Bu makale 17.06.2021 tarihinde İngilizce olarak yayınlanmıştır.
Başkan Joe Biden 2021 Ocak ayında yemin ettikten hemen sonra yönetiminin uygulayabileceği potansiyel enerji politikalarının bazılarını ve bunların petrol piyasasını nasıl etkileyebileceği konusunu tartışmıştım.
Altı ay sonra Brent fiyatı hızla 75 dolara ve WTI 73 dolara (Ekim 2018’den beri gördüğü en yüksek seviyeye) çıkarken Biden’in üç ayaklı politikalarının petrol piyasasını ne ölçüde etkilediğini ve gelecekte neler bekleyebileceğimizi değerlendirmenin tam zamanı.
1. Keystone XL boru hattını kaldırmak
Yeminden bir gün sonra Biden yönetimi, Keystone XL boru hattı iznini geri çekti. Boru hattındaki çalışmalar hemen durdu ve bu da yüzlerce müteahhittin işten çıkarılmasına neden oldu.
Başlangıçta Alberta bölgesi ve boru hattını kuran TC Energy’nin (NYSE:TRP), Biden yönetiminden tazminat talep edebileceği konuşuluyordu.
Mart ayında 21 eyalet, iznin iptal edilmesi üzerine Biden yönetimine karşı dava açtı. Ancak TC Energy, kısa süre önce yaptığı duyuruda projeyi tamamen iptal ettiğini duyurdu, yani herhangi bir yasal işlem tartışmalı olabilir.
O zaman, muhtemelen boru hattının henüz kurulmamış olmasından dolayı, petrol fiyatları üzerinde görünür bir etki olmadı. Ancak Biden yönetimi, yurtiçinde mevcut boru hatlarını kapatmayı denerse petrol ve benzin fiyatları etkilenebilir. Geçen ay gördüğümüz gibi Colonial Pipeline’ın (boru hattı) kısa süreliğine yaşadığı aksaklık, ABD’nin doğusundaki pek çok eyalette benzin fiyatlarının artmasına ve benzin ve dizel kıtlığı yaşanmasına yol açtı.
Minnesota Temyiz Mahkemesi kısa süre önce Kanadalı boru hattı şirketi Enbridge’in (NYSE:ENB), Alberta’dan Wisconsin’e petrol taşıyan 3. Hat boru hattını genişletmesine imkan sağlayacak bir kararı onayladı. Boru hattı, günlük 760.000 varil petrol taşıyacak şekilde genişletiliyor ve 2021’in dördüncü çeyreğine kadar tamamlanmalı.
Benzer şekilde federal bir mahkeme, Dakota Access Pipeline’ın, 2022 Mart ayına kadar bitmesi beklenen yeni bir çevresel araştırma sırasında operasyonlarına devam etmesine izin verdi.
Bu iki dava ilgili boru hattı şirketlerine açılmış olsaydı petrol fiyatının artması beklenirdi.
Biden yönetiminden boru hattı karşıtı sert politikalar görmeye devam etmemiz mümkün, özellikle de Biden ekibi, Demokrat Parti’nin fosil yakıt karşıtı, radikal tarafını daha da sakinleştirmek gerektiğini düşünüyorsa. Şimdilik Keystone XL boru hattını iptal etmek yeterli görünüyor.
2. Federal topraklarda ve sularda yeni petrol ve gaz kiralamalarına moratoryum
Biden yönetiminin, göreve geldikten sonra nispeten çabuk attığı diğer bir adım da federal topraklar üzerinde yeni petrol ve gaz sondajına verilecek izinleri askıya alması oldu. Bu, izin sürecine dair inceleme beklenirken kararlaştırıldı.
Altı ay geçti ve hükümet izinler konusunda henüz yeni yönergeler çıkarmadı. İlk duyurulduğu zaman bu hamle, piyasayı anında etkileyen bir hamle olmadı. Petrol fiyatları hala düşüktü ve pek çok sondajcının zaten aldığı izinler vardı.
