Başbakan Binali Yıldırım, Çankaya Köşkü’nde sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. Yıldırım, yaptığı konuşmada, “Siyaset büyük bir deniz ise STK’lar bu denizi besleyen zengin nehirlere benzer. Tabii ki sivil toplum dinamiklerinin tek görevi siyaseti zenginleştirmek değil ayın zamanda toplumda artı değer üretme ve farkındalık oluşturmak gibi bir görevi var. Toplumlar ve bireyler zıt kutuplar arasında kendi varlıklarını ortaya koyma gayreti içerisindeydi. Günümüz dünyasında bu basmakalıp algılar tamamen değişti. Bugün çok sesli bir düşünsel yelpaze söz konusu. STK’lar birbirinin tersi olan uçlar arasında gidip gelmiyor. İnsan odaklı yaklaşımlarla düşünsel ve eylemsel seçenekler sunarak fikir ve eylem ikilisini gerçekleştiriyor. Aynı zamanda STK’ların niteliği ve niceliğinin yüksek olması o ülkedeki demokrasinin de gücünü gösterir” ifadelerini kullandı.
“ Bugün Karşılıklı Atılan Adımların Sonuçlarını Görüyoruz”
Sivil toplum kuruluşlarının önemini vurgulayan Yıldırım, “Hükümetlerimiz döneminde STK’ları siyasete toplumun sesini ileten güçlü ve canlı kurumlar olarak gördük. Bugün karşılıklı atılan adımların sonuçlarını görüyoruz. Bu salonda bulunan yüreği büyük, gönlü geniş bütün sivil toplum mensuplarına şükranlarımı sunuyorum. Türkiye, mazluma sığınak, yolda kalana yoldaş, hastaya şifa, dertliye de derman olmuş bir ülkedir. Türkiye sizlerin katkılarıyla 21. yüzyılın tüm acımasız dayatmalarına karşın insanlık adına bir umut kapısı haline geldi. Yanıbaşımızda Suriye’de masum insanlar ölüyor, çocuklar ölüyor. Çocukların yaşayamadığı dünyada biz neyi konuşacağız. Afrika’da yeterli ve sağlıklı su kaynağına ulaşamadığı için saat başı hayatını kaybeden insanlar varken hiçbir şey yokmuş gibi hayatımıza nasıl devam edeceğiz? BBiz edemedik, sizler de edemediniz. Van depremi yeni olmuş, devletimiz bölgeye gidiyordu. O günlerde Beşiktaş taraftarı Van plakasını gösterdiğinde Van üşemesin diyerek atkılarını sahaya attılar. İşte bu merhamet duygusu devletin hassasiyeti, sizin de işin içinde bulunmasından güç alıyor. Bu sezonu şampiyon olarak kapatan Beşiktaş’ı tebrik ediyorum” şeklinde konuştu.
Sınırlarda yaşanan gelişmelere işaret eden Yıldırım, “Sınırlarında beklettiği mültecilere insanlıktan yoksun davrananların utançları kaydedilecek. Ülkemiz ise tertemiz bir sayfayla insanlık onurunu ayakta tutan bir medeniyetin sahibi olarak tarihteki yerine alacaktır” dedi.
“Terör Belası Merhametin Olmadığı Bir Olgudur”
Yıldırım, “Bugün bütün dünyada yaşanan asimetrik terörün bir sebebi de uluslararası toplumun insanı merkeze alan yaklaşımlardan uzaklaşmasıdır. Terör belası merhametin olmadığı, insanların adeta robotlaştırıldığı, sistemlerin tetiklediği bir olgudur. Bugün memleketimiz doğru politikalarla terör belasını def etmek için gayreetle çalışmaktadır. Bölücü terör örgütüne katılımların sıfıra indirilmesi için güvenlik güçlerimiz bölge halkıyla iç içe olarak başarılı bir çalışma yürütmektedir. Bölücü PKK terör örgütü tarihinin en ağır darbesini alırken, bölgedeki kardeşlerimiz de tarihin en büyük destanını yazıyor. İçindeki militanlarının robotlaştırarak birer hain olarak yetiştiren FETÖ terör örgütüyle mücadelemiz sürüyor. Devletin içine yerleşmiş kan emicilerin kökü temizlenene kadar bize bir dakika durmak yok” ifadelerini kullandı.
“15 Temmuzu Unuturmayacağız”
15 Temmuz’u unutmadıklarını ve unutturmayacaklarını anlatan Yıldırım, “Yıldönümünde 15 Temmuz’u memleketin her köşesinde, her ilin, ilçenin meydanında beraber milletimizle aynı ruh ve coşkuyla demokrasi bayramı olarak kutlayacağız. Şehitlerimizi anacağız. Devletin sahibi elbette millettir. 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra yapılan Yenikapı mitingi sivil toplumun haykırışıydı” diye konuştu.
“Hep beraber siyasetle, sivil toplumla ülkemizin bütün paydaşlarıyla bir olacağız, beraber olacağız, iri olacağız, birlikte Türkiye olacağız” diyen Yıldırım, “Bölgede Türkiye’nin güçlü olması, yaşadığımız bütün olaylar bize bunu gösteriyor. Son günlerde körfezde yaşanan gelişmeler bölgede yeni bir sorun alanının belirtileridir. Ümit ederiz henüz Suriye, Irak, Yemen, Libya’da sorunlar çözülmeden, akan kan durmadan yeni bir sorun alanı oluşmasın. Hükümetimiz ilgili ülkeleri sükunete davet etmekte, yaşanan sorunların diyalogla çözümünü sağlamak için her türlü gayreti gösteriyoruz. Bölgenin yeni sorunları kaldıracak durumu yok. Acı olan da tabii Müslüman ülkelerin yoğun olduğu bölgede bu sorun alanının artmasıdır. Bunun da inanç değerlerimiz açısından izahı zordur” açıklamasında bulundu.