Seferihisar başta olmak üzere, Ege Bölgesi’nin çok kısıtlı bir bölümünde varlığını sürdürmeye çalışan “zeytin ormanları”, zeytinler, meşeler, insanlar, kuşlar, bukalemunlar, çakallar, yüzlerce böcek ve rengarenk çiçeklere ev sahipliği yapıyor. Hiçbir zirai zehir kullanılmayan ve telle çevrilmeyen zeytin ormanları tıpkı diğer ormanlar gibi, sürülmüyor, sulanmıyor ve sadece kendiliğinden yetişen yabani zeytinlere, yani delicelere, İzmir’e özgü zeytin ırkı erkencenin aşılanmasıyla oluşuyor. Aslında bir tarım alanı olmasına rağmen, tıpkı doğal ormanlar gibi çok sayıda canlıya ev sahipliği yapıyor.
Ancak Ege’nin bu son zeytin ormanları ve erkence ırkı, şehirleşme ve endüstriyel yöntemlerin yaygınlaşması nedeniyle yok olmanın eşiğinde. Bu ormanlarda yaşayan sayısız canlı ve onlarla içi içe geçmiş zeytin kültürü, tehlike altında. Çünkü bu son derece narin alanlarda, el emeği ile elde edilen zeytinyağı endüstriyel çiftliklerde üretilen yağlarla rekabet edemiyor. Bu nedenle bu yüzlerce yıllık kültürün taşıyıcısı olan pek çok Ege köyü, kadim zeytinyağı üretimi yöntemlerini bırakarak hızla endüstriyel üretime geçiyor.
Seferihisar Doğa Okulu’nun bulunduğu Orhanlı Vadisi, her şeye rağmen bu kadim kültüre tutunan ve onu geleceğe taşıyan nadir yerlerden biri. Bu kültürün yaşamasına destek olmak, hem Ege’nin son zeytin ormanlarına hem de bu ormanlardaki pek çok canlıya hayat verebilmek için Orhanlı Köyü Derneği, Doğa Derneği ve Seferihisar Doğa Okulu’nun birlikteliğiyle “Ege’nin Zeytinyağı İmecesi” başlatıldı.
Konu hakkında açıklama yapan Orhanlı Köyü Derneği Başkanı Galip Ener: “Zeytinyağı İmecesi, Ege’nin zeytin ormanlarında binlerce yıldır devam eden bir kültür. Yıllık zeytinyağı ihtiyacınızı Orhanlı Vadisi’nin zeytin ormanlarından karşılayarak ağaçların, kuşların ve Ege köylerinin yüzlerce yıllık imecesine dahil olabilirsiniz. Katılımınız, hem zeytin ormanlarındaki küçük üreticilere alım teminatı vermemizzi, hem de bizlerin bu narin alanları korumak ve anlatmak için yürüttüğü çalışmaları sürdürmemizi sağlayacak. İmecemize dahil olanlar, sadece zeytinyağı edinmiş olmayacak, aynı zamanda yağın oluşumundaki her aşamaya; toplamaya, sıkıma, depolama tanklarındaki dinlenme anına, özetle bir zeytin tanesinin toplanmasından, soframıza gelene kadar her sürece, adım adım dahil olacak ve şahitlik edecek.” dedi.