40% İndirim
💰 13F aracımızı kullanarak milyarder portföylerinden özel görüşler edininPortföyü Kopyala

2017 Yılında Piyasalardan Ne Beklemeliyiz? - Bölüm 2

Yayın Tarihi 28.12.2016 11:20

2016 yılını büyük sürprizlerle birlikte geride bırakıyoruz. Şüphesiz yılın en büyük sürprizlerinden biri Haziran ayında gerçekleşen Brexit oldu. Sonrasında piyasalar toparlanmaya başladı derken ABD Başkanlık seçimleri gerçekleşti ve sürpriz bir şekilde Donald Trump ABD’nin 45. Başkanı olarak seçildi.

Yılın son büyük olayı bu seçimler olmadı elbette. Yıl sonunda Fed faiz oranlarını 2006’dan beri ikinci defa arttırdı. Fed, 2015 sonunda gerçekleştirdiği faiz artışında bu yıl için 2 adet faiz artışı öngördüğünü belirtmişti.

Yılın başına dönecek olursak, 4 Ocak’ta Şanghay Bileşik Endeksi ani bir düşüş yaşadı. Düşüşün temel sebebi olarak yuandaki devalüasyon ve Çin ekonomisindeki yavaşlama kaygıları gösterildi.

Şubat ayı beraberinde başka bir şok getirdi. Ham Petrol fiyatları varil başına 26,21 dolar ile 2003 Mayıs ayından beri en düşük seviyesine geriledi. Ay ortasına doğru Dow, yılbaşından beri 10% değer kaybetmiş oldu.

Emtia birimleri ve endeksler toparlanmaya başladı. Ham petrol fiyatları 53 dolar seviyesinde fiyatlanmışken Dow, 20 bin puana yaklaşarak tüm zamanların en yüksek seviyesine yakın seyrini sürdürüyor.

Altın, Brexit gibi risklerden en çok yarar sağlaması beklenen emtia birimiydi Altın fiyatları 2016 Temmuz’da 1.364 dolara kadar yükseldi. Birçok yatırımcı, altın için boğa piyasası öngörüsünde bulunurken bebek boğa bekleneni vermedi ve altın fiyatları 1.130 dolar ile 11 ayın en düşük seviyesine geriledi.

Forex piyasalarında da ciddi sürprizler yaşandı. Amerikan doları 2016 yılına düşüşle başlamıştı. 2 Mayıs’ta dolar endeksini 92,62 puanda gördük ancak yılın ikinci yarısında dolar, güçlenerek geri döndü ve şu anda 103 puan seviyelerinde seyrediyor. Bu, 2002 Aralık’tan beri görülmemiş bir seviye.

Sterlin, şu sıralar Amerikan doları karşısında 1,2340 seviyesinden işlem görüyor. Döviz çifti, 31 yılın en düşük seviyesi olan 1,2020 seviyesine yakın. Euro ise Amerikan doları karşısında 1,0441 seviyesi ile 13 yılın en düşük seviyesine yakın seyrediyor.

3. parti reklam. Investing.com'un sunduğu veya önerdiği bir teklif değildir. Feragat detaylarına buradan bakın veya reklamları kaldırın

ABD’nin bir sonraki başkanının göreve başlamasını beklerken yatırımcılar, 2017 yılında piyasalarda neler olacağını merak ediyor. 12 yazarımıza bunu sorduk ve cevaplarını bir araya getirdik. İlk bölümde 6 yazarımıza yer vermiştik. İkinci bölümümüzde ise diğer 6 yazarımıza yer veriyoruz.

Makalemizin birinci bölümüne geçmek için lütfen bu bağlantıya tıklayınız.

Emre Çayırlı - 2017 Yılı Altın, Dolar ve Sterlin Beklentilerim

Geçtiğimiz on iki aylık süreçte dünya genelinde gerek siyasi alanda gerek finansal alanda belirsizliklerin gölgesi altında oldukça fazla çalkantı yaşandı. Seçimlerin ve referandumların topladığı kara bulutların doğurduğu fırtınalı günlerde yatırımcılar çoğunlukla sığınacak güvenli bir liman arayışına girdi. Peki 2017 yılında bizi bekleyen belirsizlikler neler? İlk etapta ABD’de başkanlık koltuğuna geçen D.Trump’ın nasıl bir maliye ve ekonomi politikası izleyeceğini göreceğiz. AB tarafında ise İngiltere’nin söylediği gibi 2017 Mart ayına kadar birlikten çıkış başvurusunun yapıp yapmayacağı ve ortak pazara erişim için yapılması beklenen anlaşmanın detayları ilgili görecektir. Tabi tüm bu gelişmeler ister istemez Altın fiyatı üzerinde de etki yaratacak.

