CFA İstanbul Yatırım Profesyonelleri Derneği tarafından, Borsa İstanbul ve İş Portföy Yönetimi ana sponsorluğunda düzenlenen “Parlak Bir Geleceği Konuşmak: Zenginliğe Giden Yol” temalı konferans 7 Kasım 2014 tarihinde İş Sanat Kültür Merkezi’nde yapıldı.
“Parlak Bir Geleceği Konuşmak: Zenginliğe Giden Yol” temasıyla düzenlenen konferansta, son dönemde Avrupa ekonomilerindeki yavaşlamanın muhtemel negatif etkileri ve bölgeyi sarsan jeopolitik riskleri göz önüne alarak Doğu Avrupa Bölgesinin ekonomik potansiyeli yeniden masaya yatırıldı.
Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr. M. İbrahim Turhan, sürdürülebilir bir piyasayı tek başına gerçekleştirmenin pek mümkün görünmediğine dikkat çekerek, “Orta Doğu ve Kuzey Afrika’dan Orta ve Doğu Avrupa’ya kadar bütün borsaları bir federasyon altında toplamak bizim için önemli bir adım. Bütün borsalar arasındaki bir ağ üzerinden çalışabilmek bizim için hedef olmalı ve bu bölgede ortaya sürülen her türlü finansal araçtan aynı ağı kullanan bütün borsalar üzerinden her yatırımcının faydalanabilmesi önemli” diye konuştu.
CFA İstanbul Yatırım Profesyonelleri Derneği tarafından , Borsa İstanbul ve İş Portföy Yönetimi ana sponsorluğunda düzenlenen 3. Orta ve Doğu Avrupa Yatırım Konferansı, 7 Kasım 2014 Cuma günü, İş Sanat Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği, Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği ve Thomson Reuters “silver sponsor” olarak yer aldı. Cambridge Üniversitesi Judge Business School tarafından da desteklenen konferansın “TV Medya sponsoru” ise Bloomberg HT oldu.
“Parlak Bir Geleceği Konuşmak: Zenginliğe Giden Yol” temasıyla gerçekleştirilen konferansın hoş geldin konuşmasını yapan CFA İstanbul Başkanı Ertunç Tümen’den sonra açılış konuşmasını yapan Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr. M. İbrahim Turhan, Merkez Bankası’nda görevliyken katıldığı bir toplantıda “20-30 yıl sonra küresel ekonomide ne gibi değişikliklerin olacağına” ilişkin bir soru üzerine Çin’in, ABD’den sonra 2. Büyük Pazar olacağı öngörüsünde bulunulduğunu anlattı. Turhan, 2011 yılında bu öngörünün gerçekleştiğini, bugün Çin ekonomisinin neredeyse ABD ekonomisi ile eşitlenmiş durumda olduğunu kaydetti.
Gelişmekte Olan Ülkelerin Global Ekonomiye Katkıları Artacak
Dünyanın çok büyük bir değişim geçirdiğini, gelişmelere, finansal ve ekonomik krizlere bakıldığında, büyüme oranının gelişmiş ekonomilerde yavaşladığını, gelişmekte olan ülkelerin daha iyi durumda olduğunu anlatan İbrahim Turhan, şunları söyledi:
“Yine geleceğe yönelik bir başka öngörü de gelişmekte olan piyasaların global ekonomiye katkısının 2019 yılı itibarıyla yüzde 60’a ulaşacağını gösteriyor. Bu gelişme kendisini özel sektörde de gösteriyor. Bugün itibarıyla yıllık geliri 1 milyar doların üzerinde neredeyse 9 bin şirket bulunuyor. Bunların neredeyse üçte ikisi gelişmiş olan ekonomilerde yer alıyor. Tahminlere göre 2025 yılında yıllık cirosu 1 milyar doların üzerinde olan küresel şirket sayısı 15 bine yükselecek ve bunların yarısı gelişmekte olan piyasalarda yer alacak.”
Türkiye Finansal Piyasalarındaki Restorasyon Çalışmaları
Türkiye’nin bu bölgedeki en büyük ekonomi, İstanbul’un da doğal bir merkez olduğuna dikkat çeken İbrahim Turhan, yasa yapıcıların da Türkiye’de piyasanın ve borsanın gelişmesi için çaba içinde olduğunu belirterek, çok sayıda yönetmelik ve kanun hazırlanarak uluslararası arenada istenen standartların yakalanmasını sağladıklarını söyledi.
