SESMİR Başkanı Orhan Ökmen, ekonomiye ilişkin değerlendirmede bulundu.
Değerlendirmede öne çıkanlar şöyle:
- Yurtiçi ve yurtdışı piyasalar nezdinde, Merkez Bankası'nın en tepe noktasındaki tam yetkilinin Merkez Bankası başkanlığı değil, Cumhurbaşkanlığı olduğu genel ve yaygın kanı haline gelmiştir.
- Cumhurbaşkanlığınca desteklendiği açık ve direkt olarak beyan edilmedikçe, Merkez Bankası'nın iletişim politikalarının kendi başına inandırıcılık sağlaması ve kredibilite kazanması beklenti olmaktan artık çıkmıştır.
- Merkez bankası karar ve politikaları, şu anda olduğu gibi, Cumhurbaşkanlığı tarafından arka plandan belirlenmeye ve yönlendirilmeye devam edilecekse, Merkez Bankası Başkanlığının açıklamalarıyla -ki bu açıklamalar doğru olsa bile- Türk Lirasının istikrar kazanması artık mümkün olamayacaktır: Merkez Bankası'nın kurumsal bağımsızlığının hukuki dayanakları oluşturulup hayata geçirilmesi esas çözüm olmakla birlikte, Merkez Bankasının sorumlulukları, bizzat Cumhurbaşkanlığı tarafından direkt olarak devralınıp alenen yürütülmesi şu andaki fiili durumdan çok daha ehven olabilecektir.
- Merkez Bankası'nın kurumsal bağımsızlığı konusunda tercihler netleştirmeden, para politikalarının işlevsizliği, döviz piyasalarındaki stres hali ve keyfilik artmaya devam edecektir.
- Borçlular açısından yükselen kur, bir faiz bileşeni olarak, ödemeler dengesi krizine yol açabilecek, çıplak faizden daha riskli temel bir finansman maliyetidir. Yükselen kur, en yüksek tarihi seviyesine çıkmış olan ve vade dengesi kısa vade lehine artış gösteren dış borç çevrimini zorlaştırmaya devam etmektedir.
- 2021 yılı büyüme ve istihdam yaratma dinamikleri tekrar zayıflamaya başlamıştır: Türkiye ekonomisinin net ithalatçısı olduğu emtia fiyatlarındaki artışın devam etmesi, ABD tahvil piyasalarındaki oynaklık ve salgının kontrolündeki gecikmelere bağlı olarak turizm gelirlerinin düşük kalması 2021 büyüme ve istihdam yaratma olanaklarını azaltmaktadır.
-iDeal Haber Merkezi-