D.Trump’ın “Büyük ABD Rüyası” için bol para gerekiyor. Özellikle altyapı harcamalarının yüksek tutarlara ihtiyaç duyması, Fed’in aralık ayı toplantısında bahsettiği maliye politikasında genişleme adımlarının başlamasına, piyasada ABD Dolar’ının bollaşmasına neden olabilir. Bol para da ucuz para demek oluyor tabi ki. Diğer yandan bahsedildiği gibi yeni ticaret anlaşmalarıyla ekonomide korumacı tedbirler alınması da küresel çapta risk unsuru olarak bulunmaya devam edecektir. Bu süreçte Fed ekonomik toparlanmanın olumlu yönde hareketlendiğine inanmazsa 2016 yılında olduğu gibi yılı tek faiz artırımı ile tamamlamak zorunda kalabilir. Bu durumda 2017 yılında zayıf bir ABD Doları görmemize neden olacaktır. Bu noktada enflasyon oranlarının baz etkisi, yükselen enerji fiyatlarının etkisi ve keynesyen maliye politakaların etkisiyle yükselmesi Altın fiyatının da yükselmesine neden olabilir. Böyle bir senaryoda Dolar Endeksi gerilerken, Altın fiyatının yükseldiğini görebiliriz. Teknik görüntüde $1100 ile $1050 seviyeleri çok kritik destekler, bu bölgelerin altında kalıcılık sağlanmasını ise biraz zor görüyorum. Yukarı alanda ise $1275 bölgesi 2017 yılının dengelenme noktası olabilir.

3. parti reklam. Investing.com'un sunduğu veya önerdiği bir teklif değildir. Feragat detaylarına buradan bakın veya reklamları kaldırın

2016 yılının en önemli gelişmeleri içinde yer alan Brexit ise İngiltere’nin işine yaramışa benziyor. Son yıl içinde ekonomik büyümesini bozulma olmadan sürdüren Birleşik Krallık ekonomisinde en kötü geride kalınmış gibi duruyor. Veriler toparlanmaya başladı, AB’den ayrılık için biraz daha yumuşak açıklamalar geliyor, derken Sterlin’in değer kaybı yılsonunda son bulup denge arayışına geçmiş durumda. Bu yıl içinde yaşananlarla İngiliz siyasetin kıvrak manevralarından bir kaçını daha gördük, bu hareketlerin sonuçlarını izliyor olacağız ama sonucun İngiltere ekonomisi için olumsuz olmayacağını söylemek mümkün gibi duruyor. Bu kapsamda Sterlin / Dolar paritesinde izleyeceğim hareket kanalları 1.23 / 1.28 aralığı ve 1.28 / 1.35 aralığı olarak görülmekte. Beklendiği gibi Soft Brexit yaşanması ve yukarı da belirttiğim gibi ABD Doların zayıflaması yıl sonunda 1.35 / 1.38 aralığına gelinmesine neden olabilir.

Ellen R. Wald, Ph.D - Petrol ve Enerji Piyasaları - 2017’ye Genel Bakış

Petrol fiyatlarının 2017 yılında daha kararlı hale gelmesi gerekiyor. OPEC, Kasım sonunda gerçekleştirdiği toplantısında üretim kesintisi ile ilgili olarak anlaşmaya vardı ve fiyatları yükseltme eğilimine girdi. OPEC üretim kesintisi asla tam anlamıyla uygulamaya konmayabilir veya uzun sürmeyebilir ancak şu anki fiyat hareketleri bize karma üretim sınırlamanın yönünde ilerlediğimizi gösteriyor.

Yakında başlayacak olan Trump Yönetiminin Tahran üzerindeki etkisi, yaptırımların yeniden uygulanacağı ihtimali ve İran’da yatırım yapmayı planlayan yabancı firmaların tedirginliği de petrol fiyatlarını artıracaktır.

Aramco’nun 2017 sonu veya 2018 başında gerçekleştireceği halka arzı başarıyla sonuçlanacaktır. Aramco iyi çalışan ve başarılı olmama ihtimali olmayacak kadar değerli kaynakları yönetiyor. Ancak yatırımcıların şirketin hala Suudi Arabistan tarafından yönetildiğini unutmaması gerekiyor.

ABD’de yükselen petrol fiyatları bazı üreticilerin canlanmasına sebep oldu. Hükümet politikasındaki değişiklikler, enerji bağlantılı yatırımların hızlanmasına ve yeni işletmelerin açılmasına sebep olacak. ABD’de ve açık denizde sondaj yapmak küçük ve büyük üreticiler için daha kolay olacak. Enerji, altyapı projeleri ve boru hatları da yenilenen imkanlardan faydalanacak. Ancak boru hatlarının tekrar tercih edilmesi halinde demiryolundan petrol nakliyesi azalacak.

3. parti reklam. Investing.com'un sunduğu veya önerdiği bir teklif değildir. Feragat detaylarına buradan bakın veya reklamları kaldırın

Geçen yılki duruma göre güvenli bir tahmin şu olabilir: "Düşük ham petrol fiyatları, iklim değişikliğiyle ilgili azalan küresel talep, ve Beyaz Saray’da bir Cumhuriyetçi yönetim ile birlikte, yatırımcılar uzun dönemde yenilenebilir ve temiz teknolojiye dikkat etmeliler.” Petrol fiyatları stabil hale gelmiş olsa bile yüksek çift haneli rakamlara ulaşmadan önce biraz daha zaman geçecektir.

Küresel ruh hali de iklim değişikliği kaygısına doğru dönüyor. Yeni Başkan Trump birkaç kere enerjinin “her” formunu desteklediğini belirtti ancak yatırımcılar ABD’deki vergi kanununu değişiminin alternatif enerji ve elektrikli araçları etkileyeceğini öngörüyor. Enerji Bakanlığı alternatif enerji işletmelerine daha az Federal yardım sağlayarak girişim ve sermaye benzeri davranışları da değiştirecek veya azaltacaktır.