Türk ekonomisi ve finansal piyasalar arasındaki büyüme farklılığını kapatmak için 4 ayaklı bir strateji izlediklerini anlatan İbrahim Turhan, “Bunlardan bir tanesi kurumsal restorasyondu. Yani Türkiye’deki 3 borsanın tek bir çatı altında toplanması ve tüm finansal araçlar için bu borsanın sorumlu yetkili olması ve böylece her işlemin çok daha kolay ve zahmetsiz bir şekilde yapılması” dedi.
Bunun için alt yapının geliştirilmesiyle ilgili olarak NASDAQ OMX ile yapılan stratejik ortaklık anlaşmasına dikkat çeken İbrahim Turhan, Borsa İstanbul’un bölgedeki 25 ülkeye teknoloji sunma yetkisine sahip olduğunu kaydetti.
setpage
Sürdürülebilir Bir Piyasa İçin Bölgesel İşbirliğinin Önemi
Yabancı ve yetkin yatırımcıların Türkiye’ye çekilmesi ve bölge borsaları ile işbirliğinin stratejinin diğer ayaklarını oluşturduğunu belirten İbrahim Turhan, şunları söyledi:
“Sürdürülebilir bir piyasayı tek başına gerçekleştirmemiz pek mümkün görünmüyor. Likidite çok önemli... Orta Doğu’dan, Kuzey Afrika’dan Orta ve Doğu Avrupa’ya bütün borsaları bir federasyon altında toplamak bizim için önemli bir adım. Sadece bu yeterli değil. Bütün borsalar arasında bir ağ üzerinden çalışabilmek bizim için hedef olmalı ve bu bölgede geliştirilen her türlü finansal araçtan aynı ağı kullanan bütün borsalar üzerinden her yatırımcının faydalanabilmesi önemli. Sayısal ve finansal alt yapılarını birleştirirken tabii ki şeffaflık ve açıklığa da sahip olmamız gerekiyor. Çünkü yatırımcılar ve finansal otoriteler mutlaka birbirleriyle bir şeffaflık çerçevesinde çalışmak zorunda… Ekonomik mimarimizde önemli gelişmelere ihtiyacımız var. Bunda da çok ciddi anlamda güçlü sermaye piyasalarının çok önemli rol oynayacağını düşünüyorum. Bizlerin çok etkin bir şekilde çalışarak burada başarılı olacağımızdan hiç kuşkum yok.”
Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği Başkanı İlhami Koç, Türkiye’nin gelişmekte olan bir Pazar olduğunu, likidite açısından yüksek bir seviyede bulunduğunu kaydetti.
Türkiye’de bir dönem çok yüksek faiz ve enflasyon oranlarının yaşandığına dikkat çeken İlhami Koç, bu yüzden kısa vadeliliğin Türkiye’de kabul gören bir yatırım anlayışı haline geldiğini belirtti. Koç, “Buradaki sermaye piyasalarını incelerken bu bakış açısını değiştirmeliyiz. Bu ülkedeki kısa vadeli yatırım anlayışını uzun vadeli yatırım anlayışı ile değiştirmeliyiz. Mesela özel emeklilik fonlarına yatırım yapan kişilere hükümet yüzde 25 destek veriyor. Bu yolla varlık yatırımları açısından önemli bir katkı sağlandı. Hükümet destekleri önemli fırsatlar yaratıyor. Sermaye Piyasası Kurulu Türkiye’de açık model platformunu yarattı. Önümüzdeki yıllarda bizde bu platformu kullanmalıyız” dedi.
Konferansın açılışında Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkan Yardımcısı Tevfik Kınık, Erste Varlık Yönetim Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Heinz Bednar ve “Emerging Markets in an Upside Down World” kitabının yazarı Dr. Jerome Booth da açılış oturumunda birer konuşma yaptılar.
Konferans çerçevesinde düzenlenen panellerde; bölge konusunda uzman 20 konuşmacı ilk defa Türkiye’de bir araya gelerek, “Orta ve Doğu Avrupa Bölge Ekonomilerinin Orta Vadeli Görünümü”, “Finansal Piyasaların Derinleşmesi İçin İş Birliği İmkanları”, “Portföy Yönetimi Sektörünün Bölge Ekonomilerinin Büyümesinde Üstlenebileceği Rol” ve “Portföy Yönetim Şirketleri Gözüyle Bölgedeki En Cazip Yatırım Fırsatları” konularını ele aldı.
