Gabriela Baczynska / Robert Muller
BRÜKSEL, 15 Aralık (Reuters) - Avrupa Birliği'nde iki yıl önce yaşanan mülteci krizinden doğan anlaşmazlıklar, dün liderler arasında yapılan çözüm görüşmelerinde yeniden su yüzüne çıktı.
AB zirvesinin ardından dün akşam yemeğinde bir araya gelen liderler bu sabahın erken saatlerine kadar süren toplantıda, artık eskimiş olan iltica kurallarının nasıl reforme edileceğini konuştular.
Ancak toplantıdan sonra liderler, her ne kadar 2015 yılında Almanya yolunda bir milyon sığınmacının Yunanistan'a vardığı zamanki öfkelerin yatıştığını belirtseler de, yaptıkları "dürüst ve gerçekçi" tartışmanın bazı doğu Avrupalı üyelerin sürdürdüğü farklı tavrı yumuşatmadığını ortaya çıkardığını söylediler.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, "Yapacak çok işimiz var. Pozisyonlarda değişiklik yok" dedi.
Küçük sayılabilecek sayıda mülteci nüfusunun nasıl dağıtılacağı konusundaki fikir ayrılıkları AB içindeki ilişkileri zehirliyor. Öyle ki İngiltere ile Brexit görüşmelerinde ve 2028 AB bütçesi üzerinde görüş birliği sağlanmasına engel oluyor.
Polonya ve Çek Cumhuriyeti'nin yeni seçilen liderleri de, eski komünist toplumlarının önemli sayıda mülteci, özellikle de Müslüman mülteci alamayacakları söyleyen Macaristan ve Slovakya'nın yanında yer aldılar.
Çek Başbakanı Andrej Babis tartışmaların "çok sert" geçtiğini ve Yunanistan Başbakanı Alexis Tsipras'ın "oldukça agresif" olduğunu söyledi.
Babis, doğu Avrupalı üyelerin, çoğunluğun zorunlu mülteci kotası kabul ettirmesine karşı direndiklerini söyledi.
Merkel ve İtalya Başbakanı Paolo Gentiloni bütün ülkelerin sığınma talep edenlerin belli bir bölümünü kabul etmelerini isteyen tarafta yer aldılar. Sığınmacıların çoğu ya Akdeniz ülkelerinde kaldılar ya da çok zorlu yolculuklardan sonra AB'nin daha zengin üyelerinin olduğu kuzeybatı ülkelerine gittiler.
Alman yetkililere göre Merkel, zirve başkanı Donald Tusk'ın bu hafta liderlere gönderdiği bir mektupta Avrupa Komisyonu'nun mültecilerin zorunlu kotalara göre üye devletler arasında dağıtılmasını öngören bir projenin başarılı olmadığını duyurmasını eleştirdi.
Bu mektubun, doğulu üyelerin şikayetlerine tercüman olurken, batılı devletleri kızdırdığı görülüyor.
Merkel, Yunanistan'dan geçen göç yolunu kesmek için başta Türkiye ve Balkan devletleriyle yapılan anlaşmalar olmak üzere AB'nin ortak sınırlarını güçlendirmek için yapılan çalışmaların sığınmacı sayısını çok ciddi ölçüde azalttığını söyledi.
Merkel, dört orta Avrupa ülkesinin Libya'dan gelen Afrikalı sığınmacıların engellenmesi için "tercihli dayanışma" adı altında vermeyi dün teklif ettikleri 35 milyon euronun, AB üyelerinin Avrupa'ya varabilmiş mültecilerin bir kısmını kabul ederek müttefiklerine yardımcı olma yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağını söyledi.
Merkel, "Kurallarımızın işlemediğini görmekten hiç memnun olmadığımı açıkça ifade ettim" dedi. "Dayanışma sadece dışarıya karşı değil, içeride de işlemeli."
Hollanda Başbakanı Mark Rutte, gelecek yıl zorunlu iskan kurallarının çoğunluk oyuyla geçirilmesi ihtimalini göz ardı etmediğini söyledi. Bu yöntemin 2015'te denenmesinin AB içinde yarattığı ciddi tatsızlık nedeniyle Tusk bu yöntemi tekrarlamak istemiyor.
Zorunlu kotaları destekleyen ülkelerden birinden bir diplomat, Haziran ayında bu konu yeniden liderlerin önüne gelene kadar bir çözüm bulunamazsa, oylamaya gidilmesi ihtimalinin var olduğunu söyledi.
Mart ayında yapılacak genel seçimlere hazırlanan Gentiloni, zorunlu iskanın çok önemli olduğunu ve kapsamının genişletilmesi gerektiğini söyledi. Bu görüşe katılan liderler arasında Belçika ve Lüksemburg liderleri de yer aldı.
Haberin orijinali için tıklayınız: Bu haber linkleri yukarıda belirtilen haber ya da haberlerden derlenmiştir. Tam çevrilmiş metin olmayabilir
(Haberi çeviren Ayşe Sarıoğlu; Redaksiyon Tülay Karadeniz)