Daha riskli fırsatlar için Hindistan ve ABD’deki rafine projeleri gözden geçirilebilir. Hindistan’ın enerji tüketimi konusunda Çin’in seviyesine ulaşacak gibi görünmüyor ancak şu anda Hindistan üçüncü en büyük enerji tüketicisi konumunda ve muhtemelen gelişmiş rafine kapasitesine ihtiyacı olacak.

Amerika rafinerilerinin ise üretilen petrolün hacmini idare edebilecek kapasiteye gelmeleri için iyileştirilmeleri gerekecek. ABD’de 2017’de rafine kapasitesinin artmasından önce ham petrol ihracatının yükselmesini bekliyoruz.

Aydın Eroğlu - 2017 Dünya İçin Büyüme Yılı Olacak!

Trump ABD'nin Büyümesini Hızlandırabilir!

2008 yılının sonunda ABD'de başlayan mortgage krizinin sonu yine ABD'de geliyor. Son gelen verilere bakınca, ABD büyüme yolunda hızlı bir toparlanma içine girmiş gözüküyor. Bu tablo FED tarafından da görüldüğü için, 2016 yılını 25 baz puanlık bir faiz artışı ile kapattılar. Gösterge faizleri % 0,50 - % 0,75 arasına çekildi. 2017 için de üç kez faiz artışı yapılacağı açıklandı.

2015 yılı sonunda, 2016 yılında dört kez faiz artışı yapmayı düşündüklerini söylemiş olan FED, gördüğünüz gibi 2016 yılını tek bir faiz artışı ile kapatabildi. Ancak bu sefer ben de, 2017 yılında en az üç kez faiz artışı olmasını bekliyorum. Ocak sonu başkanlığı devir alacak Trump, yapacağını söylediği kamu harcamaları ile yaklaşık 4 Trilyon Dolar'a ulaşacak bir harcama bütçesi sinyali veriyor. Bu harcamalar ülkede ciddi bir talep artışını da beraberinde getirecektir. FED büyümenin artarak sürdüğünü görünce faiz artışlarını yapacaktır. Ayrıca önemli olan kaç kez faiz artışı olacağından da ziyade, faiz artış oranlarının % kaç olacağı olmalıdır! Ben 2017 sonunda %2 ile %2,5 arası bir faiz düzeyi bekliyorum. Yani 2017'nin ilk artışı da %0,25 olabilir ama sonrakilerdeki oran daha yüksek açıklanabilir.

3. parti reklam. Investing.com'un sunduğu veya önerdiği bir teklif değildir. Feragat detaylarına buradan bakın veya reklamları kaldırın

Parite Ne Olur?

Gördüğünüz gibi FED faiz artışlarını artıracağım derken, ECB ise Mart 2017'ye kadar aylık 80 Milyar Euro, Mart 2017 sonrasından 2017 sonuna kadar da aylık 60 Milyar Euro varlık alımını sürdüreceğini söyledi. Hatta tutar ve süre gerektiğinde artabilir açıklaması yapıldı. İngiltere'nin Brexit gelişmelerini de göz önünde tutarsak, paritenin 2017 yılı içinde 1'i görmesini hatta kalıcı olmasa bile 0,98 seviyelerine bile inmesini bekliyorum.

Ons Altın Düşmeye Devam Eder Mi?

Benim ons düşüncemi uzun zamandır biliyorsunuz. 1.900$ seviyelerinden beri ons için 1.000$ ve hatta daha altındaki fiyatların görülmesini bekliyorum. Daha önce yaklaşık bin dolar seviyelerine inmişti. Ama sonra FED söylediği 2016 faiz artışlarını yapmayınca ara yükselişler yaşanmıştı. Ons'taki her yükselişin yeni bir satış fırsatı olacağı görüşlerimi bir çok yazımda tekrarlamıştım. Aynı görüşteyim, ara yükselişler bundan sonra da yaşanabilir. Ancak 2016 yılında görülmüş yüksekleri kimse beklemesin. FED faiz artışı yaptıkça ons da düşecektir. 2017 yılı içinde ons altında Bin Dolar seviyesinin test edilmesini bekliyorum. Ons'u kimseye uzunca bir süre yatırım için önermiyorum. Ama ara oynamalar için değerlendirilebilir.

Dolar Endeksi 110,000'i Geçebilir!

DXY için 99,540 Çok Önemli! Eğer bu seviyenin altına inmez ise, DXY endeksinin ara dinlenmeler sonrasında kademe kademe önce 106,000 ve sonrasında 110,000 seviyelerine yükselmeyi sürdürmesini bekliyorum. Aslında teknik olarak daha yüksek ihtimalleri de görüyorum ama, Trump'ın politikaları görüşlerimi etkileyebilir.

Dolar/TL'de Yükselişin Sonlarındayız!

FED'den ziyade iç ve dış siyasi gelişmeler nedeniyle TL'de ekstra bir değer kaybı yaşandığı görüşündeyim. Ülkemize yönelik terörün olası ulaşabileceği boyutu tam tahmin edemiyorum. Ama bu haliyle yaşanan elim terör eylemlerinin kontrol altına alınmasını ve yeni yılda yeni anayasa meclisten geçtikten sonra kurlarda geri gelme yaşanmasını bekliyorum. 2017 içinde Dolar kurunda 3,00 - 3,15 arası seviyelere geri çekilmenin olmasını bekliyorum. Ama ben böyle bekledikçe, kurların yükselişi sürüyor. Bunları geçici siyasi etki olarak görüyorum.

