(Erdoğan'ın açıklamaları ile yenilendi)
ANKARA, 5 Eylül (Reuters) - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Suriye'de başlatılan operasyon ile DAEŞ'ten temizlenen bölgenin uçuşa yasak bölge ilan edilmesini ABD Başkanı Barack Obama ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e önerdiklerini ve bunun gayreti içinde olduklarını söyledi.
Çin'in Hangzhou kentinde katıldığı G20 liderler zirvesinin ardından düzenlediği basın toplantısında Suriye'deki son gelişmelere ve Türkiye'nin başlattığı Fırat Kalkanı operasyonuna ilişkin soruları yanıtlayan Erdoğan, Türkiye'nin "ne pahasına olursa olsun terörizmle mücadeleyi kararlı şekilde sürdürmekte" kararlı olduğunu belirtti ve, "Türkiye'nin Cerablus operasyonu bu konudaki kararlılığının ifadesidir... Suriye'nin kuzeyindeki operasyonlarımız Suriye'nin toprak bütünlüğüne Türkiye'nin müdahalesi değil" dedi.
Türkiye yaklaşık iki hafta önce Suriye'nin kuzeyinde geniş toprakları kontrol eden İslam Devleti (İD) örgütünü Suriye sınırından temizlemek ve Suriye'deki Kürt gruplardan YPG'nin ilerleyişini önlemek için sınır çizgisine birkaç yüz metre ötedeki Cerablus kentine yönelik askeri operasyon başlatmıştı.
TSK unsurlarının desteğinde ilerleyen Özgür Suriye Ordusu önce Cerablus ve çevresinin denetimini ele geçirirken, hafta sonunda da Kilis'in Elbeyli ilçesinden bir grup TSK zırhlı aracının Suriye sınırından içeri girmesiyle hız kazanan harekatın 12'inci gününde Azez-Cerablus hattı birleştirilmiş ve DAEŞ'in Türkiye ile fiziki sınır temasını ortadan kaldırılmıştı.
"Rusya ile özellikle Halep bölgesinde bir işbirliği çalışmasını geliştiriyoruz. Bir an önce bölgede ateşkesin ilan edilmesi için çalışma içindeyiz. Bu konuda Türkiye, ABD, Rusya dışişleri bakanı çalışıyor. Kurban Bayramı öncesi bu ateşkesin sağlanmasını temenni ediyorum" diyen Erdoğan, Suriye'de DAEŞ'ten temizlenen bölgelerde bir uçuşa yasak bölge ilan edilmesi konusunda ise şunları söyledi:
"Yeni bir hamle de Kilis'in karşısında Çobanbey, Rai denilen bir bölge var. Oradan da girmek suretiyle ılımlı muhaliflerle beraber, bizim 90-95, 40-45 kilometre diye ifade ettiğimiz bölgeye yönelik, orası da yine DAEŞ'ten temizlendi. Böylece bunlar Fırat'a kadar birleştirilmiş durumda. Artık gerek bizdeki şu an bulunan Suriyeli vatandaşlar, gerekse Suriye'den iltica etmek isteyenler şu anda kendi topraklarında daha huzurlu yaşama imkanını bulacaklar.
"Onlarla ilgili eğit-donatla ülkemizde eğitilmiş olan ılımlı muhalifler, gerekse orayı süratle uçuşa yasak bölge olarak ilan edilmesi, ki Sayın Obama'ya da Sayın Putin'e de teklifim budur. Bu şekilde koalisyon güçleriyle de bu sağlanabilir. Bu adımı atmanın da gayreti içerisindeyiz. Şu anda mutabakat halindeyiz süreci de böylece çalıştırıyoruz."
Türkiye'nin Suriye'deki mülteci krizinin çözümü için bu ülke içinde bir güvenli bölge kurulması çağrısında bulunduğunu ancak bugüne kadar bu konuda bir adım atılmadığını hatırlatan Erdoğan, "Bu zirvede de tüm dostlarımıza Suriye'de güvenli bölge kurulması konusunu açtık" dedi ve özellikle mülteci krizine ilişkin şu eleştirilerde bulundu:
"Bu konuda hiçbir ülke somut adım atmadı, Suriye krizi yeni ülkelerin sahaya inmesiyle daha içinden çıkılmaz hal aldı. Batı ülkelerinin sığınmacı konusunda takındıkları güvenlikçi, hatta ırkçı tavır utanç vericidir. 600,000 insanın öldürüldüğü yerde hâlâ katil Esad'ın görevde kalmasını savunmak insanlık adına utanç vericidir. Önümüzdeki dönemde bu meselenin külfet paylaşımı temelinde çözülmesi için çalışmaktan vazgeçmeyeceğiz.Türkiye'ye yardım gelse de gelmese de evsahipliğine devam edeceğiz. Sorunun temeline inilmeden, bölgedeki krizler çözülmeden mülteci meselesinin kalıcı şekilde geride kalması mümkün değil."
Uluslararası toplumun mülteci krizi konusunda iyi bir sınav veremediğini ve halen de verilmediğini belirten Erdoğan, 3 milyon mülteciye evsahipliği yapan Türkiye'nin 12 milyar doların üzerinde harcama yaptığını, STK'ların harcamaları ile bu miktarın 25 milyar doları bulduğunu ifade etti.