Ancak o zamandan bu yana bu kararın aslında petrol fiyatlarını yükselttiği ortaya çıktı. Çünkü bu, ABD’li petrol şirketlerinin yeni kuyular kazma isteğini etkiledi.
Dallas Fed tarafından yerel petrol şirketleri ile yapılan bir ankete göre yöneticilerin %58’i, “artan federal regülasyonların yaptıkları işi kârsız hale getireceğinden” endişeli. Bu, yeni kuyularda sondaj faaliyeti için yatırım yapma konusunda onları tereddüde düşürdü.
Ve sonuç olarak petrol fiyatları yükseldi. Fiyat artışını etkileyen diğer iki unsur da daha yüksek petrol talebi ve OPEC+’nın, petrol üretim kotalarını sürdürme kararı.
Bu haftanın başlarında Louisiana’da federal bir yargıç, Biden yönetiminin yeni petrol ve gaz kiralamaları üzerindeki moratoryumunu kaldırmak için ihtiyati tedbir çıkardı. 13 eyalet tarafından açılan davaya cevaben yargıç, Biden’in, Kongre onayı olmadan federal topraklar üzerinde petrol ve gaz sondajı kiralamalarını durdurmak için yasal yetkiye sahip olmadığını söyledi.
Ancak yatırımcılar bunu, petrol şirketlerinin bir zaferi olarak okumamalı. Hatta sondaj faaliyetinin bu karara dayanarak artması mümkün değil.
Petrol şirketleri gelecekten emin değil. Aksine bu, petrol şirketleri için regülasyon çevresini daha da karmaşık hale getirip daha fazla istikrarsızlık yaratıyor.
Şirketler, regülasyon belirsizliği ile karşılaştıklarında operasyonlarını büyütme yönünde yatırım yapmak istemezler. Bu karara dayanarak petrol fiyatlarında düşüş beklemeyin.
3. Metan emisyonunu azaltmak
Ocak ayında Biden yönetimi, EPA’yı (Çevre Koruma Ajansı), Trump yönetiminin Obama zamanındaki metan kuralını geri getirme sürecini askıya alacak, revize edecek veya iptal edecek bir karar sunmaya çağırdı. Bu karar şirketlerin, üretimin ilk ve ara aşamalarında metan sızıntılarını izlemesini gerektiriyordu.
Yeni kuralın Eylül ayına kadar hazır olması bekleniyor ancak Obama’nın kararını tekrar yürürlüğe sokup sokmayacağı veya daha katı düzenlemeler önerip önermeyeceği belli değil.
Eğer Obama dönemindeki karara dönerse majör petrol ve gaz şirketlerinin çoğu, uygulamalarını zaten bu kurala göre ayarlamış olduklarından etkilenmeyecek. Ancak daha küçük petrol şirketleri, pahalı izleme sistemlerine yatırım yapmak zorunda kalacaklarından bu yükün ağırlığını hissedecektir.
Geçen yıl petrol fiyatlarında yaşanan düşüş, endüstrideki daha zayıf ve iflas etmiş şirketleri temizlemeye yardım ettiğinden önceki karara dönüşün, bu noktada petrol ve gaz tedarikini etkilemesi mümkün değil.
Bununla birlikte Obama dönemindekine göre daha katı bir metan kuralı tüm şirketleri etkileyebilir. Sonuç olarak daha katı bir kural, yeni sondaj yatırımlarını etkileyerek ABD’nin gelecek arzını kısıtlayabilir ve petrol fiyatlarını daha da yükseltebilir.
Petrol ve gaz fiyatlarında şu an görülen artışın tek sorumlusu Biden yönetimi değil. Bundan doğrudan daha sorumlu olan, artan petrol talebi ile OPEC+ politikaları.
Ancak Biden politikaları, ABD’deki petrol üretiminin artışını engellemekte önemli bir rol oynuyor, ki bunun önümüzdeki günlerde değil aylar içinde daha etkili olması mümkün.
Düzenleyici belirsizliği, şirketlerin yeni sondaj veya altyapı yatırımları konusunda tereddüt yaşamasına yol açıyor ve bunun petrol fiyatları için gerçek sonuçları var.