3. parti reklam. Investing.com'un sunduğu veya önerdiği bir teklif değildir. Feragat detaylarına buradan bakın veya reklamları kaldırın

TCMB faizlerinin ise, belki bir kez daha 25-50 baz puan arası artma riski olacağını ama daha fazlasının doğru olmayacağını düşünüyorum. TCMB kur artışına faiz artışı ile karşılık vermemeli, faizler muhakkak düşük tutularak, doğrudan yatırımlar ve katma değerli üretim düşük faiz ile desteklenmelidir. 2017 yılı başında olası faiz artışı yaşanacak olursa da, 2017 yılı sonundaki faiz oranımızın yıl başındaki seviyeden daha düşük olacağını öngörüyorum.

BİST Çok Ucuz!

Bana göre BİST her şekilde ciddi bir iskonto barındırıyor. Yaşanan her türlü terör ve not indirimlerine rağmen bile 70.000 altına düşmedik. Hatta son dönem 74.000 seviyeleri güçlü destek olmuş durumda. BİST'in yakın vadede 79.500 seviyelerini, 2017 ortalarında 85.000 ve yıl bitmeden de 90.000'li seviyeleri yeniden görmesini bekliyorum. Ama arada bol bol zikzaklar yaşayarak.

Gelişmelerin görüşlerimin yönünde yaşanmasını bekliyorum. Ama aksi yöne kaydığı anda tümü için de tam bir bıçak sırtı dengede olduğumuzun bilinmesini istiyorum. Ben buna rağmen pozitif yöndeyim. ABD büyüdükçe, bu büyüme Avrupa, Çin ve dolayısı ile de Türkiye'ye yansıyacaktır. Türkiye'nin 2017 içinde % 4'lerin üzerinde büyüme gerçekleştirmesini bekliyorum.

Ülkemde yaşanan tüm terör kayıplarımızdan dolayı baş sağlığı ve 2017 için terörün son bulacağı, sınırlarımızda barışın konuşulmaya başlayacağı bir yıl diliyorum.

Arzu Toktay - 2017’de Yatırımcı Altın’dan Ne Beklemeli?

2015 senesi Aralık ayında Amerikan Merkez Bankası (FED) 25 baz puanlık faiz artırımı kararı verdi. Banka karar öncesinde piyasaları faiz artırımına hazırladığını düşünürken “kırılganlıklar” devreye girdi ve Aralık ayı toplantısında üyelerin üç faiz artırımı öngörüsü hayal oldu. Çin başta olmak üzere gelişen ülke piyasalarında artan volatilite Avrupa ve Asya başta olmak üzere zayıf ekonomik görünüm FED’i yılın geri kalanı için ihtiyatlı olmaya sevk etti.

3. parti reklam. Investing.com'un sunduğu veya önerdiği bir teklif değildir. Feragat detaylarına buradan bakın veya reklamları kaldırın

Bu tabloda altın piyasasında Aralık 2015 tarihinde 1,050 dolar/ons’tan başlayan ve Temmuz’da fiyatları 1375 dolara taşıyan yükseliş yüzde 31 değer artışını ifade ediyor. Bu dönemde Küresel Merkez Bankaları’nın negatif faiz politikası, para birimlerine duyulan güvensizlik ve zayıf dolar ile artan yatırım amaçlı talep ön plandaydı.

Fiziki talebin zayıfladığı ancak yatırım amaçlı talebin arttığı 2016 senesinde Temmuz ayından bu yana işler değişmeye başladı. Temmuz ayı yükseği 1375 dolar iken 15 Aralık düşük seviyesi 1123 dolar ve dile kolay 252 dolarlık bir geri çekilmeden bahsediyoruz. 2015 düşük seviyeleri için kaldı “73 dolar” ve volatilitenin yüksek olduğu bu tarz bir piyasa için kolay bir hedef.

Altın piyasasında fiyatların 2015 düşük seviyesi 1050 dolar üzerinde “muhtemelen 1100 dolar” dengelenmesi uzun vadeli görünüm için önemli. Altın piyasasında fiyatlar son altı haftadır geriliyor ve yedinci haftada geciken bir tepki 1050 dolar ve altını gündeme getirir. Bu nedenle Dolar (DXY) endeksinde “102,00 endeks” seviyesi altına gerileme “10 yıllık” tahvil faiz oranlarında “2,64” direncinden geri çekilme ile piyasanın yukarı yönlü tepki verme potansiyeli önemli diyebiliriz.

Arz/talep dengesine ilişkin son verilerde küresel altın madeni üretim rakamları fazla değişmez iken üçüncü çeyrekte fiziki altın talebi yüzde 10 gerileme ile 993 ton olarak gerçekleşti. Altın piyasasında talepte düşüşün detayı mücevheratta yüzde 27, altın para külçede yüzde 36 ve Merkez Bankaları altın alımında yüzde 51 olarak sıralanabilir.

