Nevzat Devranoglu
ANKARA, 23 Kasım (Reuters) - Piyasalar, Merkez Bankası'nın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın uzun yıllardır kavgasını verdiği faiz konusunda bir artışa gidip gitmeme kararından hemen önce Cumhurbaşkanlığı'nda bu akşam yapılacak ekonomi zirvesine odaklanırken, Erdoğan toplantı öncesi yüksek faiz eleştirilerini sürdürdü.
Cumhurbaşkanlığı'ndan üst düzey bir yetkili, Reuters'a son dönemde ekonomik gelişmelerin değerlendirmek üzere Erdoğan başkanlığında bu akşam bir ekonomi zirvesi yapılacağını söyledi.
Piyasalar ise TCMB'nin yarın sonuçlarını açıklayacağı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı öncesi bugün yapılması planlanan ve Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) üyelerinin katılması öngörülen ekonomi zirvesinden çıkacak sonuçlara odaklanmış durumda.
Zirvede düşük faiz istekliliği konusunda net tavırları, açıklamaları ve zaman zaman sert eleştirileriyle bilinen Erdoğan'ın ve Cumhurbaşkanlığı'ndaki ekonomi kadrosunun, TL'deki değer kaybının aynı zamanda yavaşlayan ekonomik aktivite ile birlikte gerçekleştiği de düşünüldüğünde, bir faiz artışı senaryosuna nasıl bir yorum getirecekleri yakından takip edilecek.
Erdoğan bugün düzenlenecek ekonomi zirvesi öncesi İstanbul'da Borsa İstanbul ile İslam Kalkınma Bankası işbirliği toplantısında yaptığı açıklamalarda ise faiz konusundaki eleştirisine yine net şekilde devam ettirdi.
Halen dünyanın en yüksek reel faizini ödeyen ülkelerden birinin Türkiye olduğunu ve bundan kurtulmak istediğini belirten Erdoğan, son 14 yıllık iktidarı ile ilgili yaptığı ve özeleştiri olarak nitelendirdiği açıklamalarında şöyle dedi:
"14 yılda birkaç konuda arzu ettiğim mesafeyi kaydedemedim... Bunların en başında reel faizlerin düşürülememesi yer alıyor. Yıllardır bu konuda TCMB eleştirmek zorunda kaldım hâlâ da eleştiriyorum. TCMB bağımsız olsun ama ben siyasetçiyim böyle bir şey yapılıyorsa ben de eleştirimi yapacağım... Yüksek reel faiz yolu ile ülke kaynaklarının heba edilmesine rıza gösteremem."
Erdoğan'ın açıklamalarının da etkisiyle dolar/TL bugün tarihi zirvesini yineleyerek 3.4170 seviyesini gördü.
Reuters'ın gerçekleştirdiği ankette göre TSİ 1700 itibarıyla 19 katılımcının 12'si yüzde 7.50 seviyesindeki politika faizinin yüzde 7.75'e yükseltilmesi bekleniyor. Katılımcılar faiz koridorunun alt ve üst bantlarında ise bir değişim beklemiyor.
Uzun zamandır ilk kez bir politika faizi artışı anket beklentilerine girerken, olası artış politika faizini yüzde 4.5'ten yüzde 10'a yükselttiği 2014 yılı Ocak ayı olağanüstü PPK toplantısından itibaren yapılan ilk artış olma ihtimali taşıyor.
Bir diğer taraftan ise artışın fonlama politikalarıyla birlikte düşünüldüğünde reel anlamda ekonomik aktiviteyi sınırlayıcı bir etki yaratması ise beklenmiyor. Hatta bazı analistler 25 baz puanlık artış ihtimalini fonlama politikasıyla birlikte düşünüldüğünde "gerekirse faiz artışı yapabilirim mesajı dışında" bir etki yaratmayacağını savunuyorlar. gelişmekte olan ülkeler stratejisti Manik Narain, 25 baz puanlık bir artışın kur açısından ancak kısa vadeli bir iyimserlik yaratabileceğini kalıcı bir değişim anlamına gelmediğini söyledi.
