Ticari alacak sigortası alanında faaliyet gösteren Euler Hermes´in Başekonomisti Ludovic Subran, Türk şirketlerin yaşadığı iflaslarda bir düşüş trendi gözlendiğini; iflasların bu yıl 15,300 adete, gelecek yıl ise 14,500 adete gerilemesini öngördüklerini söyledi.
Subran, buna karşın Türk şirketlerin tahsilat riskinin sürdüğünü; likidite, talep ve politik görünümün de hızlı toparlanmanın önündeki en büyük engeller olduğunu ifade etti.
"Ulusal Ticarete Global Bakış" raporu ile ilgili düzenlenen toplantıda konuşan Subran, "Şirket iflaslarının bu yıl 17,000 civarında olmasını bekliyorduk. Ancak iflas eden şirket sayısının bu yıl 15,300 civarında olacağı görülüyor. Bu da iflas eden şirket sayısında yüzde 12 düşüş olduğu anlamına geliyor" dedi ve ekledi:
"İflasların 2015´te de yüzde 5 düşüşle 14,500´e gerilemesini bekliyoruz. 2013 yılında iflaslarda görülen yüzde 8´lik artışın ardından şirket iflaslarında düşüş trendinden bahsedebiliriz."
Türkiye´de 2013´te 17,400 şirket iflas etmişti.
Subran, büyük şirketlerin ödemelerindeki gecikmelerin azalması, daha iyi kredi yönetim uygulamaları, alacak sigortası gibi farklı araçların kullanılmaya başlanılmasının yanı sıra; TL´nin değer kaybı yaşadığı dönemde büyük şirketlerin küçük müşterilerinin dolar bazlı yapması gereken ödemeleri TL´ye çevirerek esneklik sağlaması gibi uygulamaların iflasların azalmasında etkili olduğunu ifade etti. setpage
Bu yıl iflaslarda global olarak da yüzde 12 düşüş gözlendiğini belirten Subran, düşüşe karşın iflasların kriz öncesi seviyenin hâlâ yüzde 21 üzerinde olduğunu ve vade uzatımının giderek daha fazla şekilde finansman aracı olarak kullanıldığına işaret etti.
Subran, iflaslardaki azalmaya karşın, Türk şirketler için de tahsilat riskinin sürdüğünü söyledi.
Toplantıda verilen bilgiye göre, Borsa İstanbul´da işlem gören şirketlerin ortalama ödeme vadesi 62 ay ile, Batı Avrupa´daki şirketlerin 80 ay civarındaki ortalamasının altında bulunuyor. Ancak borsa dışındaki Türk şirketlerin çok daha yüksek seviyede bulunan uzun vade seviyesi risk oluşturuyor.
LİKİDİTE, TALEP VE POLİTİK RİSK TOPARLANMAYI YAVAŞLATIYOR
Global anlamda büyümenin yeniden toparlanamamasında üç ana etkenin belirleyici olduğunu ifade eden Subran; likidite, talep ve politik görünüm olarak sıraladığı bu üç etkenin Türkiye´deki büyümenin de önündeki en büyük engeller olduğunu söyledi.
Fed´in politika değişikliğinin 2015´te TL´nin değerinde yüzde 5 düşüşü beraberinde getireceğini ve Türk şirketlerin kurdaki değişkenliğe dikkat etmesi gerektiğini belirten Subran, şirketlerin finansmana daha fazla özkaynak ile ulaşması gerektiğini vurguladı. setpage
Politik risklerin de yükselişte olduğuna dikkat çeken Subran, "Hong Kong´dan, Venezuela, Ortadoğu, Rusya ve Ukrayna´ya kadar tüm dünyada kamu politikalarında ciddi riskler var. Hükümetlerin bunlara müdahaleleri şirketlerin iş yapış tarzını engelliyor. IŞİD konusu da buna bir örnek" dedi ve ekledi:
"Türkiye ticarette yönünü Ortadoğu´dan tekrar Avrupa´ya çevirmesi gerekiyor. Avrupa´nın kaybettiği Rusya pazarının bir kısmını Türkiye kazanabilir. Ayrıca ABD ve Afrika da Türkiye için büyük bir potansiyel barındırıyor" diye konuştu.
Diğer yandan, Euler Herkes Türkiye Genel Müdürü Özlem Özüner de, global ekonomi ve ticarette artan risklerin Türk şirketleri alacak sigortasına yönelttiğini belirterek, "Ekonomideki dalgalanma şirketlerin alacak sigortasına talebini artırıyor. Bu yıl sektördeki büyüme yüzde 35-40 olacak. 2015´te de yüzde 35 seviyelerinde büyüme bekliyoruz" dedi.