Öte yanda, fiziki altın talebinde yaşanan düşüş büyük ölçüde borsa yatırım fonlarına giriş ile kompanse edildi. Üçüncü çeyrekte altın borsa yatırım fonlarına giriş 146 ton iken sene başından bu yana ulaşılan rakam 725 ton. Düşen fiziki talebe karşı negatif faiz oranı, Amerikan seçimleri 2017’de Avrupa Birliği’nde seçim yılı olması yatırım amaçlı alımları destekledi. Fiyatlar yükseldi, madenlerin üretimi artmadı ve fiziki talep geriledi. Arz/talep dengesine göre, fazla veren altın piyasasında 2017 senesinde de “yatırım amaçlı talep” kilit konumunda. FED üyelerinin üç faiz artırımı beklediği, yeni Başkan Trump’ın büyüme ve enflasyonu besleyen politikaları ile yükselen faiz oranları ve güçlü Dolar tehdit iken altın neden değerlensin diyebiliriz? Unutmayalım 2016 senesine de böyle başlamıştık Dünya Amerika’dan umutlu peki ya diğerleri? Amerikan ekonomisi 20 trilyon dolar ile Dünya GSYH’sinin nerede ise dörtte birini temsil ederken acaba diğerlerini de peşinden sürükleyebilecek mi? Amerika’da devasa bütçe açığı ve hızlanan enflasyonist ortam uzun vadede yine “elle tutulabilir varlıklara” talebi artıracak. (Bkz. altın) Tekrar 2017 senesine dönersek, altın engebeli bir arazide iniş ve çıkışlar ile zorlu bir sene geçireceğe benziyor. Buna rağmen en azından ilk çeyrekte hızlı düşüş ardından bir tepki hareketi bekliyoruz.

3. parti reklam. Investing.com'un sunduğu veya önerdiği bir teklif değildir. Feragat detaylarına buradan bakın veya reklamları kaldırın

Mehmet Barış Ürkün – 2017 Dünya Ekonomik Görünümü

2016 yılı boyunca en fazla konuşulan, endişe edilen ve 2017 yılında da yine tedirginlik unsuru olmaya devam edeceğini düşündüğümüz gelişmelerin başında güçsüz ekonomik büyüme geliyor. Avrupa Bölgesi ülkelerinde İspanya, Yunanistan, İtalya başta olmak üzere hemen hemen genele yayılan zayıf ekonomik büyüme ortamının özellikle Donald Trump’ın başkan olarak seçilmesinden sonra uygulamayı taahhüt ettiği ekonomik önlemler arasında yer alan Avrupa Bölgesi’ne yönelik ticari anlaşmaları iptal etme yaklaşımlarının gerçekleşmesi durumu, Avrupa Bölgesi ekonomik büyüme ortamının 2017 yılında da zayıf seyrini sürdürmesine neden olabilir.

Küresel büyümedeki zayıflıkların devam etmesi karşısında gelişmiş ülke merkez bankalarının 2016 yılında şiddetini daha fazla artırdıkları parasal genişleme programları ve daha fazla düşük, hatta negatif faiz ortamına rağmen, büyüme ve enflasyonda istenen hedeflere ulaşılamaması uygulanan para politikalarının etkinliğinin sorgulanmasına neden oldu. 2017 yılında Avrupa Bölgesi’nde, İngiltere’de, Japonya’da büyüme ve enflasyon hedeflerine odaklı para politikaları uygulamalarının yine sürdürüleceğini düşünüyoruz. Buna en somut örnek olarak Avrupa Merkez Bankası’nı (AMB) verebiliriz. Son zamanlarda mali politikaların önemine daha fazla dikkat çekmeye başlayan AMB başkanı Draghi, Aralık ayındaki yılın son toplantısında 2017 yılı sonuna kadar parasal genişleme programını sürdüreceğini açıkladı. Fakat Nisan ayı itibariyle varlık alımları 80 milyar Euro’dan 60 milyar Euro’ya düşürülecek.

Trump’ın başkanlık seçimlerini kazanmasının ardından ABD ekonomisine yönelik belirsizlikler, Avrupa Bölgesi’ndeki durgunluğun bir türlü aşılamaması, Asya ekonomilerindeki düşük enflasyon sebebiyle 2017 yılında ekonomide normalleşme olasılığının 2016 yılı ile benzer şekilde düşük kalabileceğini gösteriyor. Merkez bankalarının faiz oranlarını daha fazla düşürmesi noktasında hareket alanlarının daralmış olması nedeniyle farklı politikalara yönelebileceği bir 2017 yılı görebiliriz. 2017’de küresel düşük faiz ortamının enflasyon hedeflerine henüz ulaşılamaması nedeniyle devam etmesini beklerken, bunun için ek genişleme adımlarının da atılabileceğini bekliyoruz.

3. parti reklam. Investing.com'un sunduğu veya önerdiği bir teklif değildir. Feragat detaylarına buradan bakın veya reklamları kaldırın

2017’de Avrupa Birliği’nden ayrılarak içe kapanmacı bir anlayışı benimseyen ülkelere İngiltere haricinde yenileri de eklenebilir. Bu noktada ilk olarak İtalya’da gerçekleşen referandum ön plana çıkıyor. Başbakan Renzi, anayasada yapılması istenen reformlar amacıyla yapılan referandumdan “Hayır” oyu çıkması ardından istifa ettiğini açıkladı. Bu sonucun ardından yeni hükümet kurulmuş olsa da olası bir erken seçimde oluşacak siyasi belirsizlik ve örneğin 5 Yıldız Hareketi gibi Avrupa Birliği karşıtı bir partinin iktidara gelmesi ihtimali İtalya’yı da 2017 yılında AB’den çıkma yönünde hareketlendirebilir. Bu durum EUR/USD ve Avrupa Borsaları’nda 2017 yılında önemli dalgalanmaların yaşanmasına neden olabilir. Yüksek borçluluğa ve geri ödenmeyen kredilere sahip İtalyan bankaları da bu siyasi belirsizlik ortamından 2017 yılı içerisinde olumsuz etkilenip yeni bir Avrupa bankacılık krizinin fitilini ateşleyebilir.