Moderatörlüğünü EBRD Ukrayna Ülke Direktörü Şevki Acuner’in yaptığı Konferansın birinci panelinde Morgan Stanley Orta ve Doğru Avrupa Ekonomisti Pasquale Diana, CFA Rusya Başkanı Neil Withers, International Monetary Fund Gelişen Avrupa Bölümü Ekonomisti Jesmin Rahman Orta ve Doğu Avrupa Bölgesi’ne Dışarıdan Bakış konularını tartıştı.
CFA Institute Yönetim Kurulu Üyesi & Ünlü Menkul Değerler Yönetim Kurulu Üyesi Attila Köksal’ın moderatörlüğünü yaptığı ikinci Panel oturumunda Borsa İstanbul Başkanı ve Genel Müdürü Dr. İbrahim Turhan, Orta ve Doğu Avrupa Borsaları Grubu Genel Müdürü Petr Koblic, Atina Borsası COO Yardımcısı Nicos Porfiris, NASDAQ OMX Yönetici Direktörü Valerie Bannert-Thurner Orta ve Doğu Avrupa’de Gelişen Piyasalar İçin İşbirliği’ni masaya yatırdı.
İş Portföy Yönetimi Genel Müdürü Tevfik Eraslan’ın moderatörlüğünü yaptığı 3. Panel oturumunda Macaristan Aberdeen Asset Management CEO’su Krisztina Kozma, CFA Romanya Başkanı & Raiffeisen Genel Müdürü Mihail İon, Schroders Varlık Yönetimi, Küresel Kuruluşlar İlişki Direktörü Lydia Malakis Orta ve Doğu Avrupa’da Fon Büyümesi konusunu tartıştı.
Ak Portföy GMY & CFA İstanbul Başkanı Ertunç Tümen’in moderatörlüğünü yaptığı 4. Panel oturumunda Franklin Templeton Türkiye Direktörü Carlos Von Hardenberg, Aberdeen Asset Management Portföy Yöneticisi Peter Taylor, Allianz Global Investors Portföy Yöneticisi Alexandra Richter Orta ve Doğu Avrupa’nın bölgesel özelliklerini ele aldı.
“Parlak Bir Geleceği Konuşmak: Zenginliğe Giden Yol” temasıyla düzenlenen konferansta, son dönemde Avrupa ekonomilerindeki yavaşlamanın muhtemel negatif etkileri ve bölgeyi sarsan jeopolitik riskleri göz önüne alarak Doğu Avrupa Bölgesinin ekonomik potansiyeli yeniden masaya yatırıldı.
Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr. M. İbrahim Turhan, sürdürülebilir bir piyasayı tek başına gerçekleştirmenin pek mümkün görünmediğine dikkat çekerek, “Orta Doğu ve Kuzey Afrika’dan Orta ve Doğu Avrupa’ya kadar bütün borsaları bir federasyon altında toplamak bizim için önemli bir adım. Bütün borsalar arasındaki bir ağ üzerinden çalışabilmek bizim için hedef olmalı ve bu bölgede ortaya sürülen her türlü finansal araçtan aynı ağı kullanan bütün borsalar üzerinden her yatırımcının faydalanabilmesi önemli” diye konuştu.
CFA İstanbul Yatırım Profesyonelleri Derneği tarafından , Borsa İstanbul ve İş Portföy Yönetimi ana sponsorluğunda düzenlenen 3. Orta ve Doğu Avrupa Yatırım Konferansı, 7 Kasım 2014 Cuma günü, İş Sanat Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği, Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği ve Thomson Reuters “silver sponsor” olarak yer aldı. Cambridge Üniversitesi Judge Business School tarafından da desteklenen konferansın “TV Medya sponsoru” ise Bloomberg HT oldu.