Şirketlerin vadeli satışlarını sigortalayan bir enstrüman niteliğindeki alacak sigortası, alıcı tarafın ödeme kabiliyetini belirleyip satıcı tarafın riskinin minimize edilmesini sağlıyor.
Subran, buna karşın Türk şirketlerin tahsilat riskinin sürdüğünü; likidite, talep ve politik görünümün de hızlı toparlanmanın önündeki en büyük engeller olduğunu ifade etti.
"Ulusal Ticarete Global Bakış" raporu ile ilgili düzenlenen toplantıda konuşan Subran, "Şirket iflaslarının bu yıl 17,000 civarında olmasını bekliyorduk. Ancak iflas eden şirket sayısının bu yıl 15,300 civarında olacağı görülüyor. Bu da iflas eden şirket sayısında yüzde 12 düşüş olduğu anlamına geliyor" dedi ve ekledi:
"İflasların 2015´te de yüzde 5 düşüşle 14,500´e gerilemesini bekliyoruz. 2013 yılında iflaslarda görülen yüzde 8´lik artışın ardından şirket iflaslarında düşüş trendinden bahsedebiliriz."
Türkiye´de 2013´te 17,400 şirket iflas etmişti.
Subran, büyük şirketlerin ödemelerindeki gecikmelerin azalması, daha iyi kredi yönetim uygulamaları, alacak sigortası gibi farklı araçların kullanılmaya başlanılmasının yanı sıra; TL´nin değer kaybı yaşadığı dönemde büyük şirketlerin küçük müşterilerinin dolar bazlı yapması gereken ödemeleri TL´ye çevirerek esneklik sağlaması gibi uygulamaların iflasların azalmasında etkili olduğunu ifade etti. setpage
Bu yıl iflaslarda global olarak da yüzde 12 düşüş gözlendiğini belirten Subran, düşüşe karşın iflasların kriz öncesi seviyenin hâlâ yüzde 21 üzerinde olduğunu ve vade uzatımının giderek daha fazla şekilde finansman aracı olarak kullanıldığına işaret etti.
Subran, iflaslardaki azalmaya karşın, Türk şirketler için de tahsilat riskinin sürdüğünü söyledi.
Toplantıda verilen bilgiye göre, Borsa İstanbul´da işlem gören şirketlerin ortalama ödeme vadesi 62 ay ile, Batı Avrupa´daki şirketlerin 80 ay civarındaki ortalamasının altında bulunuyor. Ancak borsa dışındaki Türk şirketlerin çok daha yüksek seviyede bulunan uzun vade seviyesi risk oluşturuyor.
LİKİDİTE, TALEP VE POLİTİK RİSK TOPARLANMAYI YAVAŞLATIYOR
Global anlamda büyümenin yeniden toparlanamamasında üç ana etkenin belirleyici olduğunu ifade eden Subran; likidite, talep ve politik görünüm olarak sıraladığı bu üç etkenin Türkiye´deki büyümenin de önündeki en büyük engeller olduğunu söyledi.
Fed´in politika değişikliğinin 2015´te TL´nin değerinde yüzde 5 düşüşü beraberinde getireceğini ve Türk şirketlerin kurdaki değişkenliğe dikkat etmesi gerektiğini belirten Subran, şirketlerin finansmana daha fazla özkaynak ile ulaşması gerektiğini vurguladı. setpage
Politik risklerin de yükselişte olduğuna dikkat çeken Subran, "Hong Kong´dan, Venezuela, Ortadoğu, Rusya ve Ukrayna´ya kadar tüm dünyada kamu politikalarında ciddi riskler var. Hükümetlerin bunlara müdahaleleri şirketlerin iş yapış tarzını engelliyor. IŞİD konusu da buna bir örnek" dedi ve ekledi:
"Türkiye ticarette yönünü Ortadoğu´dan tekrar Avrupa´ya çevirmesi gerekiyor. Avrupa´nın kaybettiği Rusya pazarının bir kısmını Türkiye kazanabilir. Ayrıca ABD ve Afrika da Türkiye için büyük bir potansiyel barındırıyor" diye konuştu.
Diğer yandan, Euler Herkes Türkiye Genel Müdürü Özlem Özüner de, global ekonomi ve ticarette artan risklerin Türk şirketleri alacak sigortasına yönelttiğini belirterek, "Ekonomideki dalgalanma şirketlerin alacak sigortasına talebini artırıyor. Bu yıl sektördeki büyüme yüzde 35-40 olacak. 2015´te de yüzde 35 seviyelerinde büyüme bekliyoruz" dedi.
Şirketlerin vadeli satışlarını sigortalayan bir enstrüman niteliğindeki alacak sigortası, alıcı tarafın ödeme kabiliyetini belirleyip satıcı tarafın riskinin minimize edilmesini sağlıyor.