Bunun dışında Avrupa’da 2017’de Fransa’da 23 Nisan-7 Mayıs’ta iki turlu yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde aşırı sağcı Le Pen’in anketlerde önde gitmeye devam etmesi ve olası Le Pen zaferi, Almanya’da 17 Eylül’deki genel seçimler ve 15 Mart 2017’deki Hollanda Parlamento seçimlerinden çıkacak sonuçların da Euro ve AB karşıtı sonuçlara sebebiyet verme ihtimalleri bulunuyor. Tüm bunlar siyasi anlamda Avrupa Bölgesi piyasalarındaki dalgalanmalardaki artışların sebepleri arasında olacak.

ABD tarafında ise FED’in sadece ABD’de değil Avrupa ve Çin ekonomisindeki gelişmeleri de göze almak isteyeceğini ve bunlara dayanarak 2017’de en az 2 faiz artırımı yapabileceğini düşünüyoruz. Fakat bu noktada Trump etkisinin faiz artırım sayısının artmasına neden olabileceği ihtimali de göz önünde bulundurulmalı. Nitekim Aralık ayı toplantısından alınan mesajlar da FED’in en az Mart ayına kadar bekle-gör politikası izleyip geleceğe dair kararlarını ona göre şekillendireceği yönündeydi. Mali politikalara dayalı vaatlerini yerine getiren bir Trump başkanlığı görülürse FED enflasyon beklentilerinde ve faiz artırım tahminlerinde Mart ayı itibariyle daha şahin bir görüntüye bürünebilir. Bu durumda Dolar endeksi ve ABD tahvil faizlerindeki yükseliş etkisini sürdürmeye devam edecekken gelişmekte olan ülkelerde para birimleri üzerindeki baskı artmaya devam edecektir. 3.50 seviyelerinde dengelenmeye çalışan DolarTL’de bu seviye üzerinde kalıcılık yeni yılda kurun 3.70 ve üzeri seviyelere yönelmesine neden olabilir. Kurun yükselişinde sadece ABD etkisi değil içeride yaşadığımız ekonomik-siyasi-jeopolitik risklerin de önemli etkenler olmaya devam edeceğini belirtmek gerekiyor. Enflasyon görünümündeki bozulma, yüksek cari açık ve bunun finansmanı için dövize olan bağımlılığımız, yapısal reformlara dayalı uygulamaların hayata henüz net şekilde geçirilememesi , büyümedeki zayıflık ekonomik sorunlarımızın başlıcaları arasında iken, 2017’de de sürmesi ihtimal dahilinde olan OHAL, Suriye-Irak tarafındaki askeri operasyonlar, başkanlık sistemine dair tartışmalar, yeni anayasa görüşmeleri 2017 yılında da takipte olacağımız gelişmeler-riskler arasında olacak.

3. parti reklam. Investing.com'un sunduğu veya önerdiği bir teklif değildir. Feragat detaylarına buradan bakın veya reklamları kaldırın

2017 yılında İngiltere’de ve dolayısıyla Avrupa’da en önemli gündem maddelerinden birisi Brexit süreci ve eğer bu süreç başlarsa yaşanacak gelişmeler olacak. Başlayacak müzakerelerde İngiltere’nin Avrupa Bölgesi ülkeleri ile ticari ilişkilerindeki hangi avantajlarını kaybedeceği, yaptığı anlaşmalarda kazanımlarının ne olacağı ve bu kazanımların yeterli olup olmayacağı, göçmen sorunu ile ilgili düzenlemelerin nasıl çözüleceği de İngiltere’nin ekonomik görünümü adına 2017 yılında takip edilecek en önemli gelişmeler olarak takip edilecek. 2017’de Brexit müzakerelerinde AB ile yapılacak ticari anlaşmalara dair belirsizlik özel sektör yatırımlarının ertelenmesine neden olabilir. Göstergeler de bu belirsizliğin yapılacak yatırımların ertelendiğine işaret ediyor. Bunun yanında Sterlin’deki zayıflığın sürmesinin 2017 yılında ihracat ve turizm üzerinde ve yurtiçi tüketimde olumlu etkiler yaratabileceğini düşünüyoruz. Ayrıca zayıf Sterlin’in 2017 yılında enflasyona da olumlu katkılar yaratabileceğini tahmin ediyoruz. 2017 yılında İngiltere’nin %1-1.5 aralığında bir büyüme rakamı yakalayabileceğini düşünüyoruz.

Eren Can Ümüt – 2017 Yılına Genel Bakış

2016 yılı arkamızda bırakmaya hazırlanırken belirsizliklerle dolu yeni bir yıla girmenin hazırlıklarını yapıyoruz. Dolayısıyla 2017 yılı için sunulan tahminlerin yıl içerisinde bir hayli revize edileceğini ve şimdiden sunulan tahminlere çok da güvenmemek gerektiğini söylemekte fayda var. Bunun en önemli örneğini ise 2016 yılının genelinde yaşadık. Bunun en önemli nedeni ise piyasa beklentilerinin aksi yönde yaşanan küresel gelişmeler oldu. Brexit, Trump’ın ABD Başkanı seçilmesi, Avrupa bankacılık sektörüne yönelik endişeler, Orta doğu kaynaklı jeopolitik gelişmeler, OPEC ve OPEC dışı ülkelerin anlaşmaya varması sonucu yükselişe geçen petrol fiyatları - FED’in faiz artışı ve 2017 yılına yönelik beklentileri ve yurt içerisinde ise yaşanan askeri kalkışma… Haliyle bu kadar siyah kuğunun ortaya çıkması tahminlerinde tutmasının önünde engel teşkil ediyor. Peki, 2017 yılı için riskler daha mı düşük? Tabii ki hayır… 2017 yılında da küresel piyasalar sürpriz sayılabilecek gelişmelere gebe. Bu noktada hem yurt içi hem de yurt dışı gelişmeleri değerlendirelim.