“Parlak Bir Geleceği Konuşmak: Zenginliğe Giden Yol” temasıyla gerçekleştirilen konferansın hoş geldin konuşmasını yapan CFA İstanbul Başkanı Ertunç Tümen’den sonra açılış konuşmasını yapan Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr. M. İbrahim Turhan, Merkez Bankası’nda görevliyken katıldığı bir toplantıda “20-30 yıl sonra küresel ekonomide ne gibi değişikliklerin olacağına” ilişkin bir soru üzerine Çin’in, ABD’den sonra 2. Büyük Pazar olacağı öngörüsünde bulunulduğunu anlattı. Turhan, 2011 yılında bu öngörünün gerçekleştiğini, bugün Çin ekonomisinin neredeyse ABD ekonomisi ile eşitlenmiş durumda olduğunu kaydetti.
Gelişmekte Olan Ülkelerin Global Ekonomiye Katkıları Artacak
Dünyanın çok büyük bir değişim geçirdiğini, gelişmelere, finansal ve ekonomik krizlere bakıldığında, büyüme oranının gelişmiş ekonomilerde yavaşladığını, gelişmekte olan ülkelerin daha iyi durumda olduğunu anlatan İbrahim Turhan, şunları söyledi:
“Yine geleceğe yönelik bir başka öngörü de gelişmekte olan piyasaların global ekonomiye katkısının 2019 yılı itibarıyla yüzde 60’a ulaşacağını gösteriyor. Bu gelişme kendisini özel sektörde de gösteriyor. Bugün itibarıyla yıllık geliri 1 milyar doların üzerinde neredeyse 9 bin şirket bulunuyor. Bunların neredeyse üçte ikisi gelişmiş olan ekonomilerde yer alıyor. Tahminlere göre 2025 yılında yıllık cirosu 1 milyar doların üzerinde olan küresel şirket sayısı 15 bine yükselecek ve bunların yarısı gelişmekte olan piyasalarda yer alacak.”
Türkiye Finansal Piyasalarındaki Restorasyon Çalışmaları
Türkiye’nin bu bölgedeki en büyük ekonomi, İstanbul’un da doğal bir merkez olduğuna dikkat çeken İbrahim Turhan, yasa yapıcıların da Türkiye’de piyasanın ve borsanın gelişmesi için çaba içinde olduğunu belirterek, çok sayıda yönetmelik ve kanun hazırlanarak uluslararası arenada istenen standartların yakalanmasını sağladıklarını söyledi.
Türk ekonomisi ve finansal piyasalar arasındaki büyüme farklılığını kapatmak için 4 ayaklı bir strateji izlediklerini anlatan İbrahim Turhan, “Bunlardan bir tanesi kurumsal restorasyondu. Yani Türkiye’deki 3 borsanın tek bir çatı altında toplanması ve tüm finansal araçlar için bu borsanın sorumlu yetkili olması ve böylece her işlemin çok daha kolay ve zahmetsiz bir şekilde yapılması” dedi.
Bunun için alt yapının geliştirilmesiyle ilgili olarak NASDAQ OMX ile yapılan stratejik ortaklık anlaşmasına dikkat çeken İbrahim Turhan, Borsa İstanbul’un bölgedeki 25 ülkeye teknoloji sunma yetkisine sahip olduğunu kaydetti.
setpage
Sürdürülebilir Bir Piyasa İçin Bölgesel İşbirliğinin Önemi
Yabancı ve yetkin yatırımcıların Türkiye’ye çekilmesi ve bölge borsaları ile işbirliğinin stratejinin diğer ayaklarını oluşturduğunu belirten İbrahim Turhan, şunları söyledi:
“Sürdürülebilir bir piyasayı tek başına gerçekleştirmemiz pek mümkün görünmüyor. Likidite çok önemli... Orta Doğu’dan, Kuzey Afrika’dan Orta ve Doğu Avrupa’ya bütün borsaları bir federasyon altında toplamak bizim için önemli bir adım. Sadece bu yeterli değil. Bütün borsalar arasında bir ağ üzerinden çalışabilmek bizim için hedef olmalı ve bu bölgede geliştirilen her türlü finansal araçtan aynı ağı kullanan bütün borsalar üzerinden her yatırımcının faydalanabilmesi önemli. Sayısal ve finansal alt yapılarını birleştirirken tabii ki şeffaflık ve açıklığa da sahip olmamız gerekiyor. Çünkü yatırımcılar ve finansal otoriteler mutlaka birbirleriyle bir şeffaflık çerçevesinde çalışmak zorunda… Ekonomik mimarimizde önemli gelişmelere ihtiyacımız var. Bunda da çok ciddi anlamda güçlü sermaye piyasalarının çok önemli rol oynayacağını düşünüyorum. Bizlerin çok etkin bir şekilde çalışarak burada başarılı olacağımızdan hiç kuşkum yok.”
Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği Başkanı İlhami Koç, Türkiye’nin gelişmekte olan bir Pazar olduğunu, likidite açısından yüksek bir seviyede bulunduğunu kaydetti.
Türkiye’de bir dönem çok yüksek faiz ve enflasyon oranlarının yaşandığına dikkat çeken İlhami Koç, bu yüzden kısa vadeliliğin Türkiye’de kabul gören bir yatırım anlayışı haline geldiğini belirtti. Koç, “Buradaki sermaye piyasalarını incelerken bu bakış açısını değiştirmeliyiz. Bu ülkedeki kısa vadeli yatırım anlayışını uzun vadeli yatırım anlayışı ile değiştirmeliyiz. Mesela özel emeklilik fonlarına yatırım yapan kişilere hükümet yüzde 25 destek veriyor. Bu yolla varlık yatırımları açısından önemli bir katkı sağlandı. Hükümet destekleri önemli fırsatlar yaratıyor. Sermaye Piyasası Kurulu Türkiye’de açık model platformunu yarattı. Önümüzdeki yıllarda bizde bu platformu kullanmalıyız” dedi.
Konferansın açılışında Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkan Yardımcısı Tevfik Kınık, Erste Varlık Yönetim Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Heinz Bednar ve “Emerging Markets in an Upside Down World” kitabının yazarı Dr. Jerome Booth da açılış oturumunda birer konuşma yaptılar.
Konferans çerçevesinde düzenlenen panellerde; bölge konusunda uzman 20 konuşmacı ilk defa Türkiye’de bir araya gelerek, “Orta ve Doğu Avrupa Bölge Ekonomilerinin Orta Vadeli Görünümü”, “Finansal Piyasaların Derinleşmesi İçin İş Birliği İmkanları”, “Portföy Yönetimi Sektörünün Bölge Ekonomilerinin Büyümesinde Üstlenebileceği Rol” ve “Portföy Yönetim Şirketleri Gözüyle Bölgedeki En Cazip Yatırım Fırsatları” konularını ele aldı.
Moderatörlüğünü EBRD Ukrayna Ülke Direktörü Şevki Acuner’in yaptığı Konferansın birinci panelinde Morgan Stanley Orta ve Doğru Avrupa Ekonomisti Pasquale Diana, CFA Rusya Başkanı Neil Withers, International Monetary Fund Gelişen Avrupa Bölümü Ekonomisti Jesmin Rahman Orta ve Doğu Avrupa Bölgesi’ne Dışarıdan Bakış konularını tartıştı.
CFA Institute Yönetim Kurulu Üyesi & Ünlü Menkul Değerler Yönetim Kurulu Üyesi Attila Köksal’ın moderatörlüğünü yaptığı ikinci Panel oturumunda Borsa İstanbul Başkanı ve Genel Müdürü Dr. İbrahim Turhan, Orta ve Doğu Avrupa Borsaları Grubu Genel Müdürü Petr Koblic, Atina Borsası COO Yardımcısı Nicos Porfiris, NASDAQ OMX Yönetici Direktörü Valerie Bannert-Thurner Orta ve Doğu Avrupa’de Gelişen Piyasalar İçin İşbirliği’ni masaya yatırdı.
İş Portföy Yönetimi Genel Müdürü Tevfik Eraslan’ın moderatörlüğünü yaptığı 3. Panel oturumunda Macaristan Aberdeen Asset Management CEO’su Krisztina Kozma, CFA Romanya Başkanı & Raiffeisen Genel Müdürü Mihail İon, Schroders Varlık Yönetimi, Küresel Kuruluşlar İlişki Direktörü Lydia Malakis Orta ve Doğu Avrupa’da Fon Büyümesi konusunu tartıştı.
Ak Portföy GMY & CFA İstanbul Başkanı Ertunç Tümen’in moderatörlüğünü yaptığı 4. Panel oturumunda Franklin Templeton Türkiye Direktörü Carlos Von Hardenberg, Aberdeen Asset Management Portföy Yöneticisi Peter Taylor, Allianz Global Investors Portföy Yöneticisi Alexandra Richter Orta ve Doğu Avrupa’nın bölgesel özelliklerini ele aldı.