Kılıçdaroğlu’nun "Türkiye'nin geleceği için çalışmaya devam etmek zorundayız. Bizi paramiliter hiçbir yapı yolumuzdan alıkoymamalı. Bugün Türkiye'nin en can yakıcı konusuna, devrimsel bir proje ile yanıt veriyorum. Eğitim." notuyla paylaştığı videodaki konuşmasından bazı satır başları şöyle:
Hem halkı fakirleştirdiler hem de eğitim harcamalarını OECD ortalamasının iki katına çıkardılar
"Bugün sizlerle uzun süredir üzerinde çalıştığım hayati bir meseleyi konuşacağız. Eğitim meselesi, yani hepimizin en hayati meselesi. Kim olursak olalım, neye inanırsak inanalım, eğitimin bu ülkede berbat olduğunu ve çocuklarımızı sakatladığını hepimiz biliyoruz. Eğitim sistemimiz çok uzun yıllardır sistematik bir biçimde tarumar edildi. Son 20 yılın faturası ise çok ağır oldu. Bu iktidar 8 kez Milli Eğitim Bakanı değiştirdi. Eğitim sistemi 17 kez değişti.
Bugün eğitimden ne öğrenciler mutlu, ne öğretmenler ne de veliler. Böylesine hoyratça tüketilmiş bir eğitim sisteminden kim mutlu olabilir ki? İşin bir başka acı yönü daha var. Türkiye’de bir ailenin üstlendiği eğitim harcaması, OECD ortalamasının iki katından fazla. Düşünün hem halkı fakirleştirdiler hem de eğitim harcamalarını OECD ortalamasının iki katına çıkardılar. Anneler, babalar eğitim masraflarının altında ezildi. Çocuklarına yetemiyor olmanın yürek burukluğunu yaşar oldular. Bakın bu ülkede fakir, fukaranın makus talihini kırabilmesinin tek yolu, eğitimdir."
İyi eğitimin en büyük düşmanı nedir?’ diye düşündüm, çok basit bir yanıtı var: Siyaset
"Millet İttifakı olarak ilan ettiğimiz Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nde eğitime dair çerçevemizi çizdik fakat çok daha fazlasını hayata geçireceğiz. Ben bugün o politikaları anlatmayacağım. Vaktiniz varsa siz onları okur, incelersiniz. Ben bugün eğitimde yapacağım en büyük devrimi açıklayacağım. Düşündüm, taşındım, ‘İyi eğitimin en büyük düşmanı nedir?’ diye, çok basit bir yanıtı var. Siyaset.
Eğitimi siyasi saiklerle yönetmeye kalkarsan o sistem çöküyor. O zaman en önemli reform Milli Eğitim Bakanlığını dünyada kabul görmüş, pedagojik kurallara göre yönetmek ve siyasetin etkisinden arındırmak. Yani siyasi partilerin siyaset üstü milli konularda hadlerini bilmesi ve o alana siyaset sokmaması. Yani siyasi partilerin siyaset üstü milli konularda hadlerini bilmesi ve o alana siyaset sokmaması.
Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası gibi bağımsız bir yapıya dönüşerek asla siyasetin girmeyeceği bir kurum olacak
"Eğitimde yapacağım en büyük devrim, Milli Eğitim Bakanlığını Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası gibi bağımsız bir yapıya dönüştürerek içini asla siyasetin girmeyeceği bir kurum haline getirmektir. Kapıları siyasi müdahalelere tamamen kapalı olacak bu yapı sayesinde eğitimin, eğitimin yıldız uzmanları ve onların oluşturduğu kurullar yönlendirecek. Bu kurullar eğitim politikalarını ortaya koyacak.
Milli Eğitim Bakanlığı icracı bakanlık olacak ve teşkilatı yönetecek. Ekonomide şampiyonlar ligi takımı nasıl gece gündüz ülke ekonomi için çalışacaksa, bizim şampiyonlar ligi kadrosu da eğitimde gerçekleştireceğimiz büyük sıçrama için çalışacak. Kadrosu diyorum. Dikkat edin. Kadromuz demiyorum. Çünkü bu kadro siyasi olmayacak.
Eğitim politikaları dokunulmaz bir liyakat esasıyla yönetilecek. Kısa, orta, uzun vadeli makro ve mikro planlamalar doğrultusunda tüm hamleler hayata geçirilecek. Bu dokunulmazlığı kanunla güvence altına alacağız. Eğitimde siyaset değil, liyakat esas alınacak. Eğitim fakültelerinin niteliğini de bu doğrultuda hızla yükselteceğiz. Öğretmenlerimizin yetkinliği kadar refahı da iyileştirilecek. Çünkü bu aynı zamanda çocuklarımızın yetkinliği ve gelecekteki refahı demek. Öğretmenin özgüveni yüksek olacak ki öğrencilerini hayata hazırlayabilsin."
Ülkemizin bir işsizlik problemi var ama ondan öte bir sorunumuz daha var. O da mesleksizlik.
"Gençler iş bulamıyor. İşverenler de işe uygun mesleki bilgi, birikim ve özgüvene sahip yetkin eleman bulamıyor. İşte bu kısır döngüden hızla çıkacağız.
Gençlerimizin mesleki diplomaları tüm dünyada geçerli olacak ve kazandıkları bu yetkinlikleri ülkeden kaçmak için değil, dünyayı görmek ve ülkelerine dönüp uygulamak için kullanacak. Hatta bu eğitim uygulamalarını zaman içinde ihraç eder hale de geleceğiz.
Göreceksiniz iktidara gelip gelmez, başlatacağımız eğitim devrimi sayesinde ülkemizin her yerine büyük bir enerji yayılacak. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına hak ettiğimiz şekilde gireceğiz.”
Hibya Haber Ajansı