(Dışişleri Bakanlığı açıklaması ile yenilendi)
VİYANA, 8 Haziran (Reuters) - Avusturya'nın sağcı hükümeti, ülkedeki camilerden yedisini kapatmayı ve 40 kadar imamı sınır dışı etmeyi planlıyor.
Hükümet bunun, İslamcı ideolojiye ve dini grupların yabancı ülkelerce finanse edilmelerine karşı alınacak önlemlerin "sadece başlangıcı" olduğunu söyledi.
Muhafazakarlar ve aşırı sağdan oluşan koalisyon hükümeti, Avrupa göçmen krizinin ardından, göçmen akınlarını önleme ve yeni göçmenler ile mültecilere verilen sosyal yardımları kısma vaatleriyle iktidara gelmişti.
Başbakan Sebastian Kurz, entegrasyondan sorumlu bakan olarak görev yaparken, 2015 yılında "İslam diniyle ilgili" ağır koşullar getiren bir yasanın kabulü için çaba göstermişti.
Bu yasa dini grupların yabancı kaynaklar tarafından finanse edilmesi yasaklıyor ve Müslüman toplumlara, "Avusturya devleti ve toplumuna karşı temelde olumlu bir görüşe sahip olma" zorunluğu getiriyor.
Kurz, bugün yaptığı ve hükümetin bu yasa temelinde aldığı kararları özetleyen basın toplantısında, "Ülkemizde siyasi İslam'ın paralel derneklerine ve radikalleştirici eğilimlerine yer yoktur" dedi.
Avusturya hükümetinden yapılan bir yazılı açıklamada, Viyana'daki bir camiyi yöneten ve Türk milliyetçi "Ülkü Ocakları" grubundan etkilendiği belirtilen bir derneğin, yasadışı faaliyet gösterdiği gerekçesiyle kapatılacağı bildirildi.
Açıklamaya göre, en az altı camiyi yöneten bir Müslüman Arap grubun da kapatılacak.
Kurz'un Yardımcısı Heinz-Christian Strache, dört kabine üyesiyle birlikte katıldığı basın toplantısında "Bu daha başlangıç" dedi.
Bakanlar, Türk hükümetine yakın bir Müslüman grup olan ATİB'e bağlı 60 kadar imamın sınır dışı edilebileceğini veya yabancı kaynaklardan finansman aldıkları gerekçesiyle vize alamayacaklarını söylediler.
KALIN: IRKÇI VE AYRIMCI POPÜLİST DALGANIN SONUÇLARINDAN BİRİ
Avusturya hükümetinin kararına Twitter hesabından tepki gösteren Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın "Avusturya'nın sudan bahanelerle yedi camiyi kapatması ve imamları sınır dışı etmesi, bu ülkedeki İslam karşıtı ırkçı ve ayrımcı popülist dalganın sonuçlarından biridir. Amaç, Müslüman toplulukları ötekileştirerek siyasi kazanım elde etmektir" dedi.
Avusturya hükümetinin tutumunun evrensel hukuk normlarına, toplumsal uyum politikalarına, azınlık hukukuna ve bir arada yaşama ahlakına aykırı olduğunu belirten Kalın, "İslam karşıtlığının ve ırkçılığın bu şekilde normalleştirilmesi ve sıradanlaştırılması kesin olarak reddedilmelidir" ifadelerini kullandı.
Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Dışişleri Bakanlığı da kararın" esefle karşılandığını" belirterek, "Avusturya'nın sudan bahanelerle yedi camiyi kapatması ve imamları sınırdışı etmesi bu ülkedeki İslam karşıtı, ırkçı ve ayrımcı popülist dalganın sonuçlarından biridir. Başta Şansölye Kurz olmak üzere Avusturyalı siyasetçilerin, ırkçılıkla, İslam ve yabancı düşmanlığıyla ve aşırı sağın yükselişiyle mücadele etmek yerine bu endişe verici gelişmelerden siyasi çıkar elde etmeye çalışmalarını kınıyoruz" ifadelerini kullandı.
"İslam karşıtlığının ve ırkçılığın bu şekilde normalleştirilmesinin reddedilmesi gerektiğini" belirten Dışişleri Bakanlığı "Bu anlayıştaki bir Avusturya'nın AB Dönem Başkanlığını üstlenecek olması AB için de talihsiz bir durumdur." dedi.
Avusturya 1 Temmuz'dan itibaren altı aylığına AB dönem başkanlığını üstlenecek.
Haberin orijinali için tıklayınız: Bu haber, linkleri yukarıda belirtilen haber ya da haberlerden derlenmiştir. Tam çevrilmiş metin olmayabilir.