3. parti reklam. Investing.com'un sunduğu veya önerdiği bir teklif değildir. Feragat detaylarına buradan bakın veya reklamları kaldırın

2008 küresel krizinden bu yana FED politikalarına yönelik tahmin dilimizden düşmedi. Yeni yılda da bu değişmeyecek fakat FOMC kararlarını tahmin etmeye çalışırken artık ABD siyasetiyle de yakından ilgileneceğiz. Sürpriz bir şekilde Donald Trump’ın ABD’nin 45. Başkanı olması sonrası genişleyici maliye politikalarına yönelik atılacak adımları dikkatle izleyeceğiz. Bilindiği gibi Trump, genişleyici maliye politikalarını devreye alacağını söylemiş ve bu sayede büyüme ve enflasyona yönelik pozitif beklentiler ile hisse senetlerinde pozitif, tahvil fiyatlamalarında ise negatif bir etki oluşmuştu. Bu etkinin hala devam ettiğini görüyoruz. Tabii bu konunun para politikası ile ilişkisi; FED’in daha agresif bir tutum sergileme olasılığının görülmesi şeklinde... Zaten 2016 Eylül FOMC toplantısında 2017 yılı için 2 faiz artırımı ön gören üyeler Aralık 2016 toplantısında bu beklentilerini 3 faiz artışı şeklinde yukarı yönde güncellediler.

Avrupa Kıtası’nda ise parasal genişleme devam ediyor. Yalnız Draghi’nin Aralık 2016 tarihli PPK’da varlık alımlarının süresini 9 ay daha uzatmasına karşılık miktarını 80 milyar eurodan 60 milyar euroya düşürmesi tapering olarak algılandı ve Euro Bölgesi tahvil getirilerinde yükseliş hareketini tetikledi. Varlık alımlarının miktarı düşse de bunu tapering olarak değerlendirmek şimdilik zor. Yalnız 2017 yılında ki en önemli belirsizlikler Euro Bölgesi tarafında yaşanacak. Kıtada seçim yılı olması nedeniyle piyasa oynaklığı bir hayli yükselecektir. Özellikle Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimleri ve Almanya’da genel seçimler kıtada siyasi ve ekonomik yapı adına önemli olacaktır. Özellikle aşırı sağ siyasi görüşte yükseliş yaşanması Avrupa siyasetinin çok daha yakından izlenmesini gerektiriyor.

Petrol fiyatlarına yönelik dalgalanmada bir hayli önemli olacak. Enflasyonun düşük kalmasının nedeni olarak hep olağan şüpheli olarak gösterilen petrol fiyatlarının OPEC ve OPEC dışı ülkeler arasında yaşana anlaşmanın etkisi ile yükseliş hareketi yaşanıyor. 2017 yılının genelinde bu yükselişin devam etmesini bekliyorum. Yıl içerisinde 70 – 75 dolarları konuşuyor olabiliriz.

3. parti reklam. Investing.com'un sunduğu veya önerdiği bir teklif değildir. Feragat detaylarına buradan bakın veya reklamları kaldırın

Yurt içerisinde ise 2016 yılından kalan konular etkisini artırarak devam edebilir. Burada en önemli konu anayasa değişikliği olacak. Partili cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş yönünde yaz aylarının hemen başında referanduma gidilebileceği açıklamasını Başbakan tarafından yapılmıştı. Siyasi belirsizlik unsuru olarak ortaya çıkan referandum olasılığı TL ve TL bazlı varlıklar adına olumsuz fiyatlamaları tetikleme ihtimali bulunuyor. Bu ihtimalin 2016 yılı içerisinde gerçekleştiğini görmüştük.

Türkiye adına değerlendirilecek diğer konular ise AB ile olan ilişkiler ve Orta Doğu kaynaklı jeopolitik riskler... Ayrıca negatif ayrışan TL’ye yönelik TCMB’nin tutumu da bir hayli önemli olacak.

USD/TRY PARİTESİ

Bu noktada 3.7000 seviyesini takip ediyoruz. Bu seviyenin anılması durumunda TL’de şiddetli değer kayıplarının devam etmesi olası duracaktır. TL lehine hareketlerin oluşması içinse 3.4000 desteğinin altında fiyatlamalar görmemiz gerekiyor. Pozitif senaryoda 3.4000 desteğinin altında gerileme 3.3000 seviyesine kadar sürebilir fakat bu yönde gerilemelerin yaşanması alım fırsatı olarak değerlendirilme ihtimalini de kuvvetli tutacaktır.

