İngiltere Merkez Bankası Brexit sonrası piyasaların merakla beklediği kararları açıkladı. 25 baz puanlık indirimlerinin aksine banka faizleri %0.50 oranında sabit bıraktı ancak üyelerden Vlieghe’ın faizlerin indirilmesi yönünde oy kullanması ile faiz oylaması 0-1-8 şeklinde değişti. Varlık alım programı 375 milyar sterlinde sabit kalırken oylamanın değişmediğini görüyoruz.
Üyeler yakın dönemde ekonomide zayıflama öngörüyor ve parasal genişleme adımlarının Ağustos ayındaki tahminlere bağlı olacağını söylüyor. İngiltere’nin AB’den ayrılma kararı sonrası Sterlin’deki sert düşüşün enflasyonda yukarı yönlü baskı yaratacağını ve ihracata destek vereceği düşünülüyor. Ancak hane halkı gelirlerinin de olumsuz yönde etkilenmesi bekleniyor.
Brexit sonrası büyümeyi desteklemek ve %2’lik enflasyon hedefinden uzaklaşmamak adına üyelerin büyük çoğunluğu Ağustos ayında para politikasında gevşeme beklese de BoE’nin harekete geçmeden önce Brexit’in ekonomi üzerinde yaratacağı etkileri izlemek istediğini anlıyoruz karar metninden.
Kaldı ki Başkan Carney son yaptığı konuşmalarda ilerisi için gevşeme sinyalleri verse de Temmuz ayında bir değerlendirme yapacaklarını ancak kesin bir karar için Ağustos ayındaki enflasyon raporunu bekleyebileceklerini ifade etmişti. Ardından gerekmesi halinde elimizdeki hangi enstrümanı kullanabiliriz bunları tartışacağız demişti BoE Başkanı. Hatta önlem olarak faiz indiriminin tek çare olmadığını da vurgulayarak varlık alım programında bir artışa gidebileceklerinin de ince bir mesajını vermişti sanki.
Şöyle bir toparlayacak olursak faizlerin indirim beklentilerinin aksine sabit tutulması piyasada Sterlin için pozitif olarak karşılansa da bir diğer yandan Ağustos ayında gevşeme hamleleri için yeşil ışık yakılması GBP için negatif bir gelişme olarak karşımıza çıkıyor.
GBP/USD son 31 yılın en düşük seviyelerine geriledikten sonra başlayan toparlanma siyasi belirsizliklerin azalmasından da destek bulmuş durumda. Kararların etkisi ile yukarı yönlü hareket bir miktar daha devam edebilir ancak önümüzdeki ay BoE’nin parasal genişlemeye gidebileceği beklentileri bu yükselişi sınırlayabilecek en önemli etken olarak karşımıza çıkıyor.