Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki (TBMM) grup toplantısında konuştu.
Özel’in konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“31 Mart’ta çok zorlu bir seçimi geride bıraktık. Çok doğru adaylar, çok uzun yıllar sonra büyük bir teveccühle karşılandı. 47 yıl sonra partimiz, birinci parti olurken Türkiye coğrafyasının dört bir yanında çok önemli görevler üstlendik.
Abdurrahman Tutdere, deprem bölgesinde adaylaştırdığımız iki milletvekilinden birisiydi. Veli Ağbaba ile birlikte o acıyı içlerinde hissettiler. Günler, haftalar değil aylar, neredeyse bir yıl kendi illerinde depremzedelerle birlikte ağladılar, yas tuttular, aç ve soğukta kaldılar ama kendilerinin sesini duyurdular.
"Hak arama mücadelesinin önünde durmayın"
Anneler beni de ziyaret etti. Sayın Kurtulmuş’tan randevu talepleri vardı, biz de aracılık ettik. Sayın Ali Yerlikaya’dan talepleri vardı, Sayın Bakan randevuyu vereceğini söyledi. Bu hafta hepimiz Cumartesi Annelerinin bininci haftasında Türkiye’yi utandıracak değil, biraz olsun hep birlikte normalleşmenin, hak aramanın, aslında anayasal bir hakkın, bu kadar da kutsal bir hakkın kullanımına şahitlik etmek istiyoruz.
Buradan çağrımız, Cumartesi Annelerinin etrafındaki utanç bariyerlerini kaldırın. Hak arama mücadelesinin önünde durmayın ve o acıyı yaşatanlara değil, yaşayanlara duygudaş olun. Onlar gibi hissedin, bu ülkedeki bu ayıbı ortadan kaldırın. Biz orada olacağız, arkalarında duracağız.
10 kişiye yakın bir milletvekili heyetimiz, Kobani davasının karar duruşmasını takip etti. Halkların Demokratik Partisi’nin Eş Genel Başkanları Sayın Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da yargılandığı davada hukuki değil, siyasi kararların verildiğine hep birlikte şahitlik ettik.
Davanın iddianamesi uzun yıllar siyasilerin kürsüden savcılara dikte ettirilmesi sonucunda yazılmıştı. Olaylar yaşandıktan 5 yıl sonra dava açıldı ve 6-8 Ekim olayları, o olaylarda hayatını kaybeden rahmetli 16 yaşındaki evladımız Yasin Börü’nün öldürülmesinden sorumlu tutuluyorlardı.
Yargılama yapıldı, bitti. Ne Demirtaş, ne bir başkası Yasin Börü’nün ölümüyle bağlantılı bulunmadı. Hiçbirisi insanların hayatını kaybetmesine söz konusu olan o süreçle ilgili ceza almadı. Attıkları tweetlerden, başka başka zamanlarda kullandıkları ifadelerden dolayı ceza aldılar.
Aslında kararı veren hakim, cezaları verdiği yerle yükü sırtından attı. Dedi ki ‘Ne Erdoğan’ın ne AK Parti sözcülerinin, ne MHP’lilerin bu konuda söylediği iddiaların hiçbirinden ceza vermiyorum.’ Birçok kişi salıverildi, birçok kişinin verilen ceza yattığına yetti, çıktı. Ama Sayın Demirtaş, Yüksekdağ ve bazılarına da çok ağır cezalar verdiler. Bu cezalar aslında Erdoğan’ın siyasi adreslemesiyle uyumlu.
Davanın hukuki olmadığını hep söyledik, siyasi olduğunu ifade ettik, etmeye de devam edeceğiz. Davadaki kararların hiçbirisini hukuki kararlar olarak değerlendirmiyoruz.
Sayın Bahçeli, Kobani mahkeme kararlarını siyasi kararlar dememizin normalleşmeye aykırı olduğu söylemiş. Bana da dört tane anormal soru sormuş. Dört soruyu okumaya utanırım.
Bunlar Cumhuriyet Halk Partisi’nin, ülkenin kurucu partisinin, Cumhuriyet Halk Partisi gibi Türkiye İttifakı diyen bir partinin, bunu ay yıldızlı al bayrağın renklerini meydanlarda haykıran bir partinin, milli takım ayağa kalkınca ayağa kalkanlar bizim ittifakımızdır diyen bir partinin, Filenin Sultanları ile birlikte ağlayanların partisinin genel başkanına sorulacak soru değil. Bu soruların kime sorulacağını biliyorum da bu seviyeye inmek istemiyorum.
"CHP olarak kadının ister evlilik sonrası eşinin soyadını, ister kendi soyadını, ister ikisini birden kullanmasını savunuyoruz"
İran Cumhurbaşkanının ölümünün üzerindeki sis perdesi aralanmalıdır diye bugün promptera yazanlar, Sinan Ateş davasının üzerine sis çöktürürken bu ikisinin sisteki payı nedir? Yoksa bu sisin kendisi bizatihi bu ikisi midir?
Sayın Bahçeli, CHP bir siyasi davaya siyasi diyor diye normalleşmeye bir şey olmaz ama Türkiye normalleşecekse sokak ortası cinayetlerine kimse sahip çıkmayacak. Türkiye, normalleşecekse hiçbir siyasinin böylesi bir durumda sorgulanma, yargılanmasının önünde kimse kalkan olmayacak. Türkiye normalleşecekse MHP normal bir siyasi çizgide kalacaksa bu ayıptan MHP de kurtulacak, Türkiye de kurtulacak.
AK Parti iktidarı, her yeni partiyle yargıdaki sorunlar yumağını biraz daha büyütüyor. Geçmiş pratiğimiz gösteriyor ki çok umutlarla getirilen yargı paketleri, yeni yasaklara, hak aramanın önündeki engellere dönüştü. Yeni şeytanlar yarattı.
CHP olarak kadının ister evlilik sonrası eşinin soyadını, ister kendi soyadını, ister ikisini birden kullanmasını savunuyoruz. Sonuna kadar da bu mücadelenin arkasında olacağız.
"Kamuda tasarruf adı altında memurun servisiyle uğraşıyorlar"
Kimse unutmasın. Otoriter, popülist liderler birbirlerinden öğrenirler. Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim. Cumhur İttifakı, bu yasayı geri çekmezseniz işte sizin karneniz de budur, ekibiniz de budur. Bu ekibiniz, dünya tarihine büyük gerileme filmini çekenler olarak geçiyor. Siz de bunların Türkiye şubesisiniz. Bunlarla birlikte dünya siyasi tarihinin kara bir sayfasında yerinizi alırsınız.
Enflasyonla mücadele edemedikçe, dar gelirlinin yüzünü güldürmek yerine onlara kemer sıktırmaya, emekliyi perişan etmeye devam ediyorlar. Kamuda tasarruf adı altında memurun servisiyle uğraşıyorlar. Öğretmenin atamasını yapmamayı marifet sayıyorlar. Ama bir yandan da geçtiğimiz hafta köprü ve otoyollara son beş ayda ikinci kez zam yaptılar. Sadece 5 ayda kamuya ait köprülerde yüzde 181, yap-işlet-devretlerde yüzde 110 zam geldi.
Emekliyle yüz yüze gelme zamanı geldi. Pazar günü saat 14.00’te Tandoğan Meydanı’na tüm emeklileri, bütün emekçileri, emeklilere sahip çıkan herkesi bekliyoruz."
Hibya Haber Ajansı