Öte yandan üst düzey bir ekonomi yetkilisi, Merkez Bankası'nın faiz kararından bir gün önce Cumhurbaşkanı başkanlığında ekonomi zirvesi yapılması ve buna Merkez Bankası ve üst düzey yetkililerin katılmasının TCMB'nin bağımsızlığı açısından piyasalara çok da iyi bir mesaj vermediğini söyledi.
Cumhurbaşkanlığı bugün saat 1930'da başlaması beklenen ekonomi zirvesine ilişkin katılım bilgisi paylaşmadı.
TL'DE SERT DEĞER KAYIPLARI VE NEGATİF AYRIŞMA SÜRÜYOR
Küresel bazda doların değer kazancı trendi gelişmekte olan ülke para birimlerindeki değer kaybının ana nedeni olurken TL'deki negatif ayrışmada ise siyasi ve güvenlik endişeleri ön plana çıkıyor.
AKP'nin başkanlık sistemini getirecek anayasa değişiklik teklifinin oluşturduğu bahar aylarında olası bir referandum ihtimali piyasalarda soru işaretlerine neden olurken bu döneme kadar bazı yatırımcıların yatırım kararlarını erteleyebilecekleri endişeleri bulunuyor.
Öte yandan Cumhuriyet gazetesine yönelik soruşturma, HDP milletvekillerine yönelik gözaltı ve tutuklamalar ile yeniden gündeme gelen idam konusu AB ülkeleri başta olmak üzere bir çok ülkeden tepki çekiyor. Türkiye ile AB üyelik görüşmelerinin durdurulmasına yönelik tepkiler piyasada baskı yaratıyor.
Darbe girişiminden bir gün önce olan 14 Temmuz'dan bugüne TL yaklaşık yüzde 15 kayıpla benzer ülkeler arasında en çok değer kaybeden para birimi oldu. Benzer para birimleri yüzde 1 ila yüzde 10 arasında değer kaybı yaşadı.
Yılbaşından bugüne bakıldığında ise TL dolar karşısında yaklaşık yüzde 14 değer kaybederken 35 para birimi içinde dolar karşısında TL'den çok değer kaybeden sadece pound, peso, naira ve Mısır poundu yer aldı.
TL ve benzer para birimlerinin dolar karşısındaki değerini gösteren grafik için ---> http://tmsnrt.rs/2egbfVh
EKK KATILIMCILARININ İKİNCİ KEZ BİR ARAYA GELMESİ BEKLENİYOR
EKK, Cuma günü Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında, ilgili bakanlar ve üst düzey ekonomi bürokratlarının katılımıyla bir toplantı gerçekleştirmiş, toplantı sonrasında Başbakanlık tarafından yapılan yazılı açıklamada, Merkez Bankası'nın (TCMB) ekonomik gelişmeleri yakından takip etmekte olduğu ve fiyat istikrarı konusunda gereken tedbirleri alacağı belirtilmişti.
Ardından kur gündemi ile yine Başbakan başkanlığında ikinci bir EKK yapılacağı ilan edilmiş ancak bu EKK gerçekleşmemişti. Bu açıklamalar piyasadaki volatiliteyi de artırdı.
Öte yandan TCMB'nin kurdaki volatilite karşısında piyasayı destekleme yönlü adımlarının faiz ile de sınırlı kalması da beklenmiyor.
TCMB darbe girişimi sonrasından bugüne farklı zamanlarda yapılan rezerv opsiyon katsayısı indirimleriyle piyasaya 9 Ağustos'ta 600 milyon dolar, 6 Eylül'de 670 milyon dolar, 31 Ekim'de yaklaşık 3.5 milyar dolar ve 17 Kasım'da 700 milyon dolarlık katkı sağladı.