8,8'den %33'e ve 2025 için de %15'e revize edildiğini söyledi. Ama bu hedeflere rağmen faiz artışlarının gerektiğinde ve kademeli şekilde olacağını söyledi!
Yazımın başında örneğini verdiğim ABD'de enflasyon %3'e düşmüş olmasına rağmen, Fed faizi %5,25 - %,5,50 yapmışken, bizde verilen bu yıl için %58 enflasyon hedefine rağmen açıklanan son faiz %18.5! Hal böyle iken kademeli faiz artışından bahsediliyorsa, maalesef 2024 seçimleri yüzünden siyasi baskı altında olan bir Merkez Bankası görüyorum.
Benim bugünkü tüm değerlendirmem budur. Gerisi bir anlam taşımıyor benim için. Çünkü faiz-enflasyon denklemi için gelen soruya siyasi yorum yapmam diye cevap vermeyip, sonra da içinde bulunduğumuz enflasyona rağmen %18.50 faiz uygulanıyorsa, benim değerlendirme yapmama gerek kalmıyor demektir.
Ülkenin üretiminde bile ithalata bağımlı olması, dış borç toplamında, KKM'de artan kurların borç yükünü ve enflasyonu arttırıcı etkisi, cari açığın ve rezervlerin durumu, 2021'deki politika değişimi sonrası tüm bu yaşadıklarımız sonrası bile faizler konusunda bu yorum yapılıyorsa diyecek söz bulamıyorum!
Hayırlısı olsun. Bilgiye sahip olmakla, bunu doğru uygulamak bambaşka şeyler. Keşke yeni başkanımız, ülkenin 2021 sonrası yaşadığı bu sorunların ana nedeninin, enflasyona rağmen uygulanan hatalı faiz kararları olduğunu söyleyebilseydi. Anlaşılan yeni başkan döneminde de, siyasi iktidar ne istiyorsa o yapılmaya devam edecek gibi duruyor.