ANKARA, 14 Nisan (Reuters) - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, haftasonunda anayasa değişikliğine ilişkin yapılacak referandum da "çok çok yüksek bir tonda evet çıktığı anda" Avrupa Birliği ile masaya oturarak "(Türkiye ile) var mısınız yok musunuz?" sorusunu yönelteceklerini, Türkiye'nin artık bekleyecek zamanı olmadığını söyledi.
Dün akşam TGRTHaber yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Erdoğan, hafta sonunda yapılacak referandumda halkın vereceği cevabın "sadece ulusal değil aynı zamanda uluslararası bir cevap" olacağını söyledi ve bu çerçevede Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerine değindi.
"Çok çok yüksek bir tonda evet çıktığı anda Avrupa Birliği vesaire onlarla da oturacağız masaya... 'Hadi bakalım ne diyorsunuz, var mısınız yok musunuz? Bize hâlâ kalkıp da afra tafra yapmayın. Varsanız ne ala... 54 sene bekledik, bundan sonra bekleyecek zamanımız yok" diyen Erdoğan, "Oturun kararınızı verin, vermediğiniz takdirde biz kendi kararımızı vereceğiz. Çünkü halkım benim şu anda 'Biz artık daha beklemeye tahammülü olmayan bir ülkeyiz'(diyor)" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, daha önce Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin geleceği konusunda da bir referandum yapılabileceğini söylemişti.
Olağanüstü halin (OHAL) yeniden uzatılıp uzatılmayacağının sorulması üzerine ise Erdoğan, "Dolarsa yine uzatılır. O noktada mani bir hal yok. Fransa uzatıyor da kimse kıyamet koparıyor mu? Yok. Bizim buna ihtiyacımız olduğuna göre, uzatma yetkisi kimde yasal olarak, bu noktada Milli Güvenlik Kurulu teklif eder, Bakanlar Kurulu bununla ilgili kararını alır, yola devam ederiz." dedi.
Ocak ayında yeniden uzatılan OHAL'in süresinin 19 Nisan'da dolması bekleniyor ancak iki hafta önceki MGK toplantısında OHAL'in yeniden uzatılıp uzatılmayacağına dair herhangi bir açıklama yapılmamıştı.
Söyleşide Türkiye-ABD ilişkileri ve Fethullah Gülen'in iade sürecine ilişkin soruları da yanıtlayan Erdoğan şunları söyledi:
"Görünen şey şu: (eski New York savcısı Preet) Bharara denilen o savcının malum görevden alınmış olması, bu olumlu adımlardan bir tanesi ama tabi Bharara'nın altı şu anda tamamen onun kendi ekibi. Biz şimdi tabi bunları da aslında bekliyoruz ve orada gerek FETO'yla ilgili atılan adımlar, gerek Reza Zarrab'la ilgili atılan adımlar, bunları biz adil yaklaşım tarzları olarak görmüyoruz ve adaletin bir an önce tecellisi çok önemli. Mesela son zamanda Halk Bankası Genel Müdür Muavinimize yönelik yapılan işi de bizler adil bir yaklaşım olarak görmüyoruz. Yani yedi kez Amerika'ya giriş çıkış yapmış olan Halk Bankası Genel Müdür Muavininin böyle bir şeye muhatap kalmış olması gerçekten düşündürücüdür, üzücüdür."
Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla geçtiğimiz haftalarda ABD'de, bu ülkenin İran'a yönelik yaptırımlarının ihlal edilmesinde işbirliği yaptığı suçlamasıyla tutuklanmıştı.
Atilla, dün yapılan duruşmasında hakkındaki suçlamaları reddetmişti.