(Babacan'ın açıklamaları eklendi)
İSTANBUL, 14 Mayıs (Reuters) - Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, cari açığı azaltmak amacıyla bankacılık sektöründe son yıllarda yapılan düzenlemelerin gevşemesi yönündeki taleplerinin bazılarının haklı olduğunu ancak bu taleplerin yerine getirilmesinin kazanımların kaybedilmesi anlamına geleceğini belirterek, sektörün risk algısını artıracak adımlar atmayacaklarını söyledi.
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Hüseyin Aydın'ın bankacılık sektörüne yönelik taleplerini dile getirdiği 58'inci TBB Genel Kurulu'nda konuşan Babacan, cari açık ile kredi büyümesi arasındaki yüksek korelasyonu ve sektöre dönük önlemlerin cari açığın GSYH'ya oranının yüksek seviyelere çıkmasının ardından alındığını hatırlattı.
"Bankacılık sektöründe de rehavet marjımız yok" diyen Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bankacılık sektörünün sıhhati önemli ama bankalarla ilgili risk algısını artıracak düzenleme için de marjımız yok. Türkiye, bankacılık sektöründe ipleri gevşetiyor intibasının, cari açığa ve Türkiye'nin risk primine etkisi de hemen hesap edilebilir. Çok çok dikkatli olmaya devam etmek zorundayız. Bu tür tedbirler sektörün kârlılığını bir miktar etkiliyor, özkaynak getirisi son bir yılda düşmüş görülüyor ama son 5-10 yıllık dönemde bakınca çok da kötü değil."
Babacan'dan önce konuşan TBB Başkanı Hüseyin Aydın, son beş yılda sektöre getirilen yüklerin 25 milyar TL'lik bir parasal değere ulaştığını ve bunun özkaynak güçlenmesini sınırladığını belirterek, makro ekonomik dengeleri bozmadan bazı sıkılaştırıcı önlemlerde gevşeme talep ettiklerini söyledi.
Aydın bu kapsamda sektör olarak kredilerde risk ağırlıklarının düşürülmesi, proje ve yatırım kredilerinin genel karşılık oranları düşürülmesi, TL ve yabancı para zorunlu karşılıklar için kaynak maliyetine yakın düzeyde faiz ödenmesi, tüketici kredilerinde taksit sayısının artırılması gibi taleplerinin olduğunu belirtti. L5N0Y51OQ
Sektörden gelen bazı taleplerde haklılık payı olduğunu söyleyen Babacan, "Bunları belli bir dengede değerlendirmek lazım, düzenleme ile ilgili haklı konular var ama buradaki bazı talepleri yapmamız son 2-3 yıldaki kazanımları geriye döndürmemiz anlamına gelebilir buna da dikkat etmemiz gerekir" dedi.
Siyasi istikrarın makroekonomik istikrarın vazgeçilmez unsuru olduğunu söyleyen Babacan, makro istikrarı oluşturan üç sütunu ise kamu maliyesi, bankacılık sistemi ve para politikaları olarak sıraladı.
Babacan, makro istikrar için para politikalarında iyi iletişim, güvenilir perspektif ve öngörülebilirliğin önemine dikkat çekti.
Türkiye'nin kamu maliyesindeki sıkı duruşunu önümüzdeki dönemde de sürdürmesi gerektiğini söyleyen Babacan, bunun nedenini şöyle açıkladı:
"Bütçe açığı ve borç oranları çok düşük, seçim öncesinde bu rakamlar biraz artsa ne olur diye fikirler geliyor. Bizim kamu maliyesindeki sıkı duruşumuzun bundan sonraki dönemde en önemli sebebi kamunun borç sürdürülebilirliği değil, kamunun düşük açık vermesinin tasarruf oranlarına destek veriyor olması. Bizim bütçe açığının artması demek cari açığın artması demek. Bu kadar cari açığa karşı tedbir aldığımız bir dönemde devlet daha fazla para harcasın yaklaşımı gerçekçi değil. Kamu maliyesinde sapasağlam durmamız gerekiyor, tolerans yok, rehavete yer yok. Önümüzdeki dönemde Fed'in sıkılaştırmaya girdiği bir dönemde cari açığımızın yükselme trendine girildiği görüldüğü anda piyasalar üzerinde son derece olumsuz sonuçları olur. Bütçe disiplininin harfiyen devam etmesi lazım."