(Bakanın NTV açıklamaları ve diğer ayrıntılar eklendi)
İSTANBUL, 11 Eylül (Reuters) - Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, şu anda ihracatın büyümeye etkisinin negatif olduğunu belirterek, dördüncü çeyrekte ihracatın büyümeye katkı vermeye başlamasıyla Türkiye'nin yüzde 4'ün üzerinde bir büyüme yakalayacağını söyledi.
İstanbul Sanayi Odası'ndaki toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Zeybekci, büyümeye dair değerlendirme yaparken, "Şu anda ihracatın büyümeye etkisi negatiftir, yaklaşık yüzde 2 eksi katkısı vardır. Üçüncü çeyrekte eksi katkı sıfıra doğru yaklaşacaktır. Dördüncü çeyrekte beklentimiz ihracatın da büyümeye katkı vermeye başlamasıyla Türkiye yüzde 4'lerin üzerinde bir büyümeye doğru yönlenecektir" dedi.
Dün açıklanan gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) iç talepteki artışın desteğiyle bu yılın ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre sabit fiyatlarla beklentilerin üzerinde yüzde 3.8 büyüdü.
Zeybekci TL'nin dolar karşısındaki değer kaybına müdahale edilmemesi gerektiğini belirterek, "Piyasa bunu kendi dinamikleri içinde bir dengeye mutlaka oturtacaktır... 7 Haziran seçimlerinin hükümetin kurularak sonuçlandırılmamasından kaynaklanan belirsizlik, 1 Kasım seçimleriyle artık daha belirgin bir hedefe doğru gidecektir" dedi.
Zeybekci böylece, kurdaki, diğer dolar endeksini oluşturan altı para biriminden ayrışan yüzde 7.5-8'lik "ekstra bölümün" kendiliğinden eriyeceğini düşündüğünü ifade etti.
Zeybekci kur konusunda şu anda yaşanılanın tam anlamıyla spekülatif bir yaklaşımın sonucu olduğunu da ifade etti.
İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar'ın devletin kısa vadeli döviz borcu olan işadamına 2.70 liradan dolar satışı yapması isteğine yönelik olarak ise Zeybekci, şu değerlendirmede bulundu:
"TL'nin bu derecede, bizim öngörülerimizin dışında değer kaybetmesi ya da Haziran'dan bu güne dolar endeksini oluşturan diğer altı para birimiyle kıyaslandığında dolar karşısında yaklaşık yüzde 7-8 daha fazla değer kaybetmesi, tabi ki ekonomi ve özel sektör üzerinde ekstra maliyet yaratıyor. Bu maliyetin telafisi ile ilgili İTO başkanının talebini reel ekonomi anlamında, serbest rekabet anlamında pek uygulanabilir görmüyorum. Bir çeşit dövize müdahale olur, piyasaya müdahale anlamını taşır."
Zeybekci, piyasanın bunu kendi içinde regüle edeceğini belirterek, sabit kurla reel sektöre döviz imkanı sağlamanın da doğrudan piyasaya müdahale anlamına geleceğini kaydetti.
Firmaların döviz bazında borçları olacağını belirten Zeybekci, "Gelirleri döviz olup da döviz borçlananlar varsa problem değil ama gelirleri TL, borçları dövizse bu problem yaratıyor. Bu yüzden yıl sonu itibariyle bilançolarda döviz artışından kaynaklı zarar anlamında bilançolara yazılacak" diye konuştu.
MERKEZ BANKASI'NIN ARAÇ BAĞIMSIZLIĞI VARDIR
Zeybekci NTV'de katıldığı bir programda canlı yayında kur ve faizle ilgili değerlendirmelerde bulunurken, "Türkiye olarak şu anda katlanmış olduğumuz faiz, reel anlamda bakacak olursak yüzde 14'ler seviyesinde. Bu, reel piyasaya baktığımız zaman, maliyetlere etki eden enflasyona etki eden, yüksek maliyette olan bir faiz. Ben bunların geçici olduğunu düşünüyorum, bunlar spekülatif suni ortamlardan kaynaklanıyor. Bunlar sadece kur bazlı yapılan tartışmalardan kaynaklanan şeyler. Önümüzdeki süreçte bunlar normalleşecek" dedi.
Zeybekci ayrıca, Merkez Bankası'nın döviz satışı ya da faiz artışı gibi enstrümanlarla kura müdahale etmesinin gerekli olmadığını da söyledi.
Faiz tartışmalarının "yukarı değil aşağı yönlü" olması gerektiğini belirten Zeybekci, "Merkez Bankası'nın bağımsızlığı hangi aracı kullanacağı ile ilgilidir, araçsaldır, yoksa politik anlamda değildir" dedi.
ET ÜRETİCİSİNİ BÜTÇEDEN DESTEKLEYECEĞİZ
Zeybekci, İSO toplantısında yaptığı konuşmada ayrıca, et fiyatları konusunda Ekonomi Bakanlığı'nın daha fazla inisiyatif alacağını belirterek, "Bugüne kadar Türkiye tarım ürünlerinde koruma duvarlarını örerek hayvancılığı ve diğer tüm tarım ürünlerinin aradaki farkını içerideki tüketicilere ödettirdi. Yani dünya piyasalarında et 3 dolarken Türkiye'de 10 dolar olması, tüketicinin fiyatı öderken üreticiyi desteklemesiydi. Önümüzdeki dönemde Türkiye'de artık dünya fiyatlarıyla aynı seviyede et fiyatları olacak, ama hayvan, et üreticisine doğrudan bütçeden aradaki farkı destekleyeceğiz. Dünya böyle yapıyor, biz de böyle yapacağız" dedi ve ekledi:
"En son, Ekonomi Bakanlığı olarak Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na iki defa izin verdik. İlki 15,000 ton, ikincisi 30,000 ton… Birincisinin doğrudan lisans ve imkanını onlara verdik, ikincisinin yetkisini bakanlık olarak elimize aldık. Özel sektöre de ithalat yapma imkanını sağlayacak istenilen düzenlemeyi yapmayı biz de istiyoruz."
Et fiyatlarındaki artışın yüzde 30'a ulaşmasının ardından, Ağustos ayı başındaki Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısında et fiyatlarının makul seviyeye çekilebilmesine yönelik önlemler ele alınmış; Başbakan Ahmet Davutoğlu da enflasyon oranının üzerinde artış gösteren tüm gıda fiyatlarının yakından takibi ve gerekli tedbirlerin alınması talimatını vermişti. Ayrıca Et ve Süt Kurumu'nun AB menşeli canlı büyükbaş hayvan ve karkas et ithalatında gümrük vergisi bu yıl için sıfırlanmıştı.