ONS ALTIN ANALİZİ

2016 yılını sadece %7’ye yakın bir getiri oranı ile kapatma ihtimali bulunuyor. Yani altın yatırımcısı 2016 yılından pek mutlu değil. 20017 yılında ise mutlu olabilir mi? Bu soruyu cevaplamak gerçekten zor. Öncelikle enflasyonist beklentilerin 2017 yılında güçlenmesi tahvil faizleri ve ABD doları nezdinde altın fiyatlarını baskı altına alabilir. Özellikle Trump’ın politik belirsizliği game changer görevi görecek... Yani Trump, genişleyici maliye politikaları ile ekonomik büyümeyi ve enflasyonu yükseltebilir ise yatırımcılar tahvile daha çok getiri isteyecek ve hisse senetlerine yönelecek. Zaten 2016 yılı Trump sayesinde ABD hisse senedi piyasaları açısından epey olumlu geçiyor. Bu noktada ons altının baskı altında kalmaya devam edeceği yorumu yapılabilir. Fakat Trump etkisinin doğuracağı enflasyon beklentileri ons altın üzerinde keskin bir satışı engelleyebilir. Hatta enflasyon beklentilerinin sanılanın aksine 2017 yılı içerisinde ons altın fiyatlarını desteklemesini bekliyorum.

3. parti reklam. Investing.com'un sunduğu veya önerdiği bir teklif değildir. Feragat detaylarına buradan bakın veya reklamları kaldırın

EUR/USD PARİTESİ

ECB ile FED arasındaki politik makasın açılması sonucu paritenin 1.0500 desteğinin altında fiyatlamaya başladığını görüyoruz. 2017 yılı için bu makasında daha fazla açılma riski mevcut. (Yani FED sıkılaştırıcı politikalara giderken ECB genişleyici politikalarda kalmaya devam edecek) Özellikle enflasyonist baskısının henüz Euro Bölgesi’nde oluşmaması ECB’nin mevcut politikalarına ters yönde bir adım atmasını gerek yapmıyor. Bu noktada yıl genelinde paritede zayıf bir performans görme olasılığımız güçlü olsa da bu söylediklerimizin bir miktar fiyatlamaların içinde olduğunu da belirtmek gerekiyor. Fakat AB’de ki seçimler yeni fiyatlamaların oluşmasını sağlayabilir. Seçim sonuçlarına göre paritede volatilitenin artma ihtimali de bulunuyor. Çok sorulan soru 1 dolar 1 euro olur mu? Ya da 1 euro 1 doların altına iner mi? Piyasalarda fiyatlamalar için asla olmaz demeyeceksiniz. Bunu geçmiş tecrübelerimiz ile onayladık (petrol fiyatları gibi). Fakat bu gelişmelerin olması adına AB siyasetinin aşırı sağ liderlerin eline geçmesi ve AB’nin geleceğine yönelik tehlikenin bir hayli artması gerektiğini düşünüyoruz. Bu ihtimal olsa da baz senaryomun bu olmadığını da söyleyeyim. 2017 yılı içerisinde ECB’ye yönelik tapering söylentilerinin çok daha fazla konuşulacağı bir ortam oluşabilir. Gerçekleşir mi bilinmez ama bu söylentilerin oluşması bile euroyu destekleyecektir diye düşünmekteyiz.

Makalemizin birinci bölümüne geçmek için lütfen bu bağlantıya tıklayınız.

Son yorumlar

Uygulamamızı Yükleyin
Risk Açıklaması: Finansal araçlar ve/veya kripto paralarla işlem yapmak yüksek seviyede risk içermektedir ve yatırım miktarınızın bir kısmını veya tamamını kaybetmenize sebep olabilir, bu sebeple tüm yatırımcılar için uygun değildir. Kripto para fiyatları aşırı derecede hareketlidir ve finansal haberler, politik olaylar ve düzenleme kurumları gibi konulardan kolaylıkla etkilenir. Kaldıraçlı işlem yapmak finansal riskleri yükseltmektedir.
Diğer finansal araçlar veya kripto paralar içinden tercihinizi yapmadan önce, yatırım nesnelerinizi, deneyim seviyenizi ve risk iştahınızı dikkatlice gözden geçiriniz ve ihtiyacınız olduğunda profesyonel tavsiye almayı deneyiniz.
Fusion Media sitede yer alan bilgilerin gerçek zamanlı ya da isabetli olacağının mutlak olmadığını hatırlatır. Tüm borsa fiyatları, endeksler, vadeli işlemler, Forex ve kripto para fiyatları, borsalardan değil piyasa düzenleyicileri tarafından oluşturulur, bu sebeple fiyatlar isabetli olmayabilir ve gerçek piyasa fiyatlarından farklı olabilir, bu da buradaki fiyatların fikir verme amaçlı olduğunu ve ticari amaçlar için uygun olmadığını gösterir. Fusion Media veya herhangi bir sağlayıcı, buradaki bilgileri kullanmanız sonucu oluşacak olası kayıplarınızdan ötürü sorumluluk taşımamaktadır.
Bu sitede yer alan bilgileri, Fusion Media ve/veya veri sağlayıcıdan yazılı izin almadan kullanmak, saklamak, kopyasını üretmek, görüntülemek, düzenlemek veya dağıtmak yasaktır. Fikri mülkiyet hakkı, sitede yer alan verileri sağlayanlara ve/veya borsalara aittir.
Fusion Media reklamlarla veya reklam verenlerle etkileşiminize bağlı olarak internet sitesinde görüntülenen reklamlardan gelir elde edebilir.
İşbu sözleşmenin aslı İngilizcedir ve İngilizce ve Türkçe versiyonu arasında tutarsızlık olduğunda İngilizce versiyonu dikkate alınacaktır.
© 2007-2024 - Fusion Media Limited. Tüm Hakları Saklıdır.