Angus Berwick
SANT PERE DE TORELLO, İspanya, 2 Ekim (Reuters) - İspanya Başbakanı Mariano Rajoy, dün yapılan ve şiddet olaylarına sahne olan referandumdan sonra, ülkenin en zengin bölgesi olan Katalonya'nın çok yakında ayrılık kararı vermesiyle doğabilecek ciddi bir anayasal krizle karşı karşıya.
Özerk Katalonya'nın başkenti Barselona'nın dün eylemlerin yaşandığı sokakları bugün sakin ancak pek çok gazetenin yorumcusuna göre, Katalan yetkililerin yüzde 90 evet oyu çıktığını söyledikleri referandum, Madrid hükümeti ve Katalonya arasında kesin bir çatışmanın zeminini hazırlamış bulunuyor.
İspanyol polisi dün, Madrid hükümetinin yasadışı ilan ettiği oylamaya engel olmak için cop ve plastik mermi kullandı. Katalan yetkililer 893 kişinin yaralandığını açıkladı.
Ilımlı Katalan gazetesi La Vanguardia, "Her şey daha kötüye gidebilir" dedi. "Grevler ve sokak protestoları dönemine giriyoruz; her şey daha hızlanacak, daha fazla baskı gelecek."
İspanya'nın sanayi ve turizm merkezi olan Katalonya, ülke ekonomisinin beşte birini oluşturuyor. Volkswagen'den Nestle'ye kadar çokuluslu şirketlerin de üretim bölgelerinden olan Katalonya Avrupa'nın en hızlı büyüyen limanı Barcelona'ya da sahip.
Katalan yönetiminin başkanı Carles Puigdemont, dün seçmenin artık bağımsızlık hakkını kazandığını ve sonuçları bölge parlamentosuna sunacağını açıkladı. Katalan parlamentosu da, bağımsızlık için bir önergeyi oylamaya koyabilir.
Referandumun siyasi bir dayanağı yok ve 1978 tarihli anayasayla çeliştiği gerekçesiyle Madrid hükümeti ve anayasa mahkemesi tarafından reddedildi.
Anayasa, İspanya'nın parçalanmasına izin vermiyor. Ülkenin başka bölgelerinden de Katalan bağımsızlık iddiasına destek gelmiyor.
Puigdemont, Katalan bölgesel hükümetini acil toplantıya çağırdı. Madrid'de de Rajoy, bundan sonraki adımları belirlemek için muhalefetteki sosyalistlerin lideri Pedro Sanchez ile görüşecek.
MADRİD'İN SORUNLARI
Puigdemont'un sözleri, anayasal olarak bölgesel hükümeti lağvederek yeni seçimlere kadar Katalonya bölgesini merkezi hükümetin denetimine sokma yetkisine sahip olan Rajoy için bir meydan okuma oldu.
Böyle bir adım, kendi dili ve kültürü olan 7.5 milyon nüfuslu Katalonya'da gerilimi artıracağı gibi, ekonomik krizden sonra yeni toparlanan İspanya ekonomisine de zarar verebilir.
Büyük yatırım bankaları, krizin Rajoy'un daha geniş özerk yetkiler sunmasıyla yatışabileceği görüşünde.
Katalan işçi sendikaları yarın genel greve gidilmesini önerdiler.
Rajoy ise, bağımsızlık seçeneğini tanımayan tavrını sürdürmesine rağmen, bütün partilerin katılımıyla Katalonya'nın geleceği için görüşmeler önerdi.
Madrid hükümetinin dün yapılan referandumu polis zoruyla önleme girişimleri, İngiltere ve Belçika gibi diğer Avrupa Birliği üyelerinden tepki çekti. Ancak AB kendi adına sessiz kalmayı seçti.
Krizin Rajoy'un azınlık hükümetine desteği zayıflatmadığı ve önde gelen partilerin başbakanın Katalan bağımsızlığına karşı çıkışını destekledikleri görülüyor.
Rajoy, "Parlamentoda temsil edilen tüm partilerin bir araya gelerek, hepimizin geleceğini görüşmesini öneriyorum" dedi.
Buna rağmen Rajoy'un krizi yönetme biçimi eleştiriliyor.
Bağımsızlık karşıtı El Pais gazetesi Rajoy'un "başından beri krizi yönetmedeki mutlak yeteneksizliğinden" söz etti.
Dün yaşanan olayların görüntüleri, bugün tüm gazetelerin baş sayfalarında yer aldı.
Katalan yerel hükümeti, polis baskısına rağmen 2.26 milyon kişinin dün oy kullandığını ve katılım oranının yüzde 42 olduğunu açıkladı.
Bağımsızlığa karşı olanların oylamaya katılmadığı düşünülürse, katılım oranı normal görülüyor.
Puigdemont Avrupa'ya çağrı yaparak, temel haklara riayet edilmesini istedi.
Puigdemont, "Bu umut ve acı gününde Katalonya vatandaşları bir cumhuriyet olarak, bir devlete sahip olma hakkını kazanmışlardır" dedi.
Haberin orijinali için tıklayınız: Bu haber, linkleri yukarıda belirtilen haber ya da haberlerden derlenmiştir. Tam çevrilmiş metin olmayabilir
(Haberi çeviren Ayşe Sarıoğlu; Redaksiyon Can Sezer)