Venezuela'da görevdeki Nicolas Maduro'nun zaferle çıktığı başkanlık seçimlerinin ardından uluslararası tepkiler temkinli oldu. Seçimlerin üzerinden iki haftadan fazla bir süre geçmesine rağmen ABD ve diğer Batılı ülkeler, süreci hileli olarak kınamalarına rağmen sert tedbirler almakta acele etmedi.
Dünya çapında hükümetler Venezuela Ulusal Seçim Konseyi'ne (CNE) kapsamlı oylama sonuçlarını açıklaması çağrısında bulunuyor. Maria Corina Machado ve aday Edmundo Gonzalez liderliğindeki muhalefet de seçimde zafer kazandığını iddia etti. On yıllardır uzlaşamayan siyasi rakipler arasındaki diyaloğu teşvik etme çabaları Brezilya gibi ülkeler tarafından sürdürülüyor.
Seçimin ardından Maduro'ya karşı başlayan protestolar, protestoları darbe girişimi olarak nitelendiren yetkililerin sert tepkisine yol açtı. Birleşmiş Milletler, olaylarda Pazartesi günü itibariyle 23 kişinin öldüğünü ve 2,000'den fazla kişinin gözaltına alındığını bildirdi.
Batılı hükümetler, hızla kınanan ve Venezuela'ya karşı önemli yaptırımlara yol açan 2018 seçimlerinin ardından ortaya çıkan sonuçları göz önünde bulundurarak ihtiyatlı bir şekilde ilerliyor. Geçmişte uygulanan bu yaptırımlar, muhalefet liderliğindeki geçici hükümete verilen ilk uluslararası desteğe rağmen Maduro'nun iktidarını güçlendirdi.
Eski Başkan Donald Trump döneminde Venezuela'nın kritik petrol ihracatını kesen ABD'deki Biden yönetimi, daha ağır yaptırımlar uygulama konusunda isteksiz görünüyor. Yönetim yeni cezalandırıcı önlemler almakla tehdit etti ancak harekete geçmekten kaçındı. ABD'li yetkililer Maduro'dan taviz koparmak için muhalefeti desteklemeye çalışıyor; bu tavizler arasında seçim sonuçlarının tarafsız bir şekilde gözden geçirilmesine ve olası bir siyasi geçişe yol açabilecek açık iletişim kanallarının kurulması da yer alabilir.
ABD, Gonzalez'i 28 Temmuz seçimlerinin galibi olarak temkinli bir şekilde tanımış olsa da, onu seçilmiş başkan olarak ilan etmekten kaçındı. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcü yardımcısı Vedant Patel Pazartesi günü yaptığı açıklamada Venezuelalı tarafların saygılı ve barışçıl bir geçiş için görüşmelere başlamasının zamanının geldiğini belirtti.
ABD'nin Nisan ayında Maduro'yu seçim taahhütlerini yerine getirmemekle suçlayarak Venezuela'ya bazı petrol yaptırımlarını yeniden uygulamaya koyması nedeniyle Biden hükümetinin seçenekleri sınırlı görünüyor.
ABD'li yetkililer, seçim sonrası kargaşanın daha fazla Venezuelalının ABD-Meksika sınırına doğru kaçmasına neden olabileceği ve göçün tartışmalı bir konu olduğu göz önüne alındığında Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in başkanlık kampanyasını potansiyel olarak zorlaştırabileceği endişelerini dile getirdi.
Amerikan Devletleri Örgütü (OAS), Seçim İşbirliği ve Gözlem kolu 30 Temmuz tarihli raporunda seçimlerde "yasadışılıklar, kusurlar ve kötü uygulamalar" olduğunu bildirmesine ve resmi sonuçları güvenilmez bulmasına rağmen ortak bir yanıt üzerinde anlaşmaya varamadı.
Brezilya, Meksika ve Kolombiya'dan bölgesel liderler oylama kayıtlarına tam erişim arayışında ve eylemleri koordine ederken, ABD, Kanada, Panama ve diğerlerini içeren bir koalisyon birbirleriyle ve Venezuela muhalefetiyle ayrı ayrı görüşmeler yürütüyor.
Brezilya hükümeti, artan şiddet ve daha fazla siyasi tutuklama tehdidi konusundaki endişelerini dile getirerek, sayımların tam olarak açıklanması ve doğrulanması olmadan Maduro'nun zaferini tanımayacağını belirtti.
Çin, Rusya, Nikaragua ve Küba ise Maduro'nun zaferini kabul etti ve kendisine destek